- 3409 Okunma
- 30 Yorum
- 1 Beğeni
tefekkür tarif diyalektik
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
“Upanişatlar der ki
Kainat sevinçten doğdu, sevince koşuyor, sevinç içinde eriyecek. Ama "acıların anahtarıyla açılır sevincin kapakları." bir neye benzesin ömrün, onu nağmelerle doldur" tagor"da adem korkusu yok
sevgililer ondan şarkı bekliyor. Öbür dünyayı neden düşünsün?
Biliyor ki besteleri ebedi
biliyor ki ezel kıyılarında ne bir ümit kaybolur ne bir mutluluk. Varlıkların son durağı burası. Sen de karış dalgalara ve sonsuzlukta kaybol...”
Sevgi nasıl bir duyguydu ki iki olgu arasında büyüdü ve sessizce iliklerimize kadar yürüdü. İlle de çiğnemek mi gerekirdi azı dişlerimizle hınca hınç onun lezzetini tatmak için. Peki ya öğütünce kör değirmenimizde sefa içre mutlu muyduk gerçekten boğazımızdan aşağı bir nebze geçince?
-Aşk mı içerdik zehir mi yoksa. Bunu biliyor muyduk acaba.
-Tatmin etmek miydi yoksa nefsi bir iki dakikalık aldatan zevk uğruna. Ya mideyi çatlayana dek doyurmak mıydı mutluluk yoksa?
-Çölde susuzluklun ölmek üzere olan köpeğe ayakkabısı ile su veren bir hayat kadını cennet ile müjdeleyen bir dinin sahipleri olarak, biz sevgi denen nimetin hangi kırıntısıyız düşündük mü hiç?
-Yoksa bir zerre kırıntı dahi olmayı başaramayan zavallı grubundan mıyız hala.
Dev cüceler nerdesiniz sizler şimdi, bakın ki nice anne satılıyor bir diğer annenin sebebi uğruna, can yutan kara borsada alçakça.
-İnsanlığı dahi öğrenmemişken içimizde hala insan hakkından ne anlarız insan olarak dünyada.
“Mezar taşlarına şiir okumak güzel, taşlar ayakta dinler sizi. Çölde vaaz etmek mutluluk! Kumlar perestişle ürperir” der Cemil Meriç.
Denizi deniz yapan kumudur sahi. Peki ya balıklar hiç düşündünüz mü?
Onlar mı suya âşıktır yoksa deniz mi onlara. Ölü/m kim bu anda? Ölen kim, ya öldüren susuzlukta… Hayatın görünmez o ince sırrı ne bu nokta da.
-Karaya vurunca neden tükenir ki suya muhtaç olan soluklar? Ya denizde soluk bırakan insanlara ne demeli?
-Hangi doğru hangi yalandı.
Yunus peygamberi yutanda bir yunus değimliydi? Öyleyse kırk gün tövbemi kusmak gerekli, gözyaşı maviye tuz mu ekmeli?
-Acımak için, ağlamak için daha çok belki.
Allah kuluna "gel" der, Mevlana "bin kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel" der.
Peygamber sav “mümin kardeşine vereceğin bir tebessüm sadakadır” der.
“Komşun açken tok yatıyorsan benden değilsin” der.
Kimdeniz biz peki? Gülmeyi biliyor becerebiliyoruz mu hakkınca? Yoksa dudak kıvırıp geçiyormuyuz alaycı ve yapma bir tavırla.
Sokağımızda kaç çocuk can veriyor haberdarız mı?
-Ölmek yalnızca nefes tüketmek midir? Sevgisizlik öldürmezmi?
-Çöplükler arasında rengini kaybeden eller hangi markanın kirli suyunda “Ari el” ister.
Temizlik dahi kapitalin dönen çarkında yüzünü kaybetmiş bir kara kir değil mi?
Spinoza ”Havaya fırlatılan taş konuşabilseydi kendi arzusu ile yola çıktığını söyler di ”diyor.
