Canın Sağ Olsun..
Sadece ay ışığının aydınlattığı bir odada,
Aklımda ’’SEN’’ ve kulağımda o anki müzik.
’HANİ GİTMESEN DİYORUM’
Bıkmadan her gece tekrarlanan bir film sahnesi aslında.
Ve
Asla gerçek olmayacak hayaller peşinde,
Sessiz sedasız kimsesiz dört duvar arasında,
Resmine bakarak saatlerce sohbet etmek seninle.
Sesimi, içimden geçenleri sana hiç anlatmadan susarak,
Sadece avuçlarımın içinde duran donuk gözlerine bakmak.
Tıpkı o son gidişindeki ’geri döneceksin’ umuduyla,
’döndüğünde her şey daha güzel olacak’ inancıyla,
Gidip de dönmeyeceğini öğrendiğimi unutarak umutla beklemek.
Şimdi belki okuyacaksın bu yazıyı ’’SANA’’ yazdığımı bile anlamadan,
Ya da
Anlasan da umursamadan ama canın sağ olsun sevdiğim,
Canın sağ olsun..
Sen benim can’ımdın ya hani.
İşte o yüzden canın sağ olsun ki,
Uğramasın benim sol’uma..
O can artık sana emanet, kalbinde koca bir ihanet.
Ola ki dönersin geri bunca şeyin ardından,
Sakın ama sakın bana bulaşmasın
Bir zamanlar içinde kaybolduğum gözlerin..
Çünkü ben ’can’ kaybı yaşıyorum,
Elimde bile değil ellerin..
O yüzden sen hayatını olabildiğince mutlu yaşa,
Ben ölüyorum ama senin Canın Sağ Olsun..
Sen benim canım’dın ya hani
Gidişinden bu yana bir can daha kalmadı
Öyle soğuk ki bedenim,
ölü misali...
Bunca zaman çırpındım durdum
Soğuk duvarlar
Sigara dumanı
Ve
Hayallerin ile dolu oda da..
Olmasın artık aramızda iki kelime
Sen git!
Benden uzak başka mutluluklara
Git!
Git ki bende özgür olayım.
Canın sağ’olsun ki sevgili
Sensizliğimde yaşadığım mutluluğu gör
Neyse boş ver
Canın sağ olsun..