ERAY-BEN VE TİYATRO ‘’AMAN ALLAH’IM !’’ -8-

• 2 Mayıs 2012 Çarşamba 00:02:39

İkinci Perdeye başlayacağız hayırlısıyla da nereden ve nasıl başlayacağız? Yönetmen olacak geri zekalı klavyeyin başına Eray’ı oturttu. Neymiş efendim ben olayın ciddiyetini bozuyormuşum. Olayı tam bir sapıklık haline dönüştürmüşüm. Bir köyde olabilecek gerçeklerden çok uzak şeyler yazıyormuşum. Haaa bir de ‘’mizah da olsa edebiyat edep gerektiriyormuş.’’ Ben ise milletin ahlakını bozuyormuşum bir sürü argo ve kaka kelimeler, ifadeler kullanarak. Aklı başında(!) ve çok ciddi bir yazar(!) olan Eray ikinci perdenin daha ilk sahnesinde olayı toparlayıp piyesi kurtaracakmış.

Neyse başlayalım bakalım.

Dedik ya Eray’dansınız.

ZURNADA PEŞREV OLMAZ NE ÇIKARSA BAHTINA OYUNUN İKİNCİ PERDESİ AÇILIYOR.

TUZSUZ DELİ BEKİR-Yanaşma Recebin oğlu 1970 yılların Yeşilçam Jönlerinden Kadir İnanır’ın iki kere rafine edilmiş imbikten damıtılmış. Tamamıyla naturel bir yanaşmadır.
DÖNE-Ağadan olma Feraye den doğma ağanın kızıdır. Döne şarkısı gibi sürekli dönen bir dediğini bir değinine uymayan, Her erkeğe gönül veren oynak bir kızdır.
DÖNDÜ-ŞIH KERAMETTİN ‘in zırlak ama gözü açık küçük kızı
ÇOBAN SÜLO-Ağanın davarlarını otlatan çoban

TİYARO HOPARLÖRÜ - ( Donnnn…Donnn…Donnn ) Lan beyinsiz seyirciler iki saattir burada don diyoruz. Size donun demedik. Donlarınıza bakın diyen de olmadı. Artık salona don diyoruz. Ö nün noktalarını basamadık diye hiç biriniz anlamadınız. Hem siz ne arıyorsununuz bakayım? Hay Allah’ım ya…Ulan on beş dakika ara derken o ‘’ara’’ kelimesini ‘’mola’’ anlamında kullandık. millet bir şeyler aramaya başladı yaaa...Heeey hooop…. Hadi salona, oyun başlıyor…Oyuncular sahneye, Kafayı iyice tozutan metin yazarlarından Sami Hocam tribünlere, Eray kulise klavye başına. Oyun başlıyor.
SAMİ- Eraycığım…Canım benim canım benim…Seni ben pek çok , pek çok severim…Sen bir baba…Sen bir ana…Pardon karıştı…Kız sen bugün ne kadar güzelsin. Tiyatrodaki aynaları toplayalım çatlatacaksın valla bu güzellikle. Aman aman şu endama bak, keklik mi desem, sülün ya da bıldırcın mı desem. Dal gibi maşallah nasıl da kilo vermiş. Hadi yazmaya başlayalım mı Eraycığım.
ERAY- Yazmaya başlayalım mı da demez mi?...Yemezler hocam, bu iltifatları niçin yaptığını biliyorum. Güç sende, klavye sende ha göreceğiz bakalım güc kimde. Bana fil dersin ha?
SAMİ- Canımcığım, arkadaşım klavye sürçmesi olmuş . Ben sana karanfil diyecektim ‘’karan’’ kısmını yazamamışım. Bilirsin seni severim. Bi biskrem versem ben de yazsam.
ERAY- Hiiiç boşuna yalvarma bu gün Domino’s Pizza getirsen bile dönüp bakmayacağım... Rejimdeyim fil resmi ha yaktım seni hocam Marmara çırası gibi. Şimdi… KLAVYENİN GÜCÜ ADINA GÜÇ BENDE ARTIKKK E-RAYYYY
SAMİ- Güçlüsün biliyorum ama o sert görüntünün içinde yumuşacık bir kalbin var pamuk helvam benim.
ERAY- Helvanı yapacağım senin merak etme. Çekil git…Seni İskelotor kılıklı . ..Seni Gargamel burunlu. Yazmaya başlıyorum.

