- 1814 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
GECE HÜZÜNLERİM
GECE HÜZÜNLERİM
Gece... Biten günü ertesi güne, sabahlara hazırlayıcıdır gece... Güneşin, ertesi güne uyanmak üzere yerini yıldızlara ve ay’a bırakması... Sessizliğin ve karanlığın birbirini en çok sevdiği an... Sayısız kimliklere büründüğümüz, istediğimiz zaman dilimlerini özgürce yaşadığımız, soyut tutkularımızla ve düş’lerimizle mutluluğu yakaladığımız, en ben’ hali olduğumuz zamandır gece...
Son ışıklarını da alıp gitti güneş... Yıldızlar belirmeye başlıyor yavaş yavaş... Birazdan iç içe geçmiş hüzünlerim soyunmaya başlar, sabahın ilk ışıklarına kadar... Ele geçirir ruhumu hüzünlerim, canımı acıtana kadar... Çoğu gecelerde, davetsiz misafir gibi gelir odama hüzün, yatıya kalır... Kaç gecedir sabahlar uyanıyor gözlerimde, ben uyumadan... Bedenimi uykusuzluğa hazırlamalıyım; bol köpüklü bir türk kahvesiyle...
Gece dilinden yazmayı ve konuşmayı seviyorum ; çılgın hayallerimi ve ruhumun serseri yanını özgürce yazıp anlatmayı... Kuytularımda hapsettiğim düş’lerimi zincirlerinden salıyorum, sınırı yok hayallerimin...
Hüzün yanımı severim ben gecelerde... Sönmeyen ateşime, beşinci mevsime kalan vuslatıma şiirler yazarım, ilham perilerimin gözyaşlarıyla dolu mürekkebiyle...
Hüzünlerimizi gecelere sığdırırız nedense... Hüznümüzü doğurur gece, hüzün dolar içimize... Hele gecenin geç saatlerinde yayın yapan radyo programları nasıl da arttırır hüzünleri, yayınladığı şarkılarla ve şiirlerle...
Yokluğun sızıyor odama, çatlak duvarlarından... Gönül penceremin kırık camından giren hasret rüzgarlarıyla üşüyor sol yanım... Mevsimin sıcaklığı bile yetmiyor ısıtmaya... Saatin sesi, gecenin sessizliğinde umutlarıma kırağı çalıyor... Mehtap da hüzün yüzünü bırakıyor bu gece denize... Yıldızlar solgun, gökyüzü de telaş içinde... Attila İlhan şiiri geliyor aklıma;
karanlığın insanı delirten bir ihtişamı vardır
yıldızlar aydınlık fikirler gibi salkım salkım
bu gece dağ başları kadar yalnızım
Yastığımda biriken gözyaşlarım, gündüze göz kırpıp kayıp giden ay ışığında kalıyor... Tan vaktinin kokusunu çekiyorum içime... Geceki hayallerimle gündüzki gerçeklerim arasındaki çelişkilere dönüyorum sessizce bir şarkı mırıldanarak...
geceler dört duvar efkar
geceler başımda sevdan
geceler olmaz olası
ellerim tütün kokar gecelerde
Son bir nefes çekiyorum sigaramdan... Dumanı, sabahın ilk kızıllığına boyanan gökyüzüne karışıyor... Ve gözlerimde bir gece daha devriliyor sabaha... Ilık bir meltem esintisiyle , denizin kokusu doluyor, güneşin doğuşuyla aydınlanan odama...
Güne gülümseme vakti şimdi...
( hayat ışığı )
YORUMLAR
Ahmet Haşim'in bir şiirni hatırlattı yazınız:
Yorgun gözümün halkalarında
Güller gibi fecr oldu nümâyân,
Güller gibi... sonsuz iri güller,
Güller ki kamıştan daha nâlân,
Gün doğdu yazık arkalarında!
Altın kulelerden yine kuşlar
Tekrârını ömrün eder i'lân,
Kuşlar mıdır onlar ki her akşam
Alemlerimizden sefer eyler?..
Akşam, yine akşam, yine akşam,
Bir sırma kemerdir suya baksam,
Akşam, yine akşam, yine akşam,
Göllerde bu dem bir kamış olsam!
Selam ve sevgilerimle.
Ah sevgili dostum!Sessizliği seviyorum.Sakin bir hayata öylesine ihtiyacım var ki!Gençliğimi yaşayamadım hep o özlem içindeyim.Herkes gibi gülüp eğlenemedim.Ben de hep geceleri düşünür,geceleri karar veririm.Dizeler gece aklımdan geçer.Işığı yakmadan masama uzanır ve karanlıkta o dizeleri yazarım.Gece benim arkadaşım,gece benim sırdaşım.Hüzünlerim bende hep yatıya kalır yüzüm yumuşaktır sesim de çıkmaz.Hayal kurar dünyayı beş kuruşsuz gezerim.Galiba en iyi tarafıda bu olsa gerek.Beni düşündüren,bana dost olan geceleri bir daha yaşatan bu güzel yazı için teşekkürler sevgili şairem.
zorel tarafından 5/9/2012 8:45:06 PM zamanında düzenlenmiştir.
uykusuz gecenin ardında güne gülümseyebiliyorsanız ne mutlu size geceye dair anlatımlarınız güzeldi geceler hüzünün adresidir sessizliğin ifadesidir kutlarım sizi gecelere ışık olmanız dileğimle saygılarımla selamlar