- 1997 Okunma
- 14 Yorum
- 0 Beğeni
Anneciğim...
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Anneciğim...
Hayat; avuçlarının içinden, beni senin güzel bağına nasip edip içine düşürdüğünden beri birbirimizi hissetmeye başlamıştık.
Artık tüm kuvvetimle sana tutunmaya çalışan minicik ellerimle ama sıkı sıkıya .
Senin yaşam kaynağın olan damarlarından alıyordum gıdamı. Günler, aylar geçiyor ve ben senin içinde büyüyordum.
Dünya ile tek bağlantım sendin. Her sabah benimle konuşacaksın diye kulağımı senin narin karnına yaslar ninni gibi anlatmaya başladığın sözlerini dinlerdim.
"Bak bebeğim güneş şimdilik çok az ısıtıyor evreni. Malum ya kışın böyle oluyor. Bazen de bir görsen öyle çok sıcak gülümsemesini yayıyor ki dünyaya zannedersin; yazın ortasındayız. O zamanda bilmelisin ki gökyüzü kar topluyor sonra bizim kucağımıza bırakmak için. Bak çocuklar bembeyaz karlarda nasılda geziniyorlar. Kimisi batıyor karın içine çıkmak için çabalıyor, kimisi kayıp düşüyor, ağlamak yerine gülüyor .
Kimileri kardan adam yapmak için sıvamış kollarını, kimileri ellerine geçirdikleri kızaklarla, poşetlerle yamadan aşağıya yaptıkları buza dönüşmüş yerden yarış halinde konvoy oluşturmuşlar.Görme öyle eğleniyorlar ki camı açıp onların coşkusuna bir nevi ortak olmak için pencerenin önüne yığılmış kar yığınlarını avucumun arasına alıp fırlatıyorum bahçedeki ağacını üzerine senin için. Serçeler uçuştular sağa-sola. Onlar aç kalmasın diye balkona ekmek ufalayıp koyduk seninle beraber. Bugün yemekte seninde seveceğini umduğum köfte kızarttım. Yanında da bol salata ve ayran. Senin büyüyüp gelişmen için yiyorum hepsini."
Evet anne benim için yiyorsun. Biliyorum ki miden çok bulanıyor. Canın hiçbir şey çekmiyor.Hatta bulantılardan dolayı geceden beri lavabodasın.Ama benim için kendini zorluyorsun.Beni üzmemek için belli etmiyorsun ama ben senin en ufak üzüntünü hissediyorum. Sanki beni anlıyormuş gibi her zamanki gibi babamı anlatıyorsun bana. Laf nasıl dönüp dolaşıp babama geliyor bende anlamıyorum.Biliyorum sen babama körkütük aşıksın. Onu anlatmaya başlayınca kalbinin atışları beni, senin içinde beşik gibi sallıyor. Nefesin hızlanıp göğüs kafesin genişleyip daraldıkça; kendimi artık senin dilinden dinleyeceğim babamı anlatan masalların kucağına bırakıyordum.
" Baban bugün de gelmedi. Çok işi var yavrum.Elbet gelecek.Elbet geldiğinde ikimizi sevecek. Sen doğumuna kadar gelir mutlaka. Sen büyüyeceksin. Onunla beraber futbol oynayacaksın.Fanatik olduğunuz takımın maçını izlerken formalarınızı giyip tezahürat yapacaksınız.Balık tutmaya gideceksiniz bazen. Arabayla gezdirecek seni. Parklara götürüp salıncakta sallayacak. Kağıt helva, elma şekeri alacak sana. Bisiklet binmeyi öğretecek.Baban dünyanın en güzel yüreğe sahip adamı bir tanem. O bizleri hiç üzmedi, üzmezde zaten. Ha sakın ola ki ilk konuşmaya başladığında anne deme. Baba de ki babanın göğsü kabarsın . Seni daha çok sevsin. Kokunu hissetsin. Sarsın beni sarmaladığı ve hiç bırakmayacağı için söz verdiği gibi seninde minik ellerinden tutsun. Babalar sözlerinin eridir oğlum bunu hiç unutma.Senin baban babaların en iyisi ve en kuvvetlisi. O hiç bir zaman ikimizi yarı yolda bırakmaz. "
Sen diline doladığın şarkılarını-türkülerini- şiirlerini babama okur gibi okurdun gün boyu. Bende seninle birlikte neşelenirdim.Sahi anne ben babamı hiç görmedim. Gördüğüm tek yüz senin yüzün. Babam nerede? Ne zaman gelecek eve? Ne zaman onunla oturup sohbet edeceğiz biz?
