- 655 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
ALEX'İN GÜNLÜĞÜ-2
Boynuma baskı uygulayan namlu; benim adımlarımı hangi hızla sürdürmemi gerektiğni soğuk dokunuşundaki baskılarla söylüyordu.
En azından bunları ensemde patlamadan söylediği için korkuyor da olsam memnundum. Kafamda, gövdemden uzak kalmış yuvarlak kafamın bu dar sokkağın köşesine duracağını bile düşünüyordum bir taraftanda.
İşte o an keşke Lisa yı daha çok öpseydim yada çocukları bu sabah kaldırıp onlara dokunarak çıksaydım diye bir sürü şeyi içimden geçiriyordum. Sokak lambalarının aydınlığı iyice azalmıştı.
Bunu arkamdan gelen adamın gölgesinin git gide sokağa bulaşmış olan yürüdüğüm yerin ön tarafındaki gölgesinden birde görüş alanımın darlığından anlayabilmiştim.
Gitgide her adımda dar sokağın kokunun ağırlaştığını vurnum fazlasıyla beynime iletiyoru.Kulağım yanından geçtiğimiz çöp varilinden gelen sesle irkildi.
Varilin içinden aniden çıkan kedi ağzında çöpten kaptığı birşeyle önümden zıplayıp kaçarken namlunun ensemde patlaması hissine kapılarak altıma giydiğim külotum, korkumunun delili olan iki damla sidiği bıraktığını üç beş adım sonra fark edebilmiştim.
En azından hayattaydım tek parça. Paçamdan akan sarımsı ıvının soğumaya başlamasıyla zihnimi toplamaya başladım. Korkumu kenara atıp zihnimle konuşuyordum arkamdaki kasketli adam içimden geçirdiklerimi duyabilse gülerdi belkide.
Kendi kendime " Bırak Alex bırak ne yapacaksa yapsın şimdiye kadar hayatının monotonluğundan bahsetmiyormuydun. En azından dua et bugün farklı bir şey yaşıyorsun ucunda ölüm bile olsa."
Bunları düşünürken az önce çöpten ağzıyla birşey götüren kedi bir başka kediyle yemek paylaşımındaki hırçın miyavlamalarını duymuştum.İçimden konuşmalarım devam ediyordu yinede.
" Bu adam zaten beni öldürecek olsaydı zaten bu tenhada çoktan öldürürdü.O zaman sevinmeliydim en azından şimdilik ölmediğime." dediğim anda namlu üç defa sol omzuma hafif hafif vurarak dokundu.
Bu suskun namlunun benim o an durmam gerektiğini söylüyordu. Arkamdaki ses bana " Denileni yap sadece" demişti.İşte o an arkamdaki kasketli olanın bir erkek değilde bir bayana ait ses olduğunu anlayabilmiştim.
Bunu sonradan hatırlamaya başladım. Dar lokanta arkası çöplüğün kokusunu farklı bir koku sarıp da taki burnuma o pamuk dayanana kadar kendimdeydim.
Ne kadar öyle baygın kadığımı bilmiyorum sadece daha önce gördüğüm kedinin varil içindeki sesleri üzerine irkildim. Ölmediğim için sevinirken saatime baktığımda anlamıştım ne kadar baygın kaldığımı.
Ayağa kalkarken o an burnumdaki buruk kokuyu ve zihnimdeki sersemlikten başka birşey düşünemiyordum. Bu dar sokak bana yatak görevini üstlenmişti.Varilin içindekilerde sanki çalar saatim olmuştu iki saatlik bu derin uykumda.
İyice kendime gelirken işlek caddeye doğru ağır adımlarımla ilerlememi sürdürdüm. İlk sokak lambasının altına geldiğimde elime üstümdeki kan lekesini gördüm Üstümü başımı kontrol ederken sağ cemimdeki ağırlığın farkına vardım. Bu sefer ki kan lekeli düzgün bir yazıyla yazılmış bir not.Okudum.
****
Metroya bindiğim anda herkes sakinliğindeki ve yorgunluğundaki bakışlarını hiçe sayarak bana baktığının farkındaydım.Ben de olsam aynı şekilde bakardım. Üstünde kan lekeleriyle gezmek moda olmadığına göre bu doğallıktaki bakışlardı.
