PELERİN
Dünyanın neye benzediğini yıllar sonra nihayet keşfettim...Dünya görkemli seyircisi bir hayli çok büyük bir arenaydı...ne yazık ki bu arenada iki ayrı cins birbirine hışımla saldırıyor,hakaret ediyor ve kan akıtıyordu...
Boğa tabiri caizse hayvanca duygularının mahkumu bir erkeği,matador duygularını bastırmaya çalışan hayatını boğaya feda edecek kadar cesur bir kadını andırıyordu...
kendime arenada hangi kimlikte olduğumu sorduğumda biraz şaşırtıcı olsa bile;Ben ne bir boğa ne de matadordum...ben matadorun ellerinde sağa sola savrulan kızıl alev rengindeki kışkırtıcı pelerindim...Aldığım her darbe canımı yakıyor olsa bile,acımı seyircilere hissettirmemek için,içten içe gözyaşı akıtıyordum...
Yalnızlık,terkedilmişlik ve dahası,yıpranmış yorulmuş çok yorulmuştum...onca senenin yükünü sırtlamak kolay olmamıştı...üstelik insan oluşumu yıllar sonra farketmiş olmam,gençliğimin bir daha geri dönmemek üzere gitmiş olduğunu bilmek bana sen kimsin sorusunu bir daha bir daha sordurtuyordu...
Ben,kendisini binlerce cevapsız soruda arayan meçhul bir kadın,keşkelerin gölgesinde yorgunluğunu gidermeye çalışan pelerin...
Arenanın seyircileri o kadar bencil ve de zalimdiler ki,tuttukları tempo ve alkışlarla matadoru mu yoksa boğayı mı destekliyorlardı belli olmuyordu...Alkışlar arttıkça kavga kızışıyor kan aktıkça pelerin ağlıyordu...Oyunun kuralı yoktu...etrafı kin ve nefretle çevrili arenadan kaçış olamazdı...Evet bu kavga benim kavgamdı...Yaşamım sonlanana kadar bu kavgayı sürdürecek yenik düşmeyecek...akıtılan kanla yaşamayı öğrenecektim...
Ben pelerin acının ta kendisi...hayatı acısı tatlısıyla mecburen kabullenmiş ölümlü...ruh ve nefis...Ben pelerin her defasında solan kızıl alev rengimi,kanımla boyayıp...soluncaya değin yıkılmadan ayakta kalıp yenilmeyeceğim...
arena yani dünya gün gelip yerle bir olacak...
matador yaşlanınca bir kenara atılacak...
boğa boynuzları kırılınca pelerine muhtaç olacak...
bu dünya hiç kimseye kalmayacak...
bir yudum sevgiyi çok görenler bana...
boşuna yaşıyorlar...
sevgisiz yaşanmaz diyorlar amma...
ben yaşıyorum...
içinde umut olmayan bu hayatı...
sana hediye ediyorum...
yaşamak bu diyorsan eğer...
sana kolay gelsin diyorum...