Annem'in / Annesi'yim
Annem’in / Annesi’yim
Kendisi büyümeden , yüreğindeki çocuk büyümüştü / büyüttürülmüştü..
4 kardeşinin anneliğini , anne olmadan üstlenmiş,
"Kızlar okumaz" cümlelerinin kulaktan kulağa gezmesini aşıp,
kural haline geldiği yıllarda çöreklenmişti hayatın ağır sorumlulukları üzerine
Sabah ezanıyla uyandırılıp kundaktaki kardeşi tenbih edilmişti masum gözlerine.
Ekmek yapmak için ,
erkenden yoğrulan hamurun bulaştığı minicik elleri,
siliyordu yanaklarından akan yaşını.
Ekin tarlasının kavurucu toprağında / çorapsız yalın ayaklarına batan dikenlerin acısını hissetmiyordu yüreği.
Yüreğindeki bâr-ı dil kat kat daha fazlasıydı.
bir konuşmaya başlasa , kendisinden önce cümleleri ağlayacaktı.
çiçekli basma eteği / oyalı yazması / lastik ayakkabıları /güneşten kızarıp al al olmuş yanakları / sıcaktan kurumuş dudakları kısarak baktığı gözleri /öne eğdiği başı ..
utangaç ses tonu masumiyetini apaçık ortaya koyuyordu.
tv’nin henüz olmadığı yıllarda , güç bela aldırdığı kırmızı radyo’sundan dinlediği piyesleri ezbere bilecek kadar zeki ve akıllıydı.
Akşam olunca günün yorgunluğuyla ağrıyan ayakları gaz lambasının altında bağdaş kurabiliyordu ancak. el işi kasnağına bakan gözleri hayallere dalarken derin nefes alıp iç çekişleri gecenin sessizliğine bir haykırış gibi sesleniyordu.
Evlilik çağı geldiğinde elindeki en büyük çeyizi masum umut dolu yüreği , tahta sandığı ve içindeki işlemeleriydi. Yeni bir hayata sayfa çevirirken hayalleri dökülüyordu kaleminden zaman defterine..
Çocuk anne olan yüreği ..Asl ü esas anneliğe adım atmıştı. Artık 4 kardeşinin annesi değil /4 evladının annesiydi. 1 odadan oluşan evinde , leğende yıkadığı çocuklarını koklarken buluyordu huzuru. Eski kazakların söküntü ipleriyle ördüğü süveteri giydirirken oğluna dolan gözlerini saklıyordu çektiği yaşmağıyla. Kızını gelin edip , oğulları gurbete yollayınca başladı yalnızlığı. Çerçeveleyip duvara astığı resimlerden sesleniyordu artık yavrularına . "Allah sizi kimseye muhtaç etmesin"
59 yaşının getirdiği ağrıları ,düşen omuzlarına ağır geliyordu. daha kendi büyümeden büyüyen /büyüttürülen yüreği , sükûn-i mu’tadî ilgi ,atûfet istiyor artık..
ve / ben
4 evladının son beşiği olan ben / şimdi Anne’min Anne’siyim..
Yıllardır başımı okşayan o ma’bed-i fersude ellerini avuçlarımın içine alıp , hasret-keş gözlerinden ve yanaklarında beliren eşkâl-i hayat’ın izlerin’den öpüyorum.
canım annem
seni dil-dade bir kalp’le seviyorum.
(not : küçüklüğümden buyana yaşanmışlıklarını dinleyerek büyüdüğüm Annem’e,)
( kızının kelamiyle seslenişi .)
(NESZİHA)
YORUMLAR
Ne güzel, bol bol öpün ellerinden... Zira, ben benimkini öpmeye doyamadım. Hoş, yüz yaşına dek yaşasa doyar mıydım? Sanmam...
Hayatın bir başka zor olduğu günlerden geldiler, annelerimiz ve rahatlığını süremeden gitti gerçek dünyaya pek çoğu. Kalanlara sıhhat ve afiyet diliyorum.
Annenize ve size selâm ile...