- 801 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HAKKINI ÖDEYEMEYECEĞİMİZ GÜZEL İNSANA!!!
AYNANIN İKİ YÜZÜ
Anne rahminden küçücük bir mucizenin dünyaya gelirken sanki hayatın gerçek yüzünü görmüşçesine feryadı figan ediyordu. Küçücük elleri neden geldim dercesine havada… gözlerini açmaya bile korkar olmuş küçük… sanki hayatı çözmüşçesine büyümek istemiyor, inatla küçük kalmak için çaba sarf ediyordu. Büyümenin bile sınav olacağını düşündü. Bir gün büyümeye karar vereceği zaman hazır olması gerekirdi hayata atılmak için… onun için hayat ona koca bir sınavdan başk bir şey değildi. ..
Gözlerini ilk açmaya başladığında gökyüzünde ki güneşin ve bulutların selamladığını gördü. Havada uçuşan kuşların hoş geldin dercesine seslerini duyup, hoşbulduk diye tebessüm ediyordu bebek… fakat biliyordu ki gerçek yaşam bu değildi. Yaşamın sadece yalan yüzleri olarak düşündü. Sadece yemek,içmek ve uyumaktan başka bir şey düşünmek istemeyen küçük sessizce herşeyden habersiz gözleini kapatıyordu…
Gözlerini açtığında karşısında annesi, babası sanki palyançoluk yaparcasına birşeyler yapıyor, yaptıkları ise küçüğün hoşuna gidiyordu. Onun gülmesine sebeb oluyordu fakat birşeyi farketti küçük. Gülerken yanaklarının kenarında oluşan çukurlar oluşuyordu. Bu neydi… neden gülünce ortaya çıkıyordu. Sevmişti bu çukurcukları ve isim koymak istedi. GAMZE !!!
İlk defa ağzından birşeyler dökülüyordu. Anne ve babası dökülen kelimenin ne olduğunu anlamaya çalışırken babası atıldı… BABA diyor baba diyerek fırladı yerinden. Neydi bu kadar havalara uçuracak kadar onu sevindiren şey diye düşündü. Sonra anladı ki baba kelimesi karşısında ki adamın hoşuna gitmiş olmalı diye düşünerek tekrarladı BABA!! Ve bu çocuğun hoşuna gidiyordu onun için defalarca, defalarca tekrarlayıp karşısında duran kocaman adamın havaya hopladığını zevkle izliyordu…
Küçük artık yavaş yavaş apalamaya başlıyor, ailesinin yüzündeki sevinci gördükçe daha da hızlanıyordu. Ama en çok sevdiği annesinin sevmediği şeyi yapmaktı. Çekmeceler içinde ki düzenli eşyaları dağıtıp arkasından bir şey olmamış gibi arkasını dönüp gitmesiydi. Bir ses bölüyordu bu zevkini; YAPMA KIZIM !!! ilk deda bağırmıştı annesi ona. Donakaldı olduğu yerde. Yerinden kıpırdayamadı bir an. Hiç sevmemişti bu hitap sesini. Kızmıştı annesine. Sanki delirmişçesine daha da dağıtmak istiyordu ama yapamıyordu. Onun için dağıtmaktan vazgeçip korkarak annesinin yanına geldi. Annesi bir kez daha uyarmıştı. Annesinin gülüşünü fırsat bilen küçük hiçbir zaman vazgeçmedi yaptığından …
İlk adımları atmaya başlayınca kendisine olan özgüveni daha da artmıştı. Ne yüksekten korkuyor nede başka birşeyden. Yüksekler onun için engel değil vazgeçilmez macera diye düşünüyordu. İlk düştüğünde anladı yükseğin ne olduğunu… canını yakmıştı çünkü. Bir daha anladı ki yüksek yerden uzak duracaktı. Zaman geçtikçe çok şeyi anladı; sıcaktan, keskin parlak şeylerden yuvarlak haplardan uzak durması gerektiğini…
