Sevgili,
Sevgili,
sen bu satırları okurken, bende çoktan aklım başımdan gitmiş, hayata sana ve tüm insanlara küs gideceğim kendi kurduğum sevda şehrinden.
Biliyorum ki, sen ardımdan ağlamayacak, karaları bağlamayacak ve kaldığın yerden gönül kamaran dolu adı sevda seli olan deryalara yol alacaksın.
Sen ağlama zaten hiç yakışmazdı sana göz yaşı. Hem ben senden giderken sevmediğin tüm kötü kelimleri, isyanları da yanımda götürüyorum.
Korkma, gittiğim yol ölümün yolu değil. Sensiz kalınca insan zaten ölümün kokusunu çekiyor içine.
sevgili, biliyormusun sana söz verdiğim gibi bir gün oğlum olursa adını koyacağım ona. Sen gibi temiz yüreği aydınlık bakışları olsun, ama tek dileğim var
sen gibi gönlü bol olmasın, yüreğinde bir tek sevda olsun.
Ben gidiyorum sevgili, giderken sana bıraktığım bir de armağan var. Hani bir gün son
sözler söylenirse ki, son sözümüzü bile söyleyemedik vedasız ayrılıkta,
ben sana insan yanımı bıraktım. Belki bir gün işine yarar.
Duaların kabul olup, nefretinden sıyrılır da tek bir kişiyi sevecek olursan kullanırsın.
Olur da kullanamazsan çevrene sor, belki bir kaç tarifini bilen kişi çıkar bu kirlenmiş dünyada.
Sevgili, sana bu kelimeyide kullanmadım hiç değilmi ?
Böyleydi bizim sevdamız, alışılmış dışın da anlamlı kelimeler kullanmak..
Neyse sevgili ben mektubumu burada bitirirken.
Sevgilerin en yücesini yüreğine, düşüncelerin en temizlerini aklına, gözlerinin
parlaklığına, bir de hiç öpemediğim, öpmeye kıyamadığım avuçlarına çok iyi bak.
Bir daha can yakmaman umudu ile, uzun , sağlıklı, mutlu günler yaşaman dileğiyle sevgili.
HOŞÇAKAL.!