12
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1361
Okunma
Bir maymun tüccarı, daha önce yakından maymun görmeyen bir köye gidip maymun satmaya karar vermiş. Köye gelince, küçük bir dükkân kiralayıp maymunlarını kafeslere koyup üst üste raflara sıralamış. İşi bitince dükkânın önüne bir sandalye atıp oturmuş ve müşteri beklemeye başlamış.
Daha önce canlı maymun görmeyen köylüler, dükkânın önüne toplanmışlar maymunları görmek için. İlgi ile raflardaki maymunları izlerlerken, bir müşteri gelip kafesinde beş bin dolar yazan bir maymunun parasını ödeyip alıp gitmiş.
Köylü şaşkınlıkla tüccara “Neden bu kadar pahalı bu maymun? Ne hüneri var ki?” demiş.
Tüccar; “ Ah sorma; o maymun çok maharetli, desinatördür ” demiş. Desinatörün ne olduğunu bilmeyen köylü, bilmiş gibi başını aşağı yukarı sallamış.
Az sonra bir müşteri daha gelip kafesinde on bin dolar yazan maymunu alıp gitmiş. Köylü yine “Deminki maymun desinatördü, bunun ne marifeti var ki on bin dolar? “ demiş.
Tüccar; “ O maymun da çok kıymetli. Matematik profesörüdür. Bölme, çarpma, çıkarma, toplama ne istersen yapar. Hesap makinesi solda sıfır kalır yanında.” Demiş.
Köylü, yine emme basma tulumba gibi başını sallarken en üstteki rafa takılmış gözü. Çünkü o kafeste ahi gitmiş vahi kalmış yaşlı bir maymun varmış. Hem de iki yüz elli bin dolar yazıyormuş kafesinde. Hayretten küçük dilini yutacak gibi olan köylü tüccara, “ Öteki maymunları anladık, biri desinatör, biri profesör. Peki, bu maymun ne iş yapar da bu kadar pahalı?”
Tüccar; “ Vallahi şimdiye kadar ben o maymunun bir iş yaptığını görmedim. Ama diğer maymunlar ona müdürüm diyor.”
Emine UYSAL 11.05. 2012