Önlüğünü giyip, okula gittiğinde çevresinde toplanan onlarca insanın arasında sanki kayboluyordu. İlk defa bu kadar kalabalık bir ortama girmişti. Bir ara annesine kızmak istedi ama bulamadı yanında. Kaybolduğunu düşündü. Önce aralarda gezindi ama bulamadı. Aklına bir an annesinin onu bıraktığını düşündü. Hani söz vermişti bırakmayacaktı onu, hani çok seviyordu beni diye aklından geçirdi. Yaptığı yaramazlıkları düşünerek heralde beni o yüzdn bıraktı diyerek oturduğu yerde ağlamaya başladı. Anne bir daha söz yaramazlık yapmayacağım, uslu olacağım ama beni bırakıp gitme demişti. Yüreği acımıştı küçüğün. En çok sevdiği annesi yoktu yanında. ACI nın ne olduğunu orda daha iyi anladı. Sınıfa geçip arkadaşları soru sordukça o cevap dahi vermiyor başını öne eğerek gözyaşlarını saklayamıyordu. Zil sesinin ardından sınıfın kapısının ardında bir ses duydu. KIZIM SEN ÇIKMAYACAK MISIN ? evet annesi zil sesinden sonra hala çıkanların arasında kızını görmeyince anlamıştı sanki. Yerinden fırlayan küçük ANNE SENİ ÇOK SEVİYORUM, BİR DAHA YARAMAZLIK YAPMAYACAĞIM AMA BENİ BİR DAHA BURDA BIRAKMA diyerek iç geçirerek hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Annesi saçlarını okşadığı kızını NE BEN NEDE BABAN SENİ ASLA BIRAKMAYACAĞIZ ÇÜNKÜ BİZD SENİ SEVİYORUZ KIZIM deyince küçüğün üzüntü yerine sevinç gelmişti içine. Annesinin elinden tutup okulun çıkışına doğru yürümeye başladılar…
Artık kocaman olmuş, kararlarını kendisi vermeye başlamıştı. Bazı durumlarda ailesine karşı çıkarak onları üzüyor, annesinin gözyaşı dökmesine sebeb oluyordu. Ama bir türlü anlamıyordu neden hiç anlamıyorlar beni hiç mi genç olmadılar diye düşünüyor adeta kendini kandırıyordu. Annesi ve babası kızlarının durumundan ne kadar endişe duysalarda kızlarına söz geçirmez olmuştu. Etrafındaki arkadaşlarına uyup olmadık şeyleri yapıyor arkadaşlarının kurbanı oluyordu. Varsa yoksa arkadaşlarıydı yanında olanlar. Ailesini unutmuş artık sadece başkası için yaşayan bir kişi haline gelmişti…
Belli bir yaşa gelen o küçük kız artık olgunlaşıp evden ayrılma vakti geldiğini düşünmeye başlamıştı. Artık ailesinin değil hiç tanımadığı bir kişi ile hayatını birleştirip kendiside aile olma yolunda adımlar atma kararı aldı. Evden gelin olup çıkarken annesi son kez kızına sarılıp “KIZIM ŞİMDİYE KADAR BİZİ ÇOK ÜZDÜN AMA ŞUNA İNAN BİZİM NE DEMEK İSTEDİĞİMİZİ SENDE BİR GÜN ANNE OLUNCA ANLAYACAKSIN” demişti. Son kez arkasına bakıp el sallayıp ayrı bir dünyaya merhaba demeye gidiyordu….
Beklenen zaman gelmiş o küçük kızın küçücğk bir çocuğu dünyaya gelmişti. En ufak ağlamasına, inlemesine yerinde fıryalan kızın şimdi gözleri doluyordu. Annesinin SENDE ANNE OLUNCA ANLAYACAKSIN sözünü her çocuğunun ağlamasında yerinden hop oturup hop kalktığında aklına geliyor gözyaşlarını tutamıyordu. Annesini ziyaret etmek isteyen, büyük hatasını telafi etmek istiyordu. Kapısından içeri giren kız dayanamayıp diz çöküyor ve ANNE ŞİMDİ ANLIYORUM SENİ diyerek BİR TOPRAK AVUÇLAYIP SANKİ ANNESİNİ ÖPER GİBİ ÖPMEYE BAŞLIYOR. KEŞKE DAHA ÖNCE ANLASAYDIM DİYE FERYAD EDİYORDU. ÇÜNKÜ ANNESİ ARTIK ONU DUYAMIYORDU…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.