- 543 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AHLAK VE ÜMİT
İnsan hakkında bugüne kadar çokça konuşulmuş, insanın çeşitli yönleri ve özellikleri üzerinde bir hayli fikir ileri sürülmüş, yazılar yazılmıştır. İnsan üzerine ortaya atılan birçok görüşlerde haklı olarak, düşünme, inanma, alet yapma, çevreyi yaşamına uygun bir şekilde değiştirebilme, kendi kendini ve diğer varlıkları eleştirebilme gibi yönleri hakkında bilgi sunulmuş, insan, insanlara tanıtılmaya çalışılmıştır.
İnsanı tanıtan, ele alan yazı ve konuşmalarda, insanın başarılı olması ya da olamamasının sebepleri üzerinde de fikir ortaya atanlar az olmamıştır. Kimi yazar, başarılı insanların başarılı olmasının nedenleri arasında bilgiyi, ilmi, tekniği, beceriyi ararken; kimileri de sanatı, edebiyatı, sabrı, gayreti ve kararlılığı bulmaya ve görmeye uğraşmışlardır.
Şüphesiz bunların hepsi de doğrudur. Başarının temelinde yukarıda saymaya ve sıralamaya çalıştığımız özelliklerin ve güzelliklerin hepsinin de payı vardır. Birinin kabulü, diğerinin reddedilmesini gerektirmez. Ancak başka sebeplerin de başarıda veya başarısızlıkta etkisinin bulunduğu da hiçbir zaman unutulmamalıdır.
İşte bunlardan biri de ahlak ve ümittir.
Biz ahlak sayesinde iyinin iyi olduğunu anlar, benimser, kötüyü kötü olduğu için reddederiz. Ahlak sayesinde, toplumsal kurum ve kuruluşlar üzerinde kontrol kurar, bekçisiz. Muhafızsız insanları dizginleriz. Ahlak sayesinde insan, insan kalarak yüceltilir ve hayvanlar seviyesine düşmez.
Onlarca eser yazıp yüzlerce talebe yetiştiren, ömrünün sonuna kadar vatan ve millet yolunda okuyan, yazan, düşünene, fikir üreten merhum şair-yazar, araştırmacı, bilim adamı ve düşünür olan S.A.Arvasi’nin de dediği gibi, Hem gerçekçi, hem pratik ve hem de âlemşümul bir ahlaka sahip olan insanlar, ahlaklı olmalarının yanında ümitli de olurlar. Ahlaklarının tamamlanacağına, ahlaksız bir ümidin boş, ümitsiz bir ahlak duygusunun noksan olduğunu bilirler. Ümit kandilini sürekli ışıklı ve canlı tutup bir daha da asla ve asla söndürmezler.
Sadece milletler mi ümitli olurlar diyeceksiniz? Değil tabii. Cemiyetler de ahlaksız ve ümitsiz yaşayamazlar. Fertlerin ümitsizliğinden cemiyetin ümitsizliği daha kötüdür, korkunçtur ve hem fertlerin, hem de devlet ve milletlerin başına tedavisi mümkün olmayan dertler açar.
Evet büyük düşünür, sosyolog, şair Ziya Gökalp’ın de isabetlice belirttiği gibi,”Maddi kuvvetlerin yapamadığı nice işlerde ruhi kuvvetler başarılı olur.” Ruhi kuvvetlerin en tesirlisi olan ümit, hiçbir yerde ve ortamda paslanmazlığı ve hiçbir kesici alet ile kesilmezliği ile altın gibi, elmas gibi olma niteliği ile insan ve insan toplulukları sürekli taze tutar. Nice hastalar vardır ki, onlar için ümit ilaçtan daha çok faydalı olur. İmam Gazali’nin dediği gibi “dış gözleri ile baksa da iç gözleri ile gören” aydınlara düşen görev; her zaman ahlaklı ve ümitli olmak ve etrafındaki insanlara, topluluklara sürekli ahlak duygusunun ve ümitli olmanın önemini anlatmaktır.
Unutmayalım Mevlana’nın buyurduğu gibi “Hayvanlar hayvanlıklarıyla, melekler meleklikleriyle kurtuldular.” Biz, ikisinin arasında yalpalayıp durmak istemiyorsak, insanlığımızı koruyarak ve insanlığımıza yaraşır bir tarzda yaşamak niyetindeysek, mutlaka ama mutlaka ahlaka ve ümide en büyük ilgiyi göstermeli, bu iki çok önemli değeri başımızın tacı bilmeliyiz.
Durdu ŞAHİN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.