Ve Memleket Bir Türküdür, Gün Doğarken, Hem Aya Hem Güneşe Yakılan...
Ve memleket bir türküdür, gün doğarken, hem aya hem güneşe yakılan…
Hani bazen, sohbet ederiz ya aramızda, hararetli tartışırız. Bazen de hiç konuşmaz susarız öylece. Bazen deliler gibi koşmak ve belki kaçmak gelir içimizden. Yürümeyi öğrendiğimiz ilk günden bu yana, ya bir şeylerden kaçarız, ya da bir şeyleri kovalarız.
Bu bize genlerimizden geçen bir şey olsa gerek. Kendimize en yakın hissettiğimizden bile uzağızdır aslında. Aslında kendimizden kaçarız çoğu zaman. Dudaklarımızdan sevgi sözcükleri dökülürken bile, aslında kendimiz için savaşıyoruzdur çoğu zaman, karşı taraf bunu bilmez.
Şimdi soruyorum, bir insan ne zaman kendisi için değil de, başka bir şey için mücadele verir? Sevdası için derseniz, değil. Çünkü orada da aslında kendi mutluluğu için savaşır.
Ailesi için derseniz, o da değil. Zira, ailesi için savaşan bir insan, yine kendi huzuru ve kendine olan saygısını yitirmemek için mücadele verir. Yani temel neden ve özne yine kendisidir.
Peki soruyorum size, bir insan memleketi için neden savaşır? Yeri gelir sevdasından vazgeçer. Kimi zaman ailesinden, canından can kattığı evladından vazgeçer. Yıllarca emek verip, yeri geldiğinde yemeyip yedirdiği, içmeyip içirdiği evladından neden vazgeçer?
Vatanı için!
En değerli, gittiğinde bir daha geri gelmez olan her şeyinden, neden vazgeçer?
Bir insan, saçının bir teli uğruna dünyaları yaktığı sevdasından, rüzgar gibi koşan, su gibi derin, gökyüzü kadar değerli oğlundan neden vazgeçer? Memleketi için.
Sevdasını yaşarken dahi, en sevdiğini mutlu ederek, aslında kendi mutluluğunu amaçlayan, insan, çocuklarının başarısıyla kendi özbenliğini ilişkilendiren, yani her şeyden kısaca kendine pay çıkaran insan, neden hiçbir çıkar beklemeden, tüm değerlerini harcar? Hemde gözünü kırpmadan? Memleketi için.
Belgesel izlersiniz. En azından bir kere olsun izlemişsinizdir. Dikkat ettiniz mi hiç? Belki de milyonlarca yıldır antiloplar hep aynı yerdedir.(Dikkat etmekten ziyade biraz bilgide gerekli oluyor burada.Zira ömür kısa.) Aslan her defasında hep aynı yerde kıstırır onu, hep aynı yerde, hep diğer antilopların gözü önünde parçalara ayırıp, afiyetle midesine indirir. Yine aynı yerde sırtlanlar, çakallar ve akbabalar üşüşür geriye kalan parçalarına. Ve bu manzarayı milyonlarca yıldır tekrarlar doğa. Ve antiloplar yine aynı yerde çiftleşir, yine aynı yerde otlanır ve yine aynı yerde aslanlara yem olur. Neden? Vatan.
Antilopların, ceylanların bile, vatan sevdası varken, ne tuhaftır ki bazı aymazların vatan mefhumu bile yoktur bugün. Neden? Acaba aşmış olabilirler mi? Yani şöyle mi düşünüyorlar acaba? Artık Dünya değişti, insan her yerde insan, dolayısıyla vatansa, vatan Dünya. Öyle ya, antilop gibi neden illa da aynı yerde otlayıp, aynı aslana yem olayım ki? Diye düşünüyor olabilir. Bizler antiloplar kadar ilkel miyiz de, diyebilirler.
İlk bakışta çok entelektüel ve evrensel bir düşünce gibi geliyor insanın aklına. Tabi ya, madem hepimiz insanız, hepimiz Dünya denen gezegende yaşıyoruz o halde vatan Dünya dır.
Bu cümleyi kuran insan, bir anda hümanizmin doruklarında gezinen yüce biri olarak algılanabilir.Tüm dogmalardan sıyrılmış, dünyevi kıskançlıkları aşmış, mükemmel insan.
Her şeyini paylaşmaya hazır, savaş karşıtı, insan sevgisiyle yoğrulmuş örnek canlı.
Şu bir gerçek ki, ilk uzaylı saldırısın da, yine o insan diyecek ki; vatan uzay…
Çünkü o insan, hiç bir şeyi, uğruna savaşacak kadar sevemez.
Çünkü o insan, hasta yatağında annesini bırakıp gidecek kadar insan.
Çünkü o insan, arkadaşını satacak kadar evrensel..
Vatan, insanın evidir. Bunu çocuklar bile bilir. Öyle süslü kelimelere, süslü anlatımlara gerek yoktur. Vatan marşdır. Memleket türküdür. Hangi dilde hangi şekilde olursa olsun, her milletin vatanı kutsaldır.
Vatan evdir, kucağında bebeğini emziren anne orada huzur bulur.
Vatan evdir, ocağında, bir milletin yemeğinin kaynadığı.
Vatan evdir, mahalle arkadaşlarının misketlerini tokuşturduğu.
Vatan evdir, her gece sevgililerin buluştuğu.
Ve memleket bir türküdür, gün doğarken, hem aya hem güneşe yakılan…
Cem61