BANA ATATÜRKÜ ANLATIR MISINIZ ? 8. BÖLÜM
O gün hep birlikte Halide’de toplandılar. Annesiyle arkadaşlarını neşe içinde karşılamıştı.
Zeynep;aldıkları bir buket karanfili ve pastayı masanın üzerine bıraktı.
Kadıncağız bu cıvıl cıvıl gençllere sevgiyle bakarak:
" Çok teşekkürler,en sevdiğim çiçektir inanın " diyerek özenle vazoya yerleşti ; ardından pastayı mutfağa götürdü.
Murat bilgisayarını açıp internetten Atatürk’le ilgili siteye girdi.
Zeynep elindeki fotokopileri ve kitabı çantasından çıkardı.
Müjdat ise bir sürü resim ve birkaç dergi getirmişti.
Aysun
"Üç kitap var elimde ; çok ilgimi çekti arkadaşlar."
" O zaman lütfen okur musun ?"
" Tabi
"Bakın önce Mustafa Kemal Atatürk’ün Sıvas Kongresinde ki bir anısını paylaşmak istiyorum
Sivas’ta vatan bütünlügü ve bütün millet adina bir kongre toplamaya karsi olanlar çoktu.
Isgal kuvvetleri ile İstanbul Hükümeti de kongreyi toplatmamak için iş birligi etmislerdi. Binbaşı rütbesinde bir Fransiz jandarma subayi, yanina bir tercüman alarak Sivas Valisine geldi.
"Eğer burada kongre toplanırsa Fransizlar Sivas’i isgal edecekler" dedi.
Vali, Mustafa Kemal’e ikinci bir kongreden vazgeçilmesini yahut Erzincan’da yapılmasını söyledi. Kuva-i milliyeci bir genç sonradan Sivas milletvekili Kasım da valiyi desteklemekteydiler. Mustafa kemal, İngilizlerin Samsun’u topa tutmak, on güne kadar yeni isgaller yapmak santaji ile kendi çalismalarina engel olmak istediklerini hatirlatarak bu blöflere kulak asmamalari cevabini verdi.
Hiç bir vaka olmadan 2 eylül aksami Sivas’a varılmıştı. Şehirde ne kadar fayton ve yaylı araba varsa hepsini karsılayıcılar tutmuslardı. Yalniz hürriyet ve itilaf partisinden kimse yoktu. Kalabalik arasinda Fansiz subayin tehdidi üzerine telaslanan genç Kasim’i gören Mustafa Kemal:
- "Gençler için vatan islerinde ölmek olabilir, korkmak asla !
Kurtulus Savasi’nda Sakarya Zaferi nasil bir kader dönümü olmussa, Anadolu’da yeni devletin kurulusunda Sivas Kongresi’nin o kadar büyük önemi vardir.
Halide’nin annesi çay ve ikramları büyük sehpaya bıraktı ve
" Çocuklar ben çaylarınızı ve yiyeceklerinizi buraya bıraktım ; afiyet olsun size."
" Çok teşekkür ederiz efendim zahmet oldu ."diyerek hep birlikte tabaklarına yiyeceklerden aldılar.
"Börek nefis olmuş ,teyzemin eline sağlık; ben gene yemeği düşünüyorum."Diye kalktı Müjdat.
Murat
" Arkadaşlar bakın bulduğum Atatürk sitesinde çok güzel bilgiler var; dinleyin."
" Aaaa evet ; hadi devam dinliyoruz seni."
İstanbul Hükümeti, Sivas kongresini dağıtmak ve Mustafa Kemal Paşa ile arkadaşlarını yakalatmak için, harput valisi Ali Galip’i vazifelendirmişti.Ali Galip, Malatya’ya gelip Malatya mutasarrıfı Hali ve İngiliz binbaşısı ile işbirliği yaparak Sivas’ı basıp kongreyi dağıtacaktı. Ancak üzerlerine gönderilen askeri birlikler Sivas’ı basmak isteyenleri dağıttı. Bu olay ayrıca suikast hazırlayıcı Damat Ferit Paşa kabinsiyle, Anadolu münasebetleriyle de kesilmesi sonucunu doğurmuştur. Bu hareket Anadolu da gelişmiş bulunan milliyetçilerin güçlerinin de ifadesi oldu. Mustafa Kemal İstanbul mücadelesinde (8 haziran – 30 eylül 1919 ) en nihayet İstanbul yere serilmiş ve İngilizlerden yüz bulamayan Damat Ferit Paşanın yerine Ali rıza paşa kabinesi ( 2 ekim1919 – 8 mart 1920 ) geçmişti. Milliyetçi bir kimlik taşıyan bu kabinenin İstanbul da işbaşına geçmesi Mustafa Kemal paşa ve milli dava için Damat Ferit’in düşürülmesinden sonra kazanılan ilk zaferdi.
