- 2669 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
İT VE KÖPEK ARASINDAKİ FARK
Manyak bir sevgilim vardı çok eskilerde...Harbi manyak bir adamdı.O’na katlanabildiğime göre,ben de O’ndan geri kalmıyordum sanırım.Zaten neden dediklerini anlayamasam da,çevremdekiler beni deli bulurlar.Oysa kendimce gayet normal,hatta fazla normal,ağır başlıyım.Belki duygularımı ifade tarzımı değişik bulduklarından düşünüyorlar deli olduğumu kimbilir.
Mesela geçenlerde bir dizi izliyordum.Adamın bir,öleceğini öğrenmiş,hüngür hüngür ağlıyordu.
_Adama bakar mısınız,Allahaşkına,öleceğim diye ağlar mı bir insan?Öyle ya da böyle herkes ölecek zaten,dedim.Orada bulunan bir hanım arkadaş bana hem şaşkın hem gülen bir ifadeyle bakıp (Bu ikisi birarada olabiliyor,bizzat gördüm.);
_İlahi...Sen öleceğini öğrensen ağlamaz mıydın,dedi.
_Yooo,dedim.Ne güzel,hayatın sorunlarından bir an önce kurtulmuş olurdum.Zaten eninde-sonunda ölmeyecek miyiz?
O beni,ben O’nu anlaşılmaz bulduk.Ama ben O’nu aydınlanmamış,O beni deli olarak gördü.Neyse,konudan konuya atlamışım.Çünkü ben başka bir şeyden bahsedecektim.İşte O manyak sevgilim,gündüzleri her ne kadar son derece ciddi,ağır başlı,babasının deyimiyle Atatürk gibi sert ve güvenilir bir adam da olsa,içince zıvanadan çıkıyor,bir liderden çok gangstere dönüşüyor,çevresindekilere bin bir türlü hakaretler ediyor sonra da kahkahalarla gülüyordu.Tabi ertesi gün bu yaptıklarını ya hatırlamıyor ya da hatırlamadığını iddia ediyordu.
Ben de o zamanlar cahiliye dönemimdeydim.Ve sanırım baya da cahiliye dönemimdeydim ki,yakışıklılığını kalkan olarak alıp huylarına kendimce bahaneler uyduruyor,yine de sevmeye devam ediyordum.Bu adam için yaptıklarımı düşündükçe,şimdi başka bir kadına bakıyor gibiyim.Çünkü asla onaylayamadığım bir zaaf ve düşkünlük içerisinde,utanılacak bir vaziyet hasıl olmuştu.Ben adını aşk koymuştum.Şimdi anlıyorum ki;aşk bambaşka birşeymiş.Ve ben de daha ilk şekli verilen bir toprak kap gibi ateşe sürülmeyi beklermişim.
Bir gece...Telefonum çaldı.O’nun numarasını ekranda gördüğümde kalbim öyle bir çarpmıştı ki,vücudumdaki kimyasalların bazılarının hızla çoğaldıklarının,bazılarının da hızla azaldıklarının tesbiti için tahlile gerek yok.Üstüne kumarda herşeyimi koyabilirim.Neyse...Hazret bana;
_Evin önündeyim.On dakika içinde aşağıya inersen in,yoksa giderim,dedi.
_Yirmi olsun,dedim.
_Onnn,diye gürledi.
On beşinci dakikada merdivenlerden aşağıya,oynamaya giden bir çocuğun edsaıyla üçer beşer atlarken bir yandan da rujumu sürüyordum.Nasıl olup da düşüp bir yerlerimi kırmadım o günlerde hala şaşarım.Baktım kapının önünde...Tehdit ettiği gibi gecikmeme rağmen gitmemiş.Fakat bir kamyonetle gelmiş ve kamyoneti de bir arkadaşı kullanıyor.Sevinçle bindim yanına.Gene fitil gibi sarhoştu.Bu yüzden arabayı kullanmadığı için memnundum.İlerlerken bana bakıp sırıtarak;
_Şimdi sana bir soru soracağım,bilemezsen seni arabadan aşağıya atacağım,dedi.Ve üzerimden eğilerek arabanın kapısını açtı.Poposuyla benim popomu iterek kapıya doğru iyice yanaştırdı.Hani yarım g.t oturuyorum derler ya,aynen o vaziyetteydim.Ve bir elimle sıkıca tutunmasam zaten düşecektim.Arkadaşı;
_Yapma,etme,diyor ama sarhoşun mektubu okunur mu,dinleyen kim?O zavallım da hızını iyice düşürdü ki;bari düşerse bile karın üzerine yumuşak bir iniş yapsın,canı yanmasın,diye beni korumaya çalışıyordu aklınca.İçimden,ben yandım.Kimbilir ne antika bir soru soracak ve kesin tekmeyi atıp beni aşağıya yollayacak diye düşünüyordum.Evet araba yavaşlamıştı ama ya kırılan gururum ne olacaktı?İçimden kendime söverek,bir daha asla bununla bir yere gitmeyeceğim diye kararlar alıyordum.Ama öncelikli olan bu tahliye olayını atlatmamdı.
_Söyle bakalım,dedi.İt ile köpek arasındaki fark nedir?Bu arada da bacağını havaya kaldırmaya başlamış,bilemeyeceğim ya,O da tekmeyle beni aşağıya atacak.İki ya da üç saniye ya geçti ya geçmedi.
_Biri hırlıdır,diğeri hırsız,dedim.
Sırıtarak yüzüme baktı ve kapıyı kapattı.
_Peki sen hangisisin,dedi.
_Tabi ki ben it olurum,dedim.Sonra ekledim:
_Tabi sen de...
Bu arada yola bakmakta da olsam,ani bir sinirle bana doğru döndüğünü farkettim ama normal bir şey söylemişim gibi istifimi bozmadım.Sonra arkadaşıyla birlikte gülmeye başladılar ve ben de güldüm.
O gece gittiğimiz diskotekte bana sarılırken arkadaşına bakıp:
_Bu benim canım...Herşeyim...Ben O’na kızsam da,herkesden değerlidir benim için diyordu.Ben de içimden:
_Seni düzenbaz,hele hoşuna gitmeyen bir cevap verseydim,şimdi popomun üzerine düşüp aldığım yara-berelerle ağlıyor olacaktım diye düşünüyordum.