Musa”ya yol açan, Firavunu ansızın boğan denizdeki sal, bizden daha hür değil mi?
Düşündünüz mü?
-Firavunu yutan o canavar mavi, büyük inkârı temizleyebildi mi? Oysa su taşları dahi terbiye eden bir öğretmen değil mi?
-Sorsanız taşlara oysa, ve dile gelip konuşsa, ne acılar doğurur taşlaşmış bağrında.
-Taş kesilirsiniz taş gibi o anda.
-Onların sonu malum, peki bizim limanımız hangi yöne dönmüş ve dümen kimin elinde belli mi?
“Büyükler masal söyleyip uykuya dalmış Hayyam”a göre, ama onun sunduğu kadeh de köpük dolu değil mi? Eflatun”u sokaktan ayıran,…Üslup.
“Asaf”ın manzum bir tekerlemesi. “seni görmesem Buda olurdum, seni gördüm budala oldum.”
-On binlerce buda gelmiş dünyaya, diyor biz yalnızca sonuncusunu tanıyoruz. Tanıyor muyuz acaba? Tarihçilerin üzerinde anlaştığı tek hakikat var mı? Kimine göre bir ömür boyu dünya nimetlerini hor gören Buda, nefis bir domuz kızartmasını tıka basa atıştırdığı için göçüp gitmiş.
İnanacak mıyız?
-Kahramanların çamurlaştığını görmek sokaktaki adam için buruk bir teselli.
Tabiatın deve tahammülü yok. Ermişler bile kurtulamamış sitem oklarından. Çağımız delileri sevimlileştirdiği için Dosto”ya tutkun. Cinnetle cinayet sanatın konusu olunca bir nevi meşruiyet kazanıyor.
Zerdüşt”ten beri hangi muammayı çözebildik
Hala çöller kadar susuzuz hakikate yalana hayat ve ölüme.
İnsanlık daima daha kötü oyuncaklar peşinde koşan bir çocuk.”
-Aşk sadık ol der, âşık saf ol der. Berrak bir nehir olup akmak gerekir.
-İçi dışından görünen bir cam gibi narin ve nazenin olmak ölçüsünde incitme der.
Vurma der, kırma der, yaralama der, dağıtıp bin bir parçaya bölme, sonra toplamaya çalışma der.
-Hangi cam unu fak olduktan sonra eski halini alabilmiştir?
-Ateş ateş yanmak gerekir önce,sonra toplanıp şekil vermek gerekir.
-Bizi cehenneme taşıyacak olan putlarımızı toprak ile sıvamak adil mi? Mezara giren beden kurtlardan kurtulabilir mi? Bir yılan sokulunca bağrımıza canımız yanmaz mı?
-Hala güç(lü)müyüz?
-Toprak yak(a)maz mı diyoruz bizi?
-Altında yatanlardan haberdarmıyız, yolculuğumuz var mı, alışveriş halinde miyiz?.(ki)
“Güneş balçık ile sıvanmaz “diye ondan mı böyle denmiştir.
-Evet, Allah varken insan kendinden kendine kaçar belki, ama Allaha yakalanır en son yine ne çare ki.
Sevgi vefadır, sevgi emek harcanandır, sevgi karşılıksız vermektir, karşılık beklemeden almaktır.
Kabul etmektir dikenlerle yara, yara kanastada gül kokmaktır. gönül gönül sayfalar dolusu ziyafet çekmektir.
Sevgi Allahın kuluna bahşettiği bereketli bir cennet ırmağıdır.
Sevgi duman, duman çölde büyümektir. Ki dudakları çatlayan aşık bilsin de koşsun o suya doymak için diye. Parmağa değil, yol bulmak için parmağın gösterdiği yere bakmak gerekir her daim.
-Her şeyin kapitale bağlandığı dünyada çağa inat en güçlü silahtır birlik olmak.
