MASAL
Sen hiç beyaz atlı prensle fırıncı kızının hikayesini duydun mu? Eminim duymamışsındır.
Beyaz atlı prens masallardaki gibi bembeyaz at üzerinde yakışıklı ve asil duruşu ile herkesi kıskandıran bir çekiciliğe sahip. Kızların gönlüne taht kurmuştur.
Fırıncı kızı ise sessiz sedasız kendi halinde pek de güzel olmayan fakat masum ve iyi kalplidir. Prense görmeden aşıktır duyduğu kadarıyla.
Masalımız uçsuz bucaksız bir adada geçer.Prens adanın en güzel köşesinde denize yakın sarayında fırıncı kızından habersiz yaşamaktadır. Kızımız ise adanın diğer bir köşesinde dilden dile dolaşan prensi hayal edip durmaktadır.
Bir gün prens adayı gezmek gezmek için atına atlayıp kızın olduğu yöne doğru gitmektedir. Bu sırada fırıncı kızı elinde ekmek eve giderken beyaz atlı prensi görür. Ve olduğu yere bayılır. Prens yakışıklı olduğu kadar kibar ve yardım sever oluğu için kızı alıp evine kadar bırakır.Ve oradan ayrılır. Fırıncı kızı o günden sonra prense gerçekten aşık olur. Fakat ne yakışıklılığı, ne de zenginliğidir. Sadece gözlerine vurulmuştur. O gün bu gündür o gözlere dalıp şiirler yazar olmuş. Prens ise hayatına hiç bir şey olmamış gibi devam etmiş...
Masalın böyle bitmesi normal değil hiç bir masal böyle bitmez. Fakat hayatımız masallar gibi değil.Hiç önemsemediğimiz bir ayrıntı bir başkası için dönüm noktası olabilir. Yani etrafımıza daha dikkatli bakarsak mücevher gibi değerli nice şeye kavuşabiliriz.
Bu hikayenin sonunu değiştirmek elimizde...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.