- 910 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Muhalif Olmak
Muhalefet, her daim kişi için doğru olmayan bir durumdur. İnsan, her zaman muhalif olamaz, sevmese de muhattabını. Onun içindir ki daima doğrunun yanında olmak, muhalif olmayı kendisine meslek edinmiş olanların itibarını zedeler, bir yönüyle:
-Buna da muhalif misin?
Fırından çıkan, üzerinde buharı tüten sıcak ekmeği gören Muhalif, varoluşunun gayesi olan yönde, hemen tepkisini gösterir:
-Ekmek, hijyenik ortamda, eldiven takılarak ve kapalı poşet içinde satışa sunulmalıdır.
Bazen herşeye muhalif olan tipleri, her aşa maydanoz oldukları için yeryüzünden silme gibi garip düşünceler taşımıyor, değilim.
-Canım kardeşim, bak adam fakirlere yardım ediyor.
-Bilemezsiniz, mutlaka başka amaç için yapıyor. Ne malûm milletvekili olma düşüncesiyle hareket etmediği?
Sabreder durursunuz, böylesi tipler karşısında.
***
Günümüzde kimi tiplerle içiçe bulunmadım, değil:
-Muhterem, bu konudaki düşünceniz nedir?
-Valla Başbakan icraatını yaparken bana danışmadı.
Şimdi, adamı alacaksın, mevsim kış ise ıslatıp ayazda iki saat bekleteceksin. Be adam sen kim başbakan kim? Seni kim tanır, bu toplum için ne yapmışsın?
***
İflâh olmaz muhalif damarı tutan zat, yerinde durmaz:
-Aslında dünyanın tek kurtuluş reçetesi vardır. O da bizim düşüncenin iktidar olması.
Çayocağında içtiği çayın parasını ödemeyen, sigara otlakçılığı ile ünlü muhterem, hızını alamaz:
-İnsanlık, ancak dürüst insanlarla rahat edebilir.
-Peki varlıklı olmak gerekmez mi, yaşadığımız dünyada?
Elini çenesinin altına bırakıp, "Düşünen Adam" misali poz takınarak konuşmaya başladı:
- Hepsi kapitalizmin oyunu. Bak bizim düşüncemiz Sosyalizmden bir adım öndedir.
Şimdi, adamı döver misiniz, dövdürtür müsünüz?
***
Muhalif olma, bir hastalık halini aldı, açıkçası:
-Şu aldığın gazeteyi kimler çıkartıyor, bilir misiniz?
Hafta sonu ekleri için aldığım gazetenin çıkaranlarına gıcık olan tip, bana geçmişten günümüze basın tarihini anlatmaz mı. Kendisine bir sualimin de olmadığı adam, gazetelerin verdiği eklerin her hafta kocaman bir ormana bedel bir yeşil alanı yok ettiğini anlatmaz mı?
Karşımda bir Yeşiller Üyesi var:
-Sanal ortama alınması gereken gazeteler yasaklanmalıdr?
Kendisine sanal ortamda neden yazmadığını, gazetede yazmayışının sebebini sordum:
-Benim yazdığımı kimseler anlamaz ki... Benim çapımda adam olacak ki düşüncelerimi anlasın.
Şimdi siz, sinirlerinize hakim olabilir misiniz, bu tipleri karşınızda görürseniz?
***
Kolunun altında tuttuğu oldukça yorgun düşmüş kitabıyla arada bir parkta karşılaştığımız tanıdık bir sima:
-Üstad, nasılsınız? Kitabınız bitmedi mi?
-Daha yazmaya başlamadım. Şu elimdeki kitabı bitireyim de...
***
Kendisini dünyanın en iyi edebiyatçısı, yazarı, şairi sanan kimi tipler de ilgi alanlarının dışında herşeyi bilir de esas uğraş alanlarına yabancıdır:
-Ne olacak şu futbol takımımızın hali?
-Emin olun ki futbolu sevmem ve bu ayak topu oyunundan haz etmem.
-Olur mu, Efendim. Futbol insanlık için önemlidir.