Aysun :
"vee arkadaşlar ;yeni hükümetle birlikte basında da Sivas kongresinin faaliyetleri ile ilgili haberlere ve övgülere rastlanmaya başlanmıştı. Artık gazetelerin ilk sayfalarını Mustafa Kemal Paşa ve Rauf beyin portreleri süslemekteydi.
Mustafa Kemal Paşa Sivas kongresinin bitiminden bir hafta sonra Sivas gelen amerikan generali J. G. Harbord’la yaptığı konuşmada yeni Türk devletini kurmak arzusunu ve amacını şu sözlerle açıkça belirtmiştir.
Murat söz aldı
"İzninizle Mustafa Kemal’in bu sözleri çok önemliydi.
“Her şeye rağmen yurdumuzu kurtarmak, özgür ve uygar bir Türk devleti kurmak, insan gibi yaşayabilmek için yapacağım bunu”
İhtilalci hareket Sivas kongresinden sonra güç kazanmış, İngiliz amirali robeck’in 17 eylül 1919 da lort curzon’a gönderdiği raporda açıkça belirttiği üzere, artık milliyetçiler İstanbul’un emrini dinlememektedir. Raporun enteresan bir yönü, Türkiye’deki bu gelişmelerin bir cumhuriyete doğru yönelmiş olmasının Sivas kongresi ertesi İngiliz amirali tarafından görülmüş olmasıdır. Sivas kongresinin içerde ve dışarıda yankılarını göstermesi bakımından raporun ilgili kısmı aşağıya alınıştır.
“ alınan bütün haberlere göre milli hareket, Anadolu’da müstakil bir cumhuriyete doğru yönelmektedir. Bu hareket, İstanbul’da bilhassa harbiye nezaretinden desteklenmektedir. Bu yeni milliyetçi parti, bu günkü damat Ferit hükümetinden ziyade, halk efkarını temsil etmektedir… hükümetin kabul edeceği bir anlaşma, barış ve huzur getirmeyecektir. Onlara, silah kuvvetleriyle kabul ettirmek gerecektir. Hükümetin emri artık yapılmamaktadır.
“Türk milliyetçiler; Türkiye’nin Türklere kalmasının istiyorlar, yabancı himayesini ret ediyorlar. Onlar, imparatorluğun ölümünü değil, yeni bir hayat mukavelesini imza etmek azmindedirler.
Halide
"Hepinizin çaylarını tazeliyorum ; beni bekleyin olur mu ?"
Zeynep
" Beş dakika süren var ona göre" dediğinde hepsi gülmeye başladılar.
"İşlem tamam , ben geldim hadi devam edelim arkadaşlar."
Murat
" Bundan sonra
I. İNÖNÜ MUHAREBESİ ( 6 – 10 OCAK 1921 ) "
Zeynep;
"1921 Anayasası"
Halide:
"LONDRA KONFERANSI ( 23 ŞUBAT – 12 MART 1921 )"
Aysun:
"SOVYET RUSYA İLE İLİŞKİLER VE MOSKOVA ANLAŞMASI ( 16 MART 1921)"
Müjdat:
" II. İNÖNÜ MUHAREBESİ ( 23 MART – 1 NİSAN 1921 ) "
Zeynep
" Bu günlük çalışmamıza nokta koyuyor haftaya tekrar devam etmek üzere diyorum arkadaşlar."
Murat
" Halide ,annene ve sana çok çok teşekkür ederiz."
" Rica ederim ne demek arkadaşlar."
