- 922 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Senin Adın Ne?
Büyüklerimizin geçmişlerini hatırladıkça, iç çekerek “Ahh, nerede o eski günler!” demelerini duymayanımız var mıdır acaba! Bizler ise çoğu zaman anlamayız onları, alaycı bir tavır takınırız. Halbuki çoğu noktada haklıdırlar ama biz kendimize bir türlü onların dediklerini yakıştıramayız.
Mesela, “Nerede o eski Ramazanlar!” dediklerinde sonuna kadar haklıdırlar. Acaba, bu devirde kaçımız iş güç peşinde koşmaktan Ramazan’ın tadına varmaktayız? Hele bayramları anlatmama bile gerek yok heralde. Dedelerimizin, ninelerimizin bayramlar hakkında anlattıkları geliyor da gözümün önüne, hakikaten çok şey kaçırdık galiba!
Buraya kadar yazının başlığı ile anlattıklarım arasında bir bağ kuramadınız. Şimdi konumuza girelim ve eski günlerden adlarımıza yansıyanlara bakalım.
Anneler ve babalar için çocukları onların canlarıdır. Her anne, baba çocuklarının üzerlerine titrer. Bu sevgi ve şefkat çocukların adlarına yansımaktadır. Çünkü, insan çok sevdiği çocuğuna en güzel ismi vermek ister. Bu sebeple ad koymak aileler için büyük önem taşımaktadır. Ama bu ismi seçerken de dikkatli olmak ve isimlerin manasını iyice araştırmak gerekmektedir.
Mesela, güzeller güzeli bir kız çocuğu doğuran anne, kızına, kelime hoşuna gittiği için, “Sanem” ismini koyar. Ama bilmez ki o kelime “PUT” anlamına gelmektedir. “Nalan” ismi ise “ağlayan, gözyaşı döken” manasını taşımaktadır. Şüphesiz, aileler bunları bilerek yapmamaktadır, ama anne ve babanın üzerine düşende bu isim koyma olayına dikkat etmek ve anlamlarını öğrenmektir.
Ayrıca, bunlarla beraber yapılan yanlışlardan birisi de, çocuklara sadece çocukluğunda yakışacak adlar koymaktır. Nasıl mı? Şuan da dedelerimizin isimlerine bakalım : “Hamdi dede, Bekir dede, Osman dede vb.”. Peki, 50 yıl sonra dedelerin isimleri ne olacak? İşte o zaman, “Bekircan dede, Osmancan dede, Gökberk dede!... Ne kadar dedeliğe yakışan adlar!
Yaşlılık dönemini bırakıp askerlik dönemine bile baksak insanın kulağını tırmalayan isimler olarak göze çarparlar. Bir komutanın askere hitap etmesini düşünelim : “Alican, tüfek omza!”. Orta yaşlılık döneminde de bu böyledir, iş arkadaşlarının kendisine bu yapmacıklık hissi veren isimle hitap etmesinden sıkıntı duyacak birçok insan olacaktır.
İşte bütün bunları topladığımızda, dedelerimize, ninelerimize geçmişi hatırlayıp iç çektirecek bir konu daha çıktı : “Ahh, nerede o eski isimler!”. Onlara hak vermemekte elde değil.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.