Bir kaç tanıdık yüze tehlike yok diye gülümsemeli sırıtıp indim metrodan.BU benim için en uzun yolbuluk olmuştu benim için birde en farklısı devamı daha yeni başlamıştı belkide.
Sonunda kavuşmak için geldiğim evin kapısında dururken bunları Lisa ya nasıl anlatacağım onu ürkütmeden planları kuruyordum. Cebimden çıkarıp anahtarı açtım.Girdiğimde içeriye çoduklarımın sesini duydum.
Mary ve Sam üst katta her zaman ki gibi nir birinin oyuncaklarını kapmak için bağırıp çağırıyordu. Lisa mutfakta yemek hazırlıyordu yaklaştığımı anladığında yüzünü bana döndü. Ve magnum o an beynimin içinde patladı.
Bu Lisa değildi.Sadece sarı saçları ona benziyordu.Ona aşık olmasaydı bu benzerlikte tanıyamazdım. Karşımda duran keşke Lisa nın ikisi olsaydı ama o da yoktu.
Gözümdeki şaşkınlığı hissederek.
Elindeki hazır yazılı kağıdı okuttu bana. O an üst kattaki çocuklarım olmasaydı bu kadar sakin olamayacağım keinde olsa.Düşünceli olarak susarak sol elimi enseme götürüp getirdiğim de elim kana bulanmış olduğunu gördüm.
İkinci kes aynı noktaya elimi atığımda derimin altındaki sertliği hissettiğimde.Sokak lamvasında okuduğum şeylerin artık gerçekliğini anladım. İkincisi Lisa ya benzeyenkarşımdaki kadın oldu.....
klavye yordu....bir bölüm daha...Alex’i gönderdiği notlardan bilirim kendisini görmedim..
YORUMLAR
DILEKYILDIZI KARDESIM GERCEKTEN GUZEL YAZIYORSUNUZ .INANIN SU MISALI, OKADAR KADI KIZINDADA KUSUR OLUR ONEMLI OLAN YAZININ ICERIGIDIR BENCE SUSUDEGIL DEVAM KARDESIM.ELINE SAGLIK.SAYGILAR.........
DİLEK YILDIZI
Samimiyetinize daynarak bir kaç şey söyleyeceğim izninizle.
Kusursuzluk yüreğiniz ve okuyan gözlerinizdedir bilesiniz (iltifat olarak sakın anlamayın.)
Kendi adıma mutluyum bir okur kazandığım için.Ancak sizin adınıza üzgümün nedeni, okurken sizi yorduğumun içindir bilirim.
Yine sizin samimiyetinize dayanarak bir itirafta bulunmak isterim.
Yazılarımın edebi bir değerinin olmadığının farkındayım.Onun için rahatım.Ancak doğru olan, içerik kadar cümlelerin ve kelimelerin doğru kullanılmasıda önemlidir. Siz süs desenizde ikisi şartır.İnsanlar önce dış görünüme sonra konuşmalara göre değerlendirme yaparlar.Ben öyle düşünüyorum.
Öncesine word e yazabilsem en azından kelimeleri doğru yazabilirim ama yinede bir ton hatam olurdu sanırım.
Bu yüzden size daha önce vermiş olduğum kalemlerden başlarsanız ( ki şu an ismini hatırlamadığım çok kalem var okudukça sizde göreceksiniz ) sizin açınızdan daha sağlık olur diye düşünüyorum. Sakın beni yanlış anlamayın.O gün de dediğim gibi onların yazılarını okuyunca beni daha iyi anlarsınız. Bu yüzden kötü bir örnek olmak istemem size.
Bu arada ilk yazınızı okumak için dört gözle bekliyorum....
Yazmak eğlenceli bir iş...
TEKRAR YORUM İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM...SAYGILARIMLA....
DİLEK YILDIZI
Beğendiğinize sevindim. Çok teşekkür ederim.Keşke düzgün klavyem olsada daha az hatalı yazabilsem...