-Bir olmak. Beraber yürümek.
-Seviyorum demek, diyebilmek. En son ne zaman söyledik, samimi, harbi ve içten -pazarlıksız, seviyorum dedik mi?
-Gözlerimiz ayrı yerde, kalbimiz ayrı dilde, biz hangi çöldeydik.. Ne kadar yalancıydık, -seviyorum derken bile.
-Kendimizi kandırdık.
“Ne kadar samimiyiz, gerçekte ne kadar seviyoruz” diye sorsak birbirimize.
-Yok…
-Sormayayım en iyisi
-Çünkü biz en çok kendimizi seviyoruz.
-Fazla söze ne gerek ki
-Her şey aleni
-İnsanlığımızda belli
-Nefsi, nefsi, nefsi
-Hepsi bu
Bitti.
..
MHD / AE
YORUMLAR
evet herşey güzel de ne çok şey anlatıyorsunuz Hz. Ali' nin sözünü hatırlayın isterseniz.
Mehtap Yıldız
fikrinizi ifade ederseniz şayet hatırlayıp anlarız elbet...teşekkür saygımla
Mehtap Yıldız
sevgili Sema hanım;
sonradan hatırlanmak çok daha güzeldir benim için inanın buna.
vefa bilirim bunu çünkü.
uutulmayansınız lirik şiirler ile içimde
ve unutumayan olun sonsuzca diliyorum
sevgiler...kalbimce
Kardeş tebrikler. Çok yakışmıştı,gereği görüldü. :) hanimiş gülen yüzün :)
Mehtap Yıldız
sıkıntılı bir dönem
kendimden bile kaçıyorum aslında bu günler..
iyiki varsınız sevgili Nilgün
kalbimce hep
Nilgün Akçay
Riyasizca
çıkarsız yürekten derinden, taa yürekten
hani yanyana gelsek bağrıma basıp bırakmayacağım dediğimiz o güzellikten-seni mesela-
sevmek
sevdikce insan olduğumuzu anlamak mesela...
Ne güzel, ne güzel...
Sahi
okuyunca bu yaziyi aklimaza gonglar mi dersin sevgi bir anlık
bence öyle oldu..
Seviyorum seni öpüyorum o sevgi dolu şiir dolu güzel yüreğinden.
Tebrikler
Yerine nasıl yakışmış zarif satırların. Tebriklerim sonsuz.
Sevgimle güzel yüreklim...
Mehtap Yıldız
sevgimle hep
BİR İNSAN
-eğer insansa-
susmadan sevemez
aç kalmadan sevemez
gözü açık değilse -seherde- sevemez
acıyı tatmadan sevemez
ağlamadan sevemez
pişman olmadan -ve bunu itiraf etmeden- sevemez
kendinden vazgeçmeden -hani kendini var kabul ederek inadına- sevemez
yol a çıkmadan sevemez
sabrı değil -değil mi ki köpekler bile becerir sabrı-daha ötesinde şükrü kuşanmadan sevemez
bir insan, LUTFEDENİ değil LUTFEDİLENİ görmeye devam ettikçe sevemez
okumadıkça sevemez -ilk emir di di mi sahi "oku"-
ibret almadıkça sevemez
........
.......
.....
insan var ya insan
ister aşksal ister dostsal ister ailesel vb
ADAM -s.a.v- gibi sevemez
sevdiğini zanneder
tebrikler
Râzı tarafından 5/5/2012 3:35:48 PM zamanında düzenlenmiştir.
Mehtap Yıldız
manidardı
saygımla
Mehtap Yıldız
yazı güne düşmüş melek
ee Aynura niyet demi
sevgimlesin tanemcim
öpüldün
Aynur Engindeniz
Allah yolunuzu daima açık etsin.
Mehtap Yıldız
aaa
şu iki gün ne zordu Aynur
uzaklaşmak istedim her şeyden her yerden.
iyi sürpriz oldu
ama şimdi Sultana gideyim ben...
sevgimlesiniz...
