- 613 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
TAMAMLANMAMIŞ HAYAT
TAMAMLANMAMIŞ HAYAT
Donuk bakışları,ayaklarının soğukluğu,sırtının kamburluğu,gözlerinin zayıf pırıltısı ve hareketsiz bedeni ile tıpkı bir heykeli andırıyordu.Besbelli korkuyordu.Anımsayamamıştı belki de bulunduğu yeri.Ya da nerede olduğunun onun için bir önemi yoktu.İsmini duyuyor gibiydi.Acaba kendisine mi sesleniliyordu.Uzun zaman olmuştu ismini duymayalı.Adını unutmuştu.
-Güllü teyze!,Güllü teyze!diye sesleniyorlardı.Acaba adı Güllü müydü?İsimle birlikte dürtüldüğünü hissedince anlamıştı kendisine seslenildiğini.
-Güllü teyze beni duyabiliyor musun? diye bağıran şişman hemşireye şimdi,nasıl duyuyorum ama cevap veremiyorum demeliydi,en son ağzıma ne zaman lokma girdiğini unuttum demeliydi…Bilmiyordu…Kulağına gelen kesik kesik konuşmalardan,abuk sabuk kelimelerden bir şey anlamıyordu ama utanıyordu,en son ne zaman banyo yaptığını unutmuştu çünkü.Acaba kokuyor muydu?Hemşirenin ağzında ki maske bunun için miydi? Bilmiyordu,ama ezikliğini yaşıyordu.Hayatın utanmışlığı vardı.Yine de çabalıyordu kesik kesik konuşmaları az işiten kulağıyla tamamlamaya çalışıyordu.
-Koku…
-Kapat,kapat…
-Pis…
Evet kesin kendisinden rahatsız olmuşlardı.Başında toplanan kalabalığın gözlerine bakmaya bile çekiniyordu.Mahçup gözleri ona yönelen dik bakışlar altında eziliyor,kaçacak yer arıyorlardı.Islaktı belden aşağısı,sıcaktı.Rahatsız oluyordu bu sıcaklıktan.Islaklık ise pişiriyordu derisini.Altına kaçırmış olması çok utanç vericiydi.O an o saniye çocuk olmak istemişti,çünkü çocuklar bu durumdan ayıplanmazlar ama o yetmişindeydi belki de seksen.Bilmiyordu,yaşını dahi unutmuştu.
Ve yavaş yavaş etraf belirginleşmeye başlıyordu.Her şey yerine oturuyordu.Yaşadığı git-geller hayalden öte şeyler değildi.Ve işte çıplak gerçekler yine tam karşısında duruyordu.Vücudunun çıplaklığı kadar çıplaktı.Altı değiştiriliyordu çünkü.İki erkek siliyordu onu.Bu durum en az altına yapması kadar kötüydü.Eliyle kapatmaya çalışken yine bir el tarafından elleri itiliyordu. “Bir an önce üstüme bir şey örtün” diyordu ama söyleyemiyordu.Bu işlem bir beş dakika sürmüştü.Ve yine aynı iki erkek tarafından yatağa alınmıştı.İçi bir nebze olsun rahatlamıştı.Hiç değilse koku azalmıştı.Bir koşturmaca vardı bu koşturmaca benim için miydi?Ölüyor muyum?diye düşünmeye başladı.Sonra kahkahalar duymaya başladı.Bana mı gülüyorlar acaba?diye düşündü.Bir süre sonra bir hemşire geldi burnuna bir şey taktı.Ne olduğunu bilmiyordu ama sürekli burnuna üfleyen bu şeyden kurtulmaya çalıştı ve titreyen elleri ile çekip çıkardı.
-Aman Güllü teyze ne yaptın sen?denilince hata yaptığını anladı.Suçluluk duygusuyla başını yana çevirdi.Hemşire yine o şeyi taktı ve bir daha çıkarmasın diye bir çocuğu cezalandırır gibi ellerini yatağa bağladı.O ise ağladı ağlayacaktı.Sürekli burnuna üfüren bu şeyden ise kurtulmalıydı ama ellerini kıpırdatamıyordu..Çaresiz seslendi:
-“Buynumun gabını çıkay,buynumun gabını”diye bağırmaya başladı.Bu seslenişi çaresiz cevap getirmedi ona.Sesini duyuramadığını düşündü.Çünkü konuşup konuşmadığını dahi kestiremiyordu.Daha yüksek sesle bağırmaya başladı:
-Gız!Buynumun gabını çıkay buynumun gabını!
-Güllü teyze çıkaramam bu sana oksijen veriyor!
-Elleyimi aç,elleyimi!
-Hayır!Onu da açamam.O zaman da kanülünü çıkarıyorsun.
