Bir Anneler günü yazısı
Bir Anneler günü yazısı
Bu gün Anneler günü. Muhtemelen büyük çoğunluk annesinin elini öpüp ona hediyeler alarak, bir kez daha sevgisini gösterecekler. Hele bir kısım birkaç çeşit maskeyle dolaşan bazı evlatlar da sırf bu güne özel annelerine iyi davranıp hediyeler alacaklar. Bunun yanı sıra, sayıları az da olsa bu gün bile annelerine hediye almayan onların gönlünü almayan onlara iyi davranmayan ve hatta yüzlerini dahi görmeyen evlatlar da yok değil aramızda… Yine de Annelerine hürmet eden onları mutlu eden her evlada ben samimiyetle teşekkür ediyorum ve biliyorum ki Allah onların bu iyi davranışını mutlaka ödüllendirecektir. Kaldı ki Allah ödüllendirecek diye yapmak da bence saçma, çünkü anne sevgisi bir beklenti için yapılmaz. Bizleri 9 ay boyunca karnın da taşıyıp büyütene kadar belki de çilelerle büyüten yemeyip yediren annelerimize göstereceğimiz sevgi, şefkat karşılık beklenmeden yapılması gerekir.
Bu gün annesi hayat ta olmayan benim gibilerse, hüzünle karışık anılara dalacak;
Belki de kabristana gidip benim yaptığım gibi, mezarlarına en sevdiği çiçeklerden ekecekler.
Onlarla sanki duyuyorlarmış gibi konuşup dertleşecekler. Ha bir de Annesi hayatta olmayanların da içlerin de bazıları sağlığın da anneye gereken ilgiyi göstermeyip, ancak kaybettiği zaman kıymetini bilenler var. Bunun da yanı sıra annelerini sağlığın da umursamayıp, kaybettikten sonra da aslında umursamayan ama dış dünyaya karşı reklâmasyon için yalandan dövünmeler ve mezarına pahalı çiçekler götürme yarışın da olanlar da var.
Bütün bunları ne için yazıyor ve nereden biliyorum diye düşüneceksiniz belki de, söyleyeyim.
İnsanım; İnsanım ve düşünen, okuyan araştıran insanım. Ayrıca insan olduğum ve insanlarla yaşamak zorun da olduğum için de insanı iyi tanımak amacıyla Psikoloji bilimin her türüne de ilgi duyar, çevremde ki insanları da dikkatle izler, sosyal hayatla alakadar olurum. Dolayısıyla da çok net görünen bazı sosyal fotoğrafları görmek istediğim için görürüm. Bakıp geçenlerden de değilim.
Ben geçen yıl bu zamanlar da annemi kaybettiğimden beri, en az o kaybettiğim ilk gün kadar hala üzgünüm bu annelere özel gün de daha da üzgünüm. Bu sefer annemin ellerinden öperek ona hediyesini çiçeğini sevgimi vermek nasip olmadı. İşte ölümlü dünya… (Yarın sizlerin anneleri de hayatta olmayabilir, yarın çok geç olmadan, bu günden başlayın anneleriniz daha çok sevip onlarla daha fazla ilgilenip iyi vakitler geçirmeye…) Ben ne yaptım, sağlığın da durmadan gidip gelip öptüğüm annemin bu sefer gittim toprağını öptüm. Mezar başın da dualar ederek birde duygularımı şiir yazarak şiir diliyle anlattım. Bununla yetinmeyerek, eve döndüğüm de anılarla dolu evimiz de, yokluğunu derinden hissederek odasına girip, onun yatağının ayakucuna oturup tekrar anılara daldım. Bir ara ondan kalan bir şeyleri görmek umuduyla sandığını açarak, kişisel eşyalarını uzun uzun inceledim, baktım, kokladım. Mezarlıkta zaten toprağını öptüğüm annemin bu defa da eşyalarını öpüp, ölümünden beri yıkamadığım havlusunu kokladım.
Bunları neden yazıp paylaştığıma gelince, sizlere şunu anlatmak istedim. Giden geri dönmüyor, hayatta bir tek zaman durmuyor. Zaman ilerlerken aslın da ölüm yaklaşıyor…!
Siz siz olun sevgiyi ertelemeyin, annelerinize sevgi şefkati çok görmeyin. Sadece anneleriniz değil, Anne Baba ve Kardeşlerinizi öncelikli sevin. En azından onlara karşı maske kullanmayın...Onlarla iyi ilişkiler kurup dünya dalarken, içiniz de var olan sevgiyi onlardan esirgemeyin. Onları sağlığın da sevip şefkatle öpmezseniz yarın toprağını öpeceksiniz...!
Tolga Aras 13.05.2012
YORUMLAR
Ar@s
Yazımı okuyup, beyenip üstüne birde yaptığınız güzel yorumunuz için teşekkürler ediyorum.
Yazı yazanda değil okuyan da önem bulur...!