Mevlana'nın, “Yolumuzda hep lütuf var, bağış var. Hep sevgi, hep gönül alış, hep aşk, hep huzur var burada” ifadesi özlediğimiz ortamı ne de güzel tarif ediyor.
Ancak insanların Allah sevgisinden, aşktan, merhametten bahsettiklerini görmek zor. Genelde yaptıkları; tartışma, saldırı, etrafa nefret saçmak. Birkaç kelime de olsa kin ve nefret yerine Allah'a ve yarattıklarına olan sevgiyi anlatmalı insan. Hazırladığı sevgi sofrasında her ruh için şifa bulunmalı...
Mide dolunca fikir uyur, hikmet ölür diyor Lokman Hekim. Bedenden çok ruhu beslemeli.
Kutluyorum, uyarı ve hatırlatma için Allah razı olsun. Saygılar...
Aslında çooook çok uzun yazıları okumayı sevmem,
bazen sürüklemez sıkılırım filan...
Bu yazı bitmesin istedim,
her satırı ayrı güzeldi,
düşündürücüydü...
Tebrikler biricik... :)
Mehtap Yıldız
sevgimle ve
(( Seçil Nimet ))
Profilinde kapı aralığından bakan o Rapunzel görünümlü melek kız çocuğu yüreğimi burkuyor...
Eski uzuuun up uzun saçlarımı anımsayıp,
özlüyorum her gördüğümde... :''(
tebrikler
bin soru yüzbin hesap içine yok oluyor insan köprü kurmuş hayat kandırmacasına yutkunduruyor yazı uzun atlattma yüreğimizi şair batıklarımızda kuluz merhamete muhtacız affedilmeyi bekliyoruz affı sevenden sevgimizde saygımızda inancımızda o na
saygımla
Mehtap Yıldız
çok saygımla
Huzurun içinde salınmak,satırlarda dinlenmek,yüreği demlemek,göz uçlarımız'dan salınan bir kaç damlanın esaretinde şımarmak,kaleminin meşkin de derinliklerde nasiplenmek,
MÜKEMMELDİ...
Güne düşmesini canı gönülden istediğim harika bir yazıydı,tebrik ediyorum güzel prensesim...
Selam sevgilerim narin yüreğine,,,
Mehtap Yıldız
sevgimlesin ve özledim seni
manevi tılsımın içine gönüllü çeken cümle ordusuna gönüllü teslim oldum sanki...
dolu dolu emek verilerek yazılmış bir çalışmaydı...
tebrikler adaşım...
Mehtap Yıldız
merhaba güzeldaş adaş
seçki olmuş haber yok
sevgimlesin çok
emeğe karşı saygıyla eğiliyorum..
yüreğiniz ve kaleminiz hiç susmasın..
sevgilerimle..
Mehtap Yıldız
kalbimce sevgimle...
Çok değerli hemşerim okunası kalemin, yine okunası kelamları gönlümüze damıttı.
Ne var ki, o kelamları süzecek gönül biz de var mı bilemem...Selam ve muhabbetlerimle
Mehtap Yıldız
kalbi saygımla
Önemli şahsiyetlerin adlarının ve sözlerinin de geçtiği güzel bir harmanlamaydı. Tefekkür etmek kadar tefekküre yöneltmek de önemli. Teşekkürler emeğinize, sevgilerle
Mehtap Yıldız
kalbimce güzel ablam...
Efendim !.. İzninizle önce kutlamak , tebrikler etmek istiyorum nezih kaleminizi ve ucundan düşürdüklerinizi ... Sanki pahası olmayan inciler gibiydi hepsi ... Cevherin kadrini bilen sarraf değilsem de , topladım çoğunu ... Çok teşekkürler ediyorum .