-Aç,aç!
-Hayır!
-Aaaaaaç!
-Bağırma!
-Ne oluy aç.
Yalvarışları ile sessizliğe bürünmüştü.Ve o kanül oradan hiç çıkmamıştı…Derin bir uykuya dalmıştı.Kaç zaman olmuştu böyle sıcak bir yatağa uzanmayalı,boğazından sıcak bir çorba geçmeyeli…Onu barakasında bulup hastaneye getiren kişiye ne kadar çok sitem etmişti oysa.
-Bıyak beni..!
-Bu halde nasıl bırakayım.Evin barkın yok mu senin?
-Vay,vay bıyak.
-Bırakamam teyze kusura bakma.
-Yavyum yaşlıyım ben yoyuldum bıyak.!diye yakarmaya başlamıştı.Genç adam:
-Çocuğun çoluğun yok mu senin?sorusuyla teyzenin de yakarışları bitmişti.Sesi kesilmişti,gözlerini açtığın da kendini “ buynunun gabıyla”baş başa bulmuştu.Onu ne hatırlamadığı kadar aç kalması ne yıkanmayışı ne de kartonların üzerinde yatmış olması üzüyordu.Onun içini “teyze senin kimi kimsen yok mu?” soruları acıtıyordu. “Tamamlanmamış bir hayatım var benim” diyemiyordu.Bu soruya cevap dahi vermiyordu.Susmak onun için en güzel cevaptı.Bir hemşire’nin;
-Hasta sorularıma cevap vermiyor.Büyük olasılıkla deliryum tablosunda…”ki deliryum dan sadece deli kelimesini anlamış olmasına karşın susuyordu.
Tam da alışmışken bu ortama niye çocuklarını soruyorlardı anlamıyordu.Ne gereği vardı çocuklarını rahatsız etmeye.Hem gelmezler.Sonra bir ana…Acaba?Acaba diyordu.Doktorlar arayıp analarının hastanede olduğunu söyleseler yine mi gelmezlerdi?Kızım kesin gelirdi.Oğlum da gelir ama gelinim izin vermeyebilir.diye düşünüyordu.Olsun kızı dahi gelse yarım kalmış hayatını tamamlayabilirdi.Sıcak bir oda da nine diyerek etrafında koşturan torunlarına kazak örebilirdi.Ancak günler geçiyordu ama gelmiyorlardı.Bir gün iki hemşirenin konuşmalarına şahit oldu.Bir hemşire diğerine şöyle diyordu;
-Güllü Hanım bakım hastası.Bakıma ihtiyacı var.Hastane iki çocuğuna da ulaştı.Ama hiçbiri gelmedi.
-Yaaa!Yazık kadıncağıza.İyi de niye sahip çıkmıyorlar?
-Yük geliyordur.Bir ana yedi evlada da bakar büyütürde;yedi evlat bir anaya bakamaz.
Bunları duyunca gözlerinden yaşlar akmaya başladı.Bildiği bir şey canını bu kadar yakmamalıydı oysa…
Bir sabah;
-Hadi Güllü teyze gidiyorsun?dediler.O an gözlerinde parlayan ışık ve hayat sevinci doğum yaptıktan sonra bebeğini ilk kez kucağına alan bir anneninkinden daha fazlaydı.Evet gidiyordu,gidebildiğine göre çocuklarından biri gelmişti.Sahipsiz değildi ki.Bayramlık çocuğu giydirir gibi giydirdiler onu.Zaten kırmızı başörtüsü de çok yakıştı.Tekerlekli sandalyeye aldılar.O gün ilk kez gülümsüyordu.Mutlu bakışları altında tedirgindi,ürkekti.Bir şeyler söylüyordu ama ne dediği tam olarak anlaşılmıyordu.Nihayetin de onu giydiren hemşirenin elini tuttu.Konuşamıyordu belki ama teşekkürlerini sunuyordu.Hemşire;
-“Güllü teyze gittiğin yerde senin gibi nineler olacak.”Güllü teyze hemşirenin bu sözüyle her şeyi anlıyordu.Bir anda gözlerinde ki o ışık gitmiş yerini korku almıştı.Elini tuttuğu hemşireyi kendine doğru çekip,yalvarır bakışlarla;
-Beni odaya götüy odaya.
-Güllü teyze orada sana çok iyi bakacaklar.
-Kaldıy beni kaldıy…! gibi Israrcı cümleleriyle,sosyal hizmetler kurumunun hasta teslim verilmiştir,alınmıştır iki imzayla Güllü teyzenin hayatı tamamlanmıştır.Uzun koridordan geçerken son kez arkasına dönüp bakarak hikayesine son vermiştir.
.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.