Halide
" Mustafa Kemal’in çok anlamlı bir sözü ile oturumu kapatıyoruz "
^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
Büyüklük odur ki kimseye iltifat etmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın. Memleket için gerçek ülkü ne ise onu görecek ve o hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır, seni yoldan çevirmeye çalışacaktır. İşte sen burada direneceksin. Önünde sonsuz engeller yığılacaktır. Kendini büyük değil, küçük, araçsız hiç telakki edecek, kimseden yardim gelmeyeceğine inanarak bu engelleri asacak, ondan sonra sana büyüksün derlerse bunu diyenlere güleceksin.
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
SEVGİLERİMLE
NEŞE KIZILYAR
YORUMLAR
Biraz biriktirdik bölümleri Neşe Hanım...
Ama okumadan geçmem ne mümkün...
Çekiyor beni konu.
GÜLDESTE
efendim konu mustafa kemal ATATÜRK olunca heyecanla okuyorum yazılarınızı sayenizde bilmediklerimizi öğrenmiş oluyoruz kolay gelsin saygılarımla selamlar
GÜLDESTE
Mehlikam
GÜLDESTE
Mehlikam
sami biberoğulları
Mehlikam
Mehlikam
sami biberoğulları
Bedir Savaşı dediğimiz ve o zafer kazanılmasaydı İslamiyet diye bir şey olmayacaktı dediğimiz, üstelik neticede hepsi arap olan ve akraba olan insanların çarpıştığı o savaşta Müslümanlar 300, Kafirler 900 kişidir. Ölü sayısı ise 90 bile değildir.
Demek ki oluyormuş.
Hilafetin kaldırılması 3. Mart 1924 tür. Oysa biz burada 1921 den bahsediyorduk...Neyse...
Hilafetin ve Saltanatın kaldırılması iki ayrı olay. Saltanatın kaldırılmsı ile ilgili çok uzun yazmam gerekeceği için yazamıyorum. Ama Hilafetle ilgili kısa bir cümle yazayım.
''Benden sonra Halifelik 60 senedir. '' Hz Muhammed ( S.A.V ) Yani efendim neymiş. Hilafet diye bir şeyi Peygamberimiz bile kabul etmiyor. Bilmem anlatabildim mi?
Mehlikam
“Nübüvvet içinizde Allah’ın dilediği kadar devam eder; sonra dilediği zaman onu ortadan kaldırır. Sonra, nübüvvet sisteminde bir hilafet olacaktır. Bu da Allah’ın dilediği kadar devam eder; ardından Allah onu da –dilediği zaman- ortadan kaldırır. Sonra ısırıcı bir saltanat olur. O da Allah’ın dilediği kadar devam eder; sonra Allah dilediğinde onu ortadan kaldırır. Daha sonra ceberut bir saltanat olur; o da Allah’ın dilediği kadar devam eder, ardından Allah dilediği zaman onu ortadan kaldırır. Sonra, nübüvvet sisteminde bir hilafet olur.”(bk. Ahmed b. Hanbel, 4/273).
sami biberoğulları
Hadisin devamını okuduğumda da durum değişmiyor. Hadisin devamı Hilafeti meşru görmüyor çünkü.
Siz Yezid'in İslam Dünyasının Halifesi olmasını içinize sindirebiliyor musunuz? Ya da son Halife Abdülmecit'in sağlam bir içici olduğundan haberiniz var mı?...Yahut da I. Dünya savaşında Medine'yi savunan, elli yedi gün boyunca orada askerleri ve kendisi çekirge yiyen Fahrettin Paşa'nın...'' Burada Peygamberim yatıyor, gavura teslim etmem'' diyen o paşanın Halifenin emriyle şehri İngilizlere teslim etmek zorunda kalınca..''Hiç olmazsa müslümanlara teslim edeyim'' diyerek -Halifenin ilan ettiği cihadı sallamayıp ingilizlerle işbirliği yapan- Araplara teslim ettmek zorunda kaldığında neler hissettiğini anlayabiliyor musunuz?
Mehlikam
Yezid'e gelince, bunu anlatabilmem için İslami konulara girmem gerekir. Uzun gider...
GÜLDESTE
kalem güzel..... konu güzel yürek güzel anlatım çok çok güzel.....saygılar
GÜLDESTE
"Gençler için vatan islerinde ölmek olabilir, korkmak asla ! "
Annem elerine ve yüreğine sağlık....Harikaydı her zaman olduğu gibi...Her daim en derin saygılarımla....