Allah aşkına ... Siz o Tebriz'lide ne buldunuz , ne gördünüz de ... Etrafınızda , şehrimizde kopan kıyamete aldırış bile etmiyorsunuz ?.. diye soran zamanın bilginlerine , din otoritelerine ;
-- Onda ne buldum , neyi öğretti bana biliyor musunuz ?.. Önceleri ; karnım acıktığında sofraya iştiha ile oturur , doyarak kalkardım ... Üşüdüğümde ; sobada ısınmanın keyfini , hazzını yaşar ,
ısınmadan kalkmazdım ... Şimdi ise ; arz üstünde karnı aç , sefil bir canlının varlığı mevcut oldukça ve bu da aklımdan hiç çıkmadıkça ki çıkmıyor ... O sofraya iştiha ile oturamıyorum ... Şu aciz cesetin hareketi için zor bela yediğim lokmalar boğazıma düğümleniyor , çoğu zaman aç kalkıyorum ... Yiyemiyorum artık ... Dışarıda soğuktan titreyenlerin hüznü öyle istila ediyor ki gönül ve vücut iklimimi ... Onlar titrerken ben nasıl ısınırım diye ağlamaktan sobaya yaklaşamıyorum ...
İşte !.. Tebriz'li bana bunları öğretti ... diyen Hüdavendigârımız Mevlana'ya ve bendenize onu hatırlatan nazenin gönlün sahibine selamlar olsun !..
Bir ehli dilin şu mısrası ile veda etmek istiyorum efendim !.. Kabûl buyurun lütfen !..
Künfekânın sırrına ermek ne hacet bizlere ,
Aşka ermektir muradım , namu nişan istemem .
En kalbi selam ve saygılarımla ...
Mehtap Yıldız
kalben şükranlarımı sunuyorum
çok saygımla
yazınız da şiirleriniz kadar anlamlı ve dopdolu.bekraundunuz çok sağlam.boşa kalem çalmıyorsunuz.bunları yazabilmeniz için yaşıyor olmalısınız bu samimi duyguları.yaşayana da yaşatana da bunları yazana da eyvallah.tebrik ediyorum ve kıskanıyorum.Allah'a emanet olun.
Mehtap Yıldız
saygılar
insanoğlunun yanlışlarıda, doğrularıda asırlarca hep benzeşmektedir. belkide herkesin feleğin çemberinden geçmesindedir sır, imtihan ya; argümanlar farklı olsa, aslında konu ve netice hep aynıdır.
Sevgi ise yaşanılması en kutsal olan bir duygudur. Bu kutsallığıda ayaklar altına alanda bir o kadar da bedbahdır.
Şu cümlelerinizi tekrar etmeden geçemeyeceğim
''Evet, Allah varken insan kendinden kendine kaçar belki, ama Allaha yakalanır en son yine ne çare ki. Sevgi vefadır, sevgi emek harcanandır''
saygılar,
Bir kabusla uyanıp, korkumu dağıtmak için defteri açtım ve ilk seni gördüm. İnan o kadar iyi geldi ki satırların...Hiç imlaya takılmadım. Çünkü anlatılanlar beni yeterince oyaladı, düşündürdü. Ne nerede duruyor, bu yazı teknik olarak ne alemde görmedim, hissetmedim bile.
Doğacak yeni güne böyle merhaba demek varmış bu gece. İyi bir iş çıkarttın yine sevgili can...Ne olur sen hep yaz böyle. Huzurlu sesinden bunları dinlemek güzel. Fakat isterim ki herkes senin enginliğinden faydalansın.
AE' yi de pek sevdim hani. İnsanız işte...Hele böyle sevgili bir yerden geliyorsa hediye...
Mürsel Bey, gerekeni söylemiş. Ben de yazının mana kısmına dikkat çekerim ve seni gönülden tebrik ederim sevgili Mehtap.
