- 1810 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Arap Baba Efsanesi
Harput’a yaniÇocuklugumun geçtigi bende adeta bir kanser yada verem tesiri yapan sevdalım mistik kente girişte evvela sizi Belek gazi buyur eder.ovaya hakim bir tepe üzerine kurulmuş aynı zamanda güzel bir mesire yeridir.devam edince merkezde çınarlı parkı yani meydana varırsınız. burda bir yemek yemeden o muhteşem çınarın serinligini duymadan ayrılmak olmaz.ordan küçük bir caddeden geçip sarahatun camii yani cimşit aga hamamından (şimdi restoran)saga dönünce bir ara sokaktannadir baba ve arap baba mescidi türbesine gidilir. Büyük bir dere kenarına yapılmıştır. şimdilerde bu dere büyük bir bahçe ve meyve agaçlarıyla doludur.nadir baba sıradan bir türbe görünümünde olup olmakla beraber arap babaya bir sokak mesafededir.arap baba ya mescidin sol tarafından bir iki metre aşağı indikten sonra kayalar üzerinde küçük bir kapıdan ulaşılır. Bu Arap baba türbesinin kapısıdır.Türbe dikdörtgen şeklindedir.Zeminin tam ortasında yeşil kumaşla örtülü tahtadan bir sandukça içerisinde Arap babanın cesedi bulunur. 1975 lerde hatırladıgım kadarıyla bu sanduka evveli yere açılmış bir çukurda bulunmaktaydı.ziyaretçiler burda kurban keser dagıtır ve dua ederdi. hatta hasta olanlar ,felç geçiren,konuşamayanlar bile burda onunla başbaşa bir gece (yanında uyurlardı)geçirirdi. sabahta sapasaglam olarak giderlerdi. tabii inancı saglam olmak gerekir,şüphe etmemek gerekir.gelen ziyaretçiler bakmak isteyenler sadece bel kısmına kadar bakabiliyordu.Erkek oldugundan kadınlara gösterilmezdi.ben çocukken evimiz onun yanı başında oldugundan korkusuzca hep gider bakar (inanmazsınız ama) mistik kokusunu içime çekerdim.tüm çocuklar bilhassa yaz akşamları etrafında geç saatlere kadar oynardık.Bakımını yapan bir bakıcısı vardı.kapısı kilitli bir yere her gece bakıcı bir ibrik su bırakırdı.sabah gelince bu ibrik boş olurdu.ve hayal meyal onun gece çıkıp abdest aldıgını hatırlarım .beyazlar içinde silueti zor fark edilirdi.kimseyi inandırmak zorunda degilde bilgi mahiyeti diye okusanızda olur (tabiki şimdi siz hadi canım bu kadarıda fazla diyeceksiniz). fakat tarih hırsızları rahat durmadıgından 1982-85 arası bir vakitte evliyayı bir torba içinde çalmak istediklerinden yetkililer olayı haber alıp duruma el koyuyorlar. ve şimdilerde hem sanduka zemin üzerinde hemde artık oraya gelen ziyaretçilere gösterilmemektedir.Cesedin başı yoktur. Sonradan buraya kesik bir baş konmuşsada kesik başın cesetle hiç bir ilgisinin olmadığı görülür. Bütün uzuvlarıyla olduğu gibi varlığını sürdüren cesedin göğüs ve karnı nisbeten çökmüş, özellikle el ve ayakları tırnaklarına varıncaya kadar şaşılacak bir biçimde sağlamdır. Cesedin uzun zaman mumyalanmış olduğu görülmektedir.ceset az biraz kararmıştır. şimdi onun asıl efsanesine gelelim.
Bekçisi Yaşlı Hacı dede bize bildigi kadarıyla Derdi ki:
Harput ve yöresinde 1700 yıl evveli yağmur yağmaz imiş. Kuraklık ardından kıtlık kapıya dayanır. Halk perişandır. Kimse ne yapacagını bilmezken ,Alacalı mescidin yakınındaki bir evde Selvi adlı yaşlı bir kadın rüya görmüş. ve rüyasında bir zat kendisine bir adam bul ama arap (siyah derili)olsun.başını kes getir bu dereye at ki kuraklıkta,kıtlıkta bitsin. bereket gelsin demiş.Yaşlı kadın önceleri buna pek bir anlam vermez. Ancak aynı rüyayı üç gece üst üste görünce karar verir. Ama kimi bulacak, kimi kesecek diye bir sürede düşünmüş.Ve derken bir gece Arap baba buna denk gelmiş,kadın arap baba’yı öldürür. başını korku ve zorluklar içinde kesip gövdesinden ayırır.gizlice hemen cesedi saklar başını da dereye atarak beklemeye başlar. bir süre sonra gerçektende yağmur yağmaya başlar. Ama ne yağmur... Yağmur değil adeta tufan. Dereler coşar, her yanı sel basar bir türlü dinmek bilmez.Gök yırtılmışta boşanıyor sanılır yagmuş önüne ne gelirse alıp götürür.Ortada ne ceset ne baş kalır.Yağmuru dört gözle bekleyen insanlar bu seferde bu felaket karşısında muzdarip olurlar. Durumu bilmediklerinden ne yapacaklarını şaşırırlar.tüm bunlar olurken gelelim sevli kadına.Selvi kadın bu defada rüyasında arap babayı görür. ve selvi kadınla konuşur. Kadına başının yerine konmadıgı sürece bu tufanın devam edecegini ve her şeyin yok olacagını söyler. Selvi kadın Arap babanın kendisine kesilen başının yerine konulursa yağmurun dineceğini söyledigi sözleri düşünür. Bu kez de kesik başı aramaya koyulur.Ama bu tufanda kesik başı bulamaz. Başka birini öldürür başını keser ve cesedin baş yerine koyar. Arap baba selvi kadının her baş kesip getirmesinde inatla kendi başını ister, getirilen başlarıda kabul etmez. Sel,yagmur, Tufan devam ederken selvi kadında hala kesik baş getirmekle meşguldür.Nihayetinde arap baba son bir baş getirmesinde selvi kadına bu başında kendisinin olmadıgını fakat kabul edecegini rüyasında söyler. tufan biter yaşam yeniden başlar. bu arada selvi kadın arap babanın bir ermiş oldugunu yayar.burayı mescid haline getirir.ve evliyalar arasında ARAP BABA olarak yerini alır.
Harputlular bu olay üzerine Selvi kadının korkunç bir hastalığa yakalanarak günlerce ızdırap çektiğini sonrada öldüğünü söylerler.
NOT:Bu konuda çok yerde rivayet yazılıdır ve söylensede,benim orda yaşadıgım ve en gerçek sahibinden dinledigim gibidir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.