Anne, Lütfen Dinle
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Anne, Lütfen Dinle
-Anne, beni biraz dinle...
Karanlığın içinde büyütmeye çalışırken soldurduğum çiçeklerin kanamasından damlayan yoksunluklar gibi dinle. Peygamberin etrafında toplanmış meleklerin kollarına çiziklerle yazdığı âyetlere benzer, yokluğuna banıp şiirler dökmek dudağının ruletine. Vurulan iki genç şehir kedisi, içtiği süte köpeköldüren katıp içiyor. Hüzünlü damarlarım bu gece çok ağlamaklı, üzgünüm anne kanım bundan duramaz buralarda! Renkleri çaldım komşudan, hırsızlığım ilk defa, ikincisi sevdiğimin organlarını yürüttüm o başka yatağa kavisli uyurken. Gölgeler beni takip ediyordu dün, martıyla tartıştım kelebek olmayı; bir günde ölmeyi daha iyi bildiğimi, sevişmenin üstünde duran delişmenin inceliklerini. Gökkuşağına çay içmeye gittim, güneşi bekledik oturduk. Anne anlattığın bütün masal kitaplarını yırttım! Hayattan büyük bir iftira atılmış olamaz yalnızlığıma, çünkü anne! Çünkü anne, ölüyüm ben! Cesetlerden farkımı hesaplayacak bir trafik kazası biliyorsan söyle. Bıçakla her yerinden kanatılan bir canlıdan daha çok acı çektim ben. Eğer bir kalbe otopsi yapamayacak kadar dikiş tutturamazsam, sevdiğimin gülüşünü atamam! Beceriksizim anne, affet ocağın altında bileklerim var onları sıcak ümitlerde beklet! Beni o unuttuğun parkta beklet, ben orada öldüm! Dizimi yere çarpa çarpa büyümedim, kalbimi çarpa çarpa büyüdüm hep birilerine. Beni salıncağından it anne! Göğsün kum gibi yumuşak, biliyorum anne...
Sen şimdi boşver bir plak koy, cesedimiz yerine gelsin...
Adamlığın içinde öldürmeye çalışırken korkutup kaçırdığım kadınların yalanlarından saklanan düş kemiğim gibi dinle. İskeletlerin saçlarının yokluğuna çarpmış toprak kokusuna. Tütsülerle dokunduğu cennete benzer, varlığının koynuna cehennemin kapısında uyumak. Anne, babam dinlediğim müzikleri hiç beğenmiyor. Sanırım yan odada bu sebeple bileklerini kesiyor. Çaydanlığın üstüne cin oturttum, okşarsan tenimi ölüm çıkartacağım ruhumdan. "Jilet iste benden, ne bilersen..."
Takvimlerin yolculuğu yaptığım gecelerde yargıladığım ümitlerim olur. Hep bir göz dikiyorum gözlerine, sanki çift gözüme spermle çoğaltır gibi. Çünkü sana çift gözle bakmak yetmiyor, bütün bedenimde gözlerimle sana doğru yitirmeliyim bakışlarımı. Anne, ben âşık oldum! Hiçbir canlının, bir canlıya olamayacağı şekilde. Tanrının meleklere sarılmaktan çekindiği, asosyâl bir biçimde değil. Bedenimi ve ruhumu çıkartıp verdim ona. Âyetlerim onun dedim, açık açık kutsal raflar arasında. Tozları silmedim anne, lekesi çıkmadı hüznümün kalbimden. Kalbimden hiç çıkmadı sesi, hiç dudaklarını alamadım ellerimden. Küçüktüm belki, bir mikrobun etkisinde küçük, yokluğa hazır. Anne, Tender Passion yasaklamıştın ya bana, Allah kahretsin kulaklarımda çaldılar onu her gece. Anne ölmem emirmiş, öyle dedi tanrıçam. Beni yalanlarla vurdular, namluyu göre göre sustum. Da Capo! Martılarla beraber karşıdan karşıya geçerken bağırdık.
Sen şimdi boşver bir plak koy, cesedimiz yerine gelsin...
İçerken şişeye değil, halıya doldurdum gözlerimle. Islandı her yer anne kızma n’olur! Başka bir intiharımda söz kan olmaz buralar, koltukta jiletimi unutmam bir daha yemin ederim! Müziği son ses açıp örgü iplerinle kendimi boğmam. Senden de asla caymam anne daha söz, şu yerde benzin ve çakmağın ateşine at beni, senden vazgeçmeyeceğim. Cehennemdeki zebânilere ver beni gidersem bu evden! Mor salyangoz ömürlerde iz kalan dudakları, çarpık sevgiler sokağında canımı aldı onca arı, bal bilinen kaldırım çiçeklerinden. Özledim ses tellerinde salınan o aciz ölüm bekleyişini, hapları. Anne ben hep uyku hapı verdim çiçeklerine, onlar artık uyuyorlar. Senin gibi, dinle beni! Gözkapaklarında titriyor, babamı gömdüm artık serbestsin. Bileklerine söyle kızıllığı geçsin. Damarların çatlayana dek dövme kendini, duvarlarda silüetimi çaktım, o en sevdiğin tabloyu da yaktım. Görmek istemiyorum ressamların tek bir rengini. Alfâbeyi öğrettim olur olmaz her nesneye. Evde her şeyle konuş, ama sus. Beni biraz dinle... Küvette cesedim de var, gözlerim çürüdü yalanlarınızdan. Ben, beni mahvettim, sen beni affet...
Sen şimdi boşver bir plak koy, cesedimiz yerine gelsin...
Mutluluğu biz öldürdük! Güneş doğar mı?! Güneş cehennemden mi yansır, cennetten mi? Yoksa karanlık benim cennetim ondan mı bu müebbet?!
Anne uyan, geçti! Geçti tam buramdan, bitti öyküm
Geçti hayat anne, gözlerini aç; son kez affet ve dinle beni!
Sen şimdi boşver bir plak koy, cesedimiz yerine gelsin...
Payanda
YORUMLAR
" Anne, Lütfen Dinle
-Anne, beni biraz dinle..."
o hep dinlerdi. dinlesi, dinleyecekti eger olsaydi vakti...
Kor kor düstü günüme bu yazi...
Okutan yürekten Razi olsun Mevlam.
saygi ve dua ile
Payanda
Edebi duruş, özgünlük ve oku beni özgüveni ile...
Kesinlikle bu kçşeyi iliğine dek haketmiş bir çalışma...
Tebrikler...