Mehtap Yıldız
tam çıkıyordum güzel Anne.
isminle zaten çok "müsemmasın"sen sevgili Aynur
fazlasını laf-ı güzaf sayarım inan.
ve
Allhıma Emanetimsin
Aynur Engindeniz...(: sevgimle
cuman mubarek olsun bu arada
ki artık gözlerim yetmiyor yetiremiyorum arkadaşım...(:
kumrulara duamla...
ve imla...artık yarın bakarım vakit bulursam
hayırlı geceler inş
Yazınızda yer yer anlattığınız o mavi deniz gibi çağlamışsınız Mehtap hanım. Kutluyorum.
Tefekkürden bahsetmişsiniz ama maalesef pek azımız bu haslete sahibiz artık. Her hesabın çıkar ilişkisi ile yapıldığı bir dünyada, sevmek değil sevdiğini söyleyip aldatmak rağbet görüyor.
Yazınızın özellikle final bölümü bu konu ağırlıklı
" -Seviyorum demek, diyebilmek. En son ne zaman söyledik, samimi, harbi ve içten -pazarlıksız, seviyorum dedik mi? "
" -Gözlerimiz ayrı yerde, kalbimiz ayrı dilde, biz hangi çöldeydik.. Ne kadar yalancıydık, -seviyorum derken bile."
" “Ne kadar samimiyiz, gerçekte ne kadar seviyoruz” diye sorsak birbirimize."
Biz yaratılanı severiz sevgili yazarım. Yaradan' dan ötürü.
Ben sizi şahsen tanımasamda Allah için seviyorsam gerisi teferruattır benim için .
Selam
Dua
Muhabbetle...
Mehtap Yıldız
çok kıymetli bir dostum ile
bazı zaman olur "çok kıymetli dostları anarız" gıyaben muhabbet arasında.
çınlar mı kulaklar bilemem tabi fakat
yeriniz malum hissedersiniz dilerim.
az önce sayfalarınızda geziniyordum hem(.
yorum düşemesem de
dua düşüyorum ardınızca
çok saygımla
kutlu olsun cumamız inş..
Hamuş-71
Çok kıymetli dostlar ile adımızı dost hanesine yazdırıp ismimizi zikrettiren Allah' a şükürler olsun.
Önceden olsa " Ne kadar güzel bir tesadüf " derdim ama artık tevafuk diyorum. Ki bende çok kıymetli bir dostum ile bir kıymetlinin isminin, cisminin muhabbetini düşürürüz aramıza.
Bilirsiniz ki kişi sevdiği ile beraberdir Mehtap hanım. Yorum düşmesenizde başımın üstündesiniz. Bizler din kardeşimizin gıyabımızda yaptığı duaya talip ve meftunuzdur şüphesiz.
Hayırlı Cuma'larımız olsun. Dua üzre...
Aynur Engindeniz
Hayırlı cumalar.
Hamuş-71
Sevgili Mehtap' a yorum yaptığın saate baktım gözlerime inanamadım. Evet gerçekten tam da o saatlerde senin o güzel ismini anıyorduk.
Lakin bu sana niye kabus olarak döndü onu anlayamadım. Halbuki tatlı tatlı söz etmekteydik :)
Bizde seni severiz gözümün nuru.
Mübarek Cuma hayr ve dua üzre olsun.
Aynur Engindeniz
Uyanmamda da bir hayır vardı ama:)
Sevgiler bir daha...
Can ufka ışık tutmuşsun. Yorgun bir günün ardından keyifle okudum. Ve kalemin hergün daha da güzelleşiyor. çok ca selamlar olsun.