Kendisine şans oyunlarından uzak durduğumu, insanların kumara alıştırıldığını, statların birer tapınak haline getirildiğini anlatmadan hemen yargısının esiri kesildi:
- Siz böylesiniz. İşiniz gücünüz bu. Batı kaynaklı olduğu için karşı çıkışınızı anlamaktayım. Peki iktidara gelirseniz futbolu yasaklayacak mısınız?
Buyrun buradan yakın ve dumanını içinize çekin. Ne iktidarı ne yasaklaması?
Ön yargılarından kurtulamamış zat, benim sandık başına sadece iki defa gittiğimden habersiz, elli yaşımda olduğunu söylemez mi?
- Sen de bu yaştan sonra meyvelerini toplarsın..
Ne meyvesi ne üzüm tanesi... Muhalif kimlikle haşır neşir olan benim, kendi dünyamda içimde yıkıştırdığım-çarpıştırdığım düşünceler, her gün artıyor:
-Anlayamadım, gerçekten. Ne meyvesinden bahsediyorsunuz? Ben, anlayamadım.
-Canım, şu belediye ihalelerinden sizin akrabalarınıza pay verilmeyecek mi?
Çok şükür. Sonunda soyadımı değiştireceğim de kurtulacağım, rahat edeceğim:
-Yahu benim gazeteci akrabam yok, internette aynı soyadını taşıyan her kişi benim akrabam olmaz ki... Geçen gün belediye benim suyumu kesti. Su borcumu ödememiştim.
-Haydi haydi iyisiniz, yine.
Kalkıp adamı pataklayarak, akşamı karakolda mı geçireceksiniz? Ağzı torba olmadığı için büzülemediğine göre, bu tarz tiplerle en iyisi konuşmamak..
***
İnançtan öyle korkanlar vardır ki tarif edilemez:
-Siz bizi böyle bilmeyin. Aslında farkımız yok.
-Yahu siz kimsiniz biz kimiz, Allah aşkına!..
-Bak konuşmanın başında Allah dediniz...
Toplumun nasıl bir paranoyaya sahip kılındığını gelin de görmemezlikten geliniz.
- Herkes sizden bahsediyor.
Kendinizi kırk bir kere Zemzem ile yıkasanız, hergün televizyonlarda çıkan deterjanlarla ak-pak ederseniz, sonuç değişmeyecektir:
-Allah dediniz ya!..
Korkmasam, "Allah belanı versin!.." diye beddua ederim de bu yakışmaz, kendini insan bilene.
***
"Muhalif" dediğimizde misalleri çoğaltmak mümkün, açıkçası. Şehir ile ilgili yazdığımız için kimileri, bizi arasına almak istemez.
Biliriz ki hiç kimse kendisinden fazla bilgili olanla bir araya gelip, gölgede kalmayı arzulamaz:
-Diyarbekir hususunda ben de gidersem bu şehir öksüz kalır..
Yazdığı birkaç makalede aşırılan kimi paragraflarla kendisini nimetten bilen, sözünün sonunda birkaç ismi de zikreder, ayıba kaçmasın meâlinden:
- Sen, Mehmet ve Süleyman da olmasanız, bu şehir yandı...
Kim suyu içip dağa kaçtı da yandı bitti-kül oldu? Birkaç makale (!) kaleme alıp kendisini âllame hisseden, kime muhalif?
***
Dünyada olana ve bitene bakarken, çoğu insan kıymetinin anlaşılmadığından yana sitem edip durur. El-hâk, ben de bazen bu taîfeye uymuyor, değilim. Fakat herşeye muhalefet etme, insanın canını sıkmıyor, değil:
- Benim gibi birisi toplantıya çağrılmaz da kim çağrılacak?
Toplantı dediği beş-altı gençle oluşturduğumuz, arada bir muhabbet için bir araya geldiğimiz ve şiirden, edebiyattan dem vurduğumuz, herkesin son çıkan kitaplardan birisini alıp, diğer kitaplarla değiş tokuş yaptığı, ayda bir gözden ırak bir yerdeki buluşmamız. Ne yemek var ne ikram.
-Üstadım, siz de buyrun gelin. Zaten birkaç kez sizi de çağırdık. Okuduğumuz kitapları beğenmediniz. Ondandır çağırmamış, gençler.
Burnundan kıl aldırmayan tipimiz, oldukça ciddî:
-Ben muhalifim.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.