hazımsızlık
Yakamdan düşmeyen bir aidiyetsizlik hissi…
Nereye sığınsa benliğim, dar.bu sıkışıklıkta kendime bakmaya fırsat bulamazken insanları gözlemliyorum.hepsinde benden birşeyler var ama ben değil, hiç değil.yaka paça atmak istiyorum beynimdeki kemirgenleri.uzağa, çok uzağa…oysa mesafe dar.
‘’Dar alanda kısa paslaşmalar’’la geçiyor her gün.oysa topu çook uzağa atasım var.
Futbolu severdim eskiden.özel tv’lerin olmadığı zamanlardı,çocuktum daha.radyodan maç dinlerken heyecanlanıp evi ayağa kaldıracak çığlıklar atarken yuvarlak bir meşinin etrafında koşan 22 adamın mücadelesi hatta hakemleri sayarsak daha fazlası,hiç garip gelmezdi.
Sosyaldik.100 metrekarelik evin içinde son derece kalabalıktık, kalabalıktı düşlerimiz.rüyalarımız renkliydi.kavga gürültü geçen her günün gecesi bir sürü kardeş masal anlatıp, dinleyerek birbirimize, kafamızdaki geleceğe dair planların gerçekleşmesi hayaliyle huzurla dalardık uykuya.
Büyüdük.bir bir gerçekleşti hayallerimiz.başardık işte.olmak istediğimiz yerdeyiz.imkansızlıklar engel olamadı başarmamıza.
Hal böyleyken soruyorum kendime;
Şimdi bu neyin hazımsızlığı?
YORUMLAR
Kanki ben hiç bir şeyi başaramadığımı düşünüyorum. Ne güzel sen başardık diyebiliyorsun.
Başarı sonsuzdur, sen yaklaştıkça o yükseklere, daha yükseklere çıkar..Bu da son derece normal,
insan yetinmez elindekiyle.
Kendimden örnekle söyleyeyim. Evliliğimde tutsak hissediyordum kendimi,eş olarak sevmediğim
birinin yanında kalmak acıydı. Kurtulsam,kendime ait özgür okuyup yazacağım küçük bir evim olsa
yeter dedim. Alt kat evlerde gözüm kaldı. Dileğim oldu. Özgürdüm alt kat evde,çocukları da okuttum
bu arada en çok istediğimdi. Sonra bu evi beğenmedim, şöyle güneşli aydınlık,geniş üst katta bir
ev istedim, o da oldu,taşınacağım. İçim bir buruk, bu isteğimle yetineceğimi sanmıyorum, insanım ya.. Daha çoğalır arzular..Nerdeyse hikâyeeler verebiliyoruz ona bakalım.. yazacağım bu kadar yetsin..
tebrikler kanki, yetinmesini bilelim ve içinde bulunduğumuz konumu hazmedelim önce..Maddi olmasın isteklerimiz,
sevgiyle, her zaman..
deniz-ce
ne güzel evlatlar yetiştirmişsin, bundan daha asil ne olabilir ki hayatta kendi adımıza yapableceğimiz.
ben daha yolun başındayım bu anlamda.çok kez kendimi bunu düşünürken yakalıyorum.ailesine, vatanına, milletine hayırlı olsun;yaradana iyi bir kul olsun, daha ne isterim ki!
şu da bir gerçek ki elindekiyle yetinemiyor insan, hep daha fazlasını istiyor.
mesela çocukken okumaktı dileğim, sonra okulu bitirip mesleğe atılmak, sonra hatta bu arada sevdiğim insanla evlenmek, çoluk çocuğa karışmak.)
hepsi oldu, şükür.
mutluyum:)
ama işte hep bir eksiklik var sanki.yapmam gereken başka şeyler de var da ne olduğunu bilmiyorum ya da henüz zemin uygun değil:)
neyse kanki...çok açılmadan, yavaş yavaş kaçarak...hayallerimize ve gerçekliğe:)))
glenay
odaklanıp, onu uygulamaktır. Şiire yöneldim ben, yazmam gerek dedim.
Hâlâ uğraşıyorum, yeterince değil tabii, şimdi yazdıklarımı beğenmiyorum
Sen de şiire mi, yoksa başka bir şeye mi ne yapmak istediğini belirlersen, belki daha açık seçik görürsün önünü..
Başarılar kanki,
çocuk yetiştirmek ve eşle herşey bitmiyor. İnsan kendince bir şeyler
yapmak, başarmak istiyor. Kendini kanıtlamak yani,
okuduğun için teşekkürler,
sevgiyle kal :)))
İnsanoğluyuz elde ettikçe daha fazlasını istiyoruz...
Mesele bu !
Bu içsesine tebrikler...
deniz-ce
belki yeni hedefler koymalı önümüze.
sevgilerimle.