Mehtap Yıldız
sevgimlesin hep,her daim
ve özlediğim
cumamız kutlu olsun inş
dua isterim tabi(:
Başladım okumaya..yorgun gözlerimde tüllenen uykunun olanca baskısına rağmen okudum..satırlar akıp giderken uzun uzun düşündüm..düşünmek düşümden alıkoymadı beni..daha henüz iki saat olmuşken döneli Çanakkale'den yeniden dönüverdim ruhumun mukaddes bir sevdayal bağlı olduğu şehre..her sokağında adım gizli olan şehre..yılları yıllara ne çabuk dolamışım..yılları akan sulara ne çok sevdalı kılmışım..izdüşümlerimi yakaladığım Çanakkale sanki her yıl biraz daha uzaklaşıyor benden..ne çok tuhaflaştım yine,tanıdık yüzler aradım..bekledim oralardan bir yerlerden 'mürsellll' diye bir nidanın gelmesini..heyhat ki heyhat benim kutsal beldem benden uzaklaşıyordu...ben hiç unutamayacak olsam da zannediyorum sokaklarından adım çoktan silinmeye başlamıştı...
Nisyan ile malülüz ya..unutmak ve unutulmak da maalesef makus talihimiz olmuş..belki bizler vefalı kalmaya çalışan alelade insanlar olarak kalmışız...
Giderken ve dönerken yolda Gothe'nin 'Genç Wertherin Istıraplarını ' okudum..henüz çeğreğine ancak varmama rağmen,Çanakklede yaşadığım birçok duygunun benserini orada da bulmam beni ziyadesiyle etkiledi..şimdi sizin yazınızı okurken de bu minvalde satırlar görmek beni hakikaten zaman içre yolculuğa çıkardı...
Yorgun bir bedenin taşımakta zorlandığı parmakları bu yazı üstüne sayfalar dolusu şeyler yazmak istiyor aslında..aslında ben,kndimi yazmak istiyorum..yazının bendeki yansımalarını..ama dediğim gibi takatimin bittiğini hissediyorum...
Yazınızda etkilendiğim çok bölüm oldu..aslında hepsini almak isterdim ama olmayacak işte..keşke hızlı yazıp da birçok yazım yanlışı yapmasaydınız..bir zamanlar siz 'benden şair olmaz ama iyi bir yazar olabilir' demiştiniz.. geçen zaman iyi şair olabileceğinizi de gösterdi...
Doğru söylüyorsununz..herkes kendini seviyor..ben bunu defaatle söyledim ve yazdım..bizim sevdiğimiz aslında karşımızdakinin bizi sevmesi..seviyorsa seviyoruz..sevdiği kadar seviyoruz..karşılık bekleyerek sevmek sadece bir alışverişten ibaret değil midir ? seven her halükarda sevmeye devam edebilendir..ancak biz kıymetliyiz..bize verilmiyorsa istediğimiz sevgi öyleyse karşımızdaki de sevgiye layık değilidr..aslında bu düpedüz menfaati ve kendini sevmenin diğer adıdır...
Kalem durmalı artık..çünkü ben de bittim artık..iki günlük yorgunluğu üzerimden biraz atmak için dinlenmeliyim..Rabbim sizinle olsun ebediyyen...
Mehtap Yıldız
hoşgelmişiniz Mürsel hocam
Kıymetli ve kıymetli şair abim Rabbim kabul eylesin inş ziyaretinizi.
bir kaç yıl oldu Çanakkele"yi ziyaret etmiştim ben de. o koyu mavi deniz hala gözlerimin ucunda
dondurur retinamda uyanmak isteyen tüm renklerimi. dilerim aslından yine aslına çevirsin Mevlam inş.
manevi kutsallığımız korunmalı.
(,
ve evet
çok üstünkörü oldu yine farkındayım. sebgili kardeşim Aynur Engindeniz"e dün söz vermiştim bir yazı hazırlayacağıma dair.
ve bu gün çok koyu bir yorgunluğa rağmen ekledim.
bilirsiniz yazı yazma sanatımı az çok..(:
sizin gibi Bir "TÜRKÇE" öğretmeni elbet bunu söylemeli...
saygılarımı sunuyorum hocam
safa hoşgeldiniz yeniden..
biraz el atayım diyeceğim ancak içinden çıkamam diye korkuyorum...(:
saygımla duamla...