II. PERDE I. SAHNE

Doğal Afet Atıfet kan ter içinde uyanır ve başlar sövmeye.

DOĞAL AFET ATIFET- Acı vatan Alamayalar dan kaçtım o geri zekalı Sansür yüzünden burada da rüyalarıma giriyor. Ah aksakallı dede senin bütün o sakallarını yolacam. Seni tütsülenmiş Banvit tavuğuna çevirmesem bana da adıyla sanıyla DOĞOL AFET ATIFET demesinler. Ah Sami hocam sana güvenmiştim beni oyuncu yapacaktın. Ben artist olmak için evden kaçtım gene bana Sansürlü yollar gösteriyorsun.

İçeriye Feraye ile Şadiye yengeleri girer.

ŞADİYE-Hoş gelmişsen Atıfet nasılsan.
DOĞAL AFET ATIFET- ( Şadiye’ye sarılır ) İyiyim on yedi benli ceylan yengem. Kız yengem bu abim olacak sapık senin üzerine gül koklamış. Kuma almış neden izin verdin?
ŞADİYE- Ah Atıfetçiğim baha soran yohdur hem bunun niresi gül dür. Bundan olsa olsa kaktüs oli bilemedin deve tabani oli. Ahan da şu sıfata bahsana.
FERAYE- Sen çok biliyorsun. Senin fabrikadaki makinalar durduğundan üretime geçemediğin için ağam beni Erdek’ten ithal etmiştir. Benekli tavuk
DOĞAL AFET ATIFET- Yengeler şimdi kavga etme zamanı değildir. Siz bu kumanılıktan ,erkek hegomonyasından, kadınların sömürülmesinden kurtulmak istemezmisiniz? Maalesef köy de Kadının Adı Yok tur.
ŞADİYE- İsterik tabi ben de özgür olmah istiyem.Hem kariyer hem de çocuk yapmah istiyem. İsterem ki kadınlar sokahda dövülmesin, pıçahlanmasın, küçücük kızlar evlendirilmesin, töre cinayetleri olmasın. Reklamlarda gadınlar meta olarag kullanılmasın. Toplumsal mesajımızı da vereg böylece

BİR SES- Sami denen sapık ! Gördün mü bak oyun nasıl yazılıyormuş. Helal sana Eray’cığım. Daha sahne başlar başlamaz toplumsal mesajlarımızı verdik. İşte böyle olacak arkadaşlar. İşte tiyatro buuu.
SAMİ’NİN SESİ- Az sonra göreceğiz üstadım.İşin içinde Eray olacak ve de sapıtmıyacak? Mucizeden de öte bir şey.

FERAYE-Ben de istiyorum hepsinden. Şadiye’ nin istediklerinden iki katı ben de istiyorum. Hem de emekçinin hakkı verilsin marabalar ağa olsun herkes ağa olsun. Gayrı safi milli hasılat (SAMİ- Heh heh hehhhh. Ben dedim sapıtacak diye…Onun aslı gayri safi milli hasıladır ) eşit dağıtılsın, ‘’İşçi emekçi kardeş ,patronlar kalleş.’’ Bir nisaann , bir nisaaan İşçinin emekçinin bayramıııı

SAMİ’NİN SESİ- Yav kızım 1 Mayısı bile bilmiyorsun bir de işçi, emekçi hakları filan diyorsun. Yav senin ayarların mı bozuldu ne?
ERAY’IN SESİ- Ya Hocam haklısın biraz zaman ver fabrika ayarlarıma döneceğim.

DOĞAL AFET ATIFET-Şimdi sen karıştırma orasını eşitlik falan yoktur. Zengin olmak istiyor musunuz? Siz onu söyleyin. Dürzü abimin bütün tapularını almak ister misiniz?
ŞADİYE, FERAYE- He gı istiyek.
DOĞAL AFET ATIFET- Tamam öyleyse güçlerimizi birleştiriyoz, VOLTRAN ı oluşturuyoz. Ben kafasını oluştururum Şadiye sen kollarını Feraye sen bacaklarını oluştur. Şimdi hep beraber söylüyoruz. VOLTRAN, VOLTRAN, VOLTRAN
ŞADİYE- Voltran da nedir? Kafasiyi sen oliştirdisan yanmışah. Burnumuz pohdan çıkmaz artıh.
FERAYE- Ne cahilsin kumam Voltranı bilmiyorsun. O dünyayı kurtaran adamdır. Hiç belgesel izlemiyor musun? (SAMİ- heh heehhh heeehhhh…Yine sapıttı. Dünyayı Kurtaran adam Cüneyt Arkın’dır bir kere ..Hem belgesel ne alaka şimdi?)

Üç kadın ağaya karşı güç birliği etmiştir. Şadiye ile DOĞAL AFET ATIFET sahneden ayrılırlar.

FERAYE-Ben gideyim hepsini ağama anlatayım. Atıfeti Alamanya ya acı çekmeye göndersin. Şadiye benekli tavuğunu da şıhla evlendirsin. Ağamla ben kalayım.Oh oh sefam olsun.

Feraye de göbek atarak sahneden ayrılır. Sahneye Receb’in oğlu Tuzsuz Deli Bekir ile Ağanın kızı Döne girer.

DÖNE-Tuzsuz beni seviymisen? Seviysen gel babonun çift kişilih ikiz yatahında yatah. Bıhmışam samanların içinde merçimeh- fırın yapmaya hem her tarafima saman doliy
TUZSUZ DELİ BEKİR-Ah Dönem’ ben nerelere dönem. Mercimek bende de fena halde gaz yapiy. Gündüz mercimeh, gece mercimeh…Ben biraz da kadın budu yemeh istiyem, üstüye dilber dudağı…Ama nayır nolamaz Döne’m ağam biye yanaşma diy ben siye yanaşamam.
DÖNE-Lo deli manyah…Sen biye yanaş başhasına yanaşma yohsa kadın budu ve dilber dudagı yerine yersen vezir parmağını. .Bah sancak tarafım yanaşmağa müsaittir. Gel yanaş biye erkekim benim.

SAMİ’NİN SESİ- Yönetmen hocam..Şimdi bu toplumsal mesaj oluyor değil mi? Ben sana demiştim sapıtır diye
BİR SES- Yav haklıymışsın. Haydi geç klavyenin başına.
SAMİ’NİN SESİ- Nah geçersin. Kadın her iki tarafına da birer Pittbull köpeği yerleştirmiş baksana.
ERAY’IN SESİ- Hırrrrrrr ( Bu ses Eray’dan geliyor, Pitbullar gayet sakin )

TUZSUZ DELİ BEKİR- Nayır nolamaz sevgilim ağamın yatağında sevişemeyik ( SAMİ- Kadın iyice sapıttı. O odada ağanın ikiz yatağının ne işi var. Orası oturma salonu değil miydi? Tozuttu…Valla tozuttu ). Nutanıram sevgilim Dönem performansım düşer.
DÖNE- Ben senin performansıyı yerim gel lan bura kerata.Utahınca peh de güzel oliysin.
TUZSUZ DELİ BEKİR- Nayır nolamaz aney namusine laf getirme diy.
DÖNE- Gerizekalı Tuzsuzum.Lo evde merçimeh kalmadii fırına vermehden sende namıs mı kaldi? Almışam seni erkegim olmışsan, seyi evimin erkegi çocuhlarımın babosu yapıyem..
TUZSUZ DELİ BEKİR-Korhuyam Dönem…Ya beni kirli bir mendil gibi atarsan? Namisimi kim temizliyeceh beni nalmazsan nasarım kendimi yağlı urganla
DÖNE-Alcaz dedikya hadi gel yatağ, bakag bahalım babonun ikiz yatağı ortapedihmidir. Kalite tontrolünü yapah TSE damgasını vurag. Hadi ulan saldırtma kendiye şimdi sahnede seyirciler vardir. Ayıp oliy ha.
TUZSUZ DELİ BEKİR- Gız sen vallai nazginsindır. Ağam yahalarsa siye suçu atarıh. Zorla nırzıma geçti derim.