"Gelecek oğlum az kaldı.Uzamış işleri biraz. Ama seni her gün soruyor. Oğlum diye severken seni bir sorma. Öyle güzel oğlum deyişi var ki başka çocuklar duysa hepside kıskanırlar seni emin ol"
Bak yavrum Mart ayındayız. Ağaçlara nazlı birer kelebek gibi kondu çiçekler. Sanırsın ki gökten tek tek özel olarak seçiliş kar taneleri düşüyor kurumuş ağaçların çıplak bedenlerine.Sonra esecek ara ara rüzgarlar ve savrulacak mis kokulu çiçekler toprağın kucağına. Minik minik yapraklar meyveler göz kırpacaklar oldukları yerden hayata. Zamanla büyüyüp olgunlaşacaklar. Tıpkı senin gibi.
Bak Nisan göz açıp kapayana kadar geldi.Bu mevsimde yağan yağmurlar birden bastırır birden bırakır yağmayı.Her zaman kısa sürer Nisan yağmurları. Aslında şifa derler. Nisan yağmurunda ıslanan insanlar bir sene boyunca hastalık görmezmiş. Bak nazlı çiçeğim bahçedeki gül ağacını görüyor musun? Nasılda tomurcuklanmışlar öyle. Az daha büyüsünler de alıp vazomuza koyalım. Babana tanışma yıldönümümüz için hediye olarak verelim”
Gözlerinden akan yaşa anlam veremiyordum annemin. Her defasında mutlaka ağlayacak bir şey buluyor kendini harap ediyor beni de üzüyordu.Biliyorum bu onun elinde değil ama böyle ağlamasına benim küçücük kalbim el vermiyor ki.
Her gün yatak odasına gider orada bulunan küçük sandığı alır ve içinden babama ait olan gömleği çıkarır koklayarak öperdi. Babamın okumayı yarım bıraktığı kitabı alır göğsünün üzerine koyar ona sarılarak uyurdu. Son günlerde üşüyordu annem. Yorganını kötü kalpli adam vermemiş. Her gece titreyerek ince bir çarşafa sarılarak uyurdu. Ben ve babam onu ısıtırdık.
Masallar anlat bana anne. Az da olsa içinde umudum olsun. Şarkıların neden hüzünlü olanlarını söylersin? Oysa eskiden hareketli şarkılar söyleyerek dans eder şen kahkahaların evimizi çınlatırdı. Dudağının kenarındaki küçük gamzeler gül bahçesindeki gonca güller gibi açılırdı. Gözlerinin yeşiline ara ara çiğ damlaları düşse de yinede güzel gülerdin.Seninle akşamları çıktığımız yürüyüşlerde hep o parka giderdik.Babamla ikinizin bank’ıymış o. Her zaman o barka oturur el ele göz göze yıldızları seyredermişsiniz. Geleceğe dair hayaller kurarmışsınız. Her yere beraber gidermişsiniz. Her şeyi beraber hazırlarmışsınız. Sizin sevginizle büyüyorum ben annem.
“ Bugün babanla konuştuk bir tanem. Öyle mutluyum ki anlatamam sana.Yine gevezeliğim tuttu. Ona hiç sıra vermedim.İstanbul’u özlemiş. Denizin kokusunu, gezdiği sahilleri.Martılara, güvercinlere yem vermeyi. Birde seni özlemiş tabi. Mustafa Emir’m nasıl diyor.Senin beni üzüp üzmediğini soruyor.Bende bizim oğlumuz hiç öyle şey yapar mı dedim.Elimi karnıma koyduğumda attığın tekmeleri söyledim babana. Bir gülüşü vardı ki sorma.İçten kahkahalarını çok seviyorum onun. Yüzü her vakit gülsün çok ama çok mutlu olsun istiyorum onun…"
…
Ah anneciğim. Biliyorsun ki hiçbir zaman, Büyük adaya gidip bisiklete binemeyeceksiniz. Sen, hiçbir zaman onun için o çok sevdiğin lacivert elbiseyi giyemeyeceksin. Hiçbir zaman piknik yapamayacaksınız. O ağacın altında oturup senin saçlarını koklayıp öpmeyecek. Babamı yere göğe sığdıramıyorsun. O gittiği yerden hiç gelmeyecek bunu sende biliyorsun. Geceleri karanlık olup sen, benim uyuduğum sandığında içine çeke çeke az mı ağlamadın onun için? Hatta son zamanlarda beni hiç sormadığını da biliyorum. Seni de arayıp sormuyor. Benim kokumu hissetmediğini söyleyen o değil mi anne? Oysa ben onu senden bir destanmış gibi dinledim. Oysa o bizi ihmal ettiğini bile bile ne arıyor, ne soruyor. Sanki hiç tanımadığı birine selam verir gibi zoraki selam veriyor.
"Merhaba,nasılsın? " Bir yabancı gibi...
Son günlerde hiç bir şey yemeden öylece ruh gibi sadece ondan bir haber gelsin diye kendini yedin bitirdin. Babam bizi niye sevmiyor anne? Biz ona ne yaptık? Her ikimizde ilk günden beri beklemedik mi onu? Sen ağlayan gözlerle, her umudun tükendiğinde ona belli etmeden gülmedin mi yüzüne aşkla? Babamı anlatma bana anne artık. Senin açlıktan merdivenlerden düşüp vücudunun morarmasına ve arkasından kanamana sebep olup; benim senin içinden kopup tutunduğum elinden ayrılmama sebep olmadı mı ? O bizi hiç sevmedi anne. O kendini sevdi. Seni- beni çok sevseydi şimdi gelir yanımızda olurdu. Bir “canım” demeyi sana çok gören bir babam iyi ki olmamış.
Seni çok seviyorum anne. Senin özel hiçbir gününde yanında olmayan biri için üzülme." Mecbur olduğunu söyleyip onu savunacağını biliyorum" Ayrıca böyle mukaddes bir günde yanında olmayı çok isterdim. Senin istediğin hiç bir şeyi yapamayacağım.Fırından sıcak ekmek alıp gelemeyeceğim hiç bir zaman.Ya da arkadaşlarım olmayacak top oynayıp, bilye sektirebileceğim. Bunu sana hiç yapmak istemezdim ama bende babam gibi seni yalnız bırakıyorum. Anneler günün kutlu olsun anneciğim.Sakın bir de benim için üzülüp ağlama.
...oğlu: Mustafa Emir
Doğum:04.02.2012
Ölüm: 11.05.2012
YORUMLAR
Ülviye Yaldızlıı
Güne çok yakışmışsınız, saygılar:)
Ülviye Yaldızlıı
Selam ile
Sultanım yüreğimi titreten bu değerli yazının güne gelmesi ne güzel, tebrikler canım, selam ve sevgilerimle.
Ülviye Yaldızlıı
Ülviye Yaldızlıı
Sevgiyle öpüyorum seni
Anne...Benim iç sızım. Çok fazla birşey söyleyemeyeceğim canım...Yalnız yazıyı beğendim. Okumuştum ama yorum düşememiştim. Başlar klişe gibi göründü bana. Fakat çalışman ilerledikçe özgünlük arttı. Sultan'ı görebildik satır aralarında. Finalini de çok beğendim.
Başarıların artarak devam etsin inşallah canım.
Sevgiler.
Ülviye Yaldızlıı
İçimden kopa kopa yazdım...
Sevgi benden yüreğine cancazım. Güzel kardeşim
Ülviye Yaldızlıı
Her şey istediği gibi olmuyor insanın
Sevgim saygım her dem
AYSE 09
yazdığın kimdi desem
seni seviyor annenn
Ülviye Yaldızlıı
Bende seni seviyorum
az önce bir şiire yaptığım yorumu buraya da yazıyorum Sultan..
(.
bayaa yağmurlu bir Anne günü bu gün.
sokaklardan az önce geldim evime nemli ve ıslak.
Sözde canım Anneme hadiye aldım da geldim ama
eve girer girmez o mis moku baydı beni resmen.
bahçemiz de ki taze üzüm yapraklarını toplayıp sarma yapmış güzel Annem(:
kim kimi mutlu etti pek bilmiyorum bu gün ama
dudaklarından yüzüme düşen o mahcup duası yok muydu
işte aldığım en büyük hediye o oldu bana
ömrüme.
tek bir güne sığdıranlardan asla olmadım ve sığdırmıyorum da.
bu güne tek anlam katan şey
belki aylardır arayıp sormayan bir katı kalpli evlat bu gün hatrına ararda annem nasılsın der için.
cennet kokulu güzel Annem
seni seviyorum.
ve tüm Annelerin ellerinden öpüyor sağlık ve esenlik diliyorum
hep sevgi ile...
saygı
Lavi_(n)_Su tarafından 5/13/2012 4:52:25 PM zamanında düzenlenmiştir.
Ülviye Yaldızlıı
aradım anamı bugün."Gel kızım diyor senin sevdiğin yemekleri yaptım.Birde özledim ki diyor.Kokun taa burnumda:("
Analar bir güne sığmaz
Ama her kadında ana olamaz
Daha kundaktayken çocuğunu bırakan anaların analığı batsın...
Bende seni yüreğinden öpüyorum yüreği his'li meleğim
Evladıyla gecirir anne ♥ kalbi, her gününü...
Kurtarır mı bir yılı, tek bir Anneler Günü ?
Ülviye Yaldızlıı
Ne yapsın anne yılda verilen tek günü
Sevgiyle
Ülviye Yaldızlıı
Anneler- babalar-sevgililer-dedeler-nineler şu-bu
Saçma sapan.Sanki geri kalan günler anneler babalar yokmuş gibi...
Öp anneni babanı her gün.Al hayır duasını. Başka ne isterler ki?
Hürmetle
oyyy:(
ne denir ki simdi:((
susmali
nasip mi kismet mi
kader mi keder mi...
ne denir ki
ne denilebilir :(
Ülviye Yaldızlıı
Hiç kimsenin istemediği
Ama hayatın gerçeklerinin var olduğu sonlardan bir son daha...
:(
Mehtap Yıldız
seni seviyoruz unutma emi
sevgimizle hep
kalbimizce
...
Nar-ı Çiçek
dua
dua hep birlikte sabir bulacagiz insallah !