SES-İkisi de oynaşarak sahneden ayrılır. Bu tiyatroda da herkes oynak ya. Sahneye SIH ile oğlu Horoz Nuri girer. Tuzsuz Deli Bekirle yine valla bu sefer tepsileri sayamadım kaç tepsi mercimek fırına verdiler. Mercimek verme operasyonu gerçekleştirmiş mutludur. Dönede şarkı söyleyerek girer. Şıh Keramettin ile oğlu Horoz Nuri Döne görmeden onu izlemektedirler.

SAMİ’NİN SESİ- Yönetmen hocam bu ses gerçekten de senin sesin mi? Vah garibim vaaahhh. Sonunda sen de kafayı yedin demek ki? Yani sen de merak ediyorsun Şıh ile Horoz Nuri’nin aynı odada Döne’ye görünmeden nasıl bulunabildiklerini değil mi?
BİR SES- Ben artık bir şey düşünemiyorum. Beynim durdu.
ERAY’IN SESİ- Yav Şıhın Kerameti…Olamaz mı yani? Şıh kerametini göstermiş ve Döndü onları görmüyor. Bu sahnede sahneye biraz da duman veririrz seyirci olayı anlar.
DÖNE- Horozumu kaçırdılar/Daldan dala uçurdular/ Suyuna da pilav pişirdiler/Çilli de horozum ah

HOROZ NURİ- Papa ben bu kızı istiyem.
ŞIH KEREMETTİN- Lo oğlım o Ağanın oynah gızıdır. Siye başha gız alah
HOROZ NURİ- Biye ne , Biye ne..Babo ben bu oynah gızı istiyem. Bahsana nasilda döne döne oyniy.
ŞIH KERAMETTİN- He lo pehde güzel oyniyi dürzüyün gızı. Alırıh oğul
HOROZ NURİ- Babo biye bir yetmez üç tane istiyem.
ŞIH KERAMETTİN- Vay aslanım benim oğlım…Babosunun oğlı…Alırıh oğul.
HOROZ NURİ- Babo biye üç de yetmez beş tane istiyem
ŞIH KERAMETTİN- Lo gözün doysun bizde bile okadar yohdir azdınmi? Tamam alah oğul.
HOROZ NURİ- Babo biye beş de yetmez yedi tane al al babo.Yedi avrat al babo azmışam
ŞIH KERAMTTİN- Çüş lo sen kendiyi İspanya boğası mi sanıysan Yedi çohtır. Dört en fazla..Neyine yetmiy.
HOROZ NURİ- Biye ne babo Hürmüzün yedi gocası vardır. Ben de yedi karı istiyem. Hem Nuri Alço abim bir kuti uyku ilacı vermişdir. Yatağımın altında bir kasa gazoz bekliy. Babo karilara ilaçlı gazoz içerecağım . Çoh fantezilerim vardir babo hemen alasan

BİR SES- Tam sapığa bağladı yaaa…Sami…Geç kardeşim şu klavyenin başına…Bak ölümü öp, Allah rızası için…
SAMİ’NİN SESİ- Hocam sadece olayı sapığa bağlamak değil ki derdimiz…Hatun önceki bölümleri de okumıyor. Şıhın Oğlu bir önceki bölümde Türkçe bilmiyordu . Bu bölümde maşallah bülbül olmuş şakıyor.
ERAY’IN SESİ- Yav patlamayın o kısmı halledeceğim iyi bakın şimdi.

ŞIH KERAMETTİN- Bu çocuğa Türkçe öğrensin diye çoh fazla Türk filmi izletmişik. Keşke benim Nuri Alço film koleksiyonumdan izletmeseydim. Oğlan sapıh olmiştir.

Şıh Keramettin, Horoz Nuri ve Döne sahneden ayrılır. Sahneye Ağa ile Feraye gelmiştir.

SAMİ’NİN SESİ- Bir dakika, bir dakika…Şimdi bu bizim Döne sırf Şıh efendi ve Horoz oğlu arasında bu konuşma olsun diye mi sahnede iki saat göbek attı…Oraya haydi neyse diyelim. O oda öyle yol geçen hanı mı ne giren belli ne çıkan?…Haydi onu da boşvedim. Şıh ve oğlu o sahneye niçin girdi ve niçin çıktı? Yönetmen Hocam sen de bir şeyler desene.
BİR SES- Sami bana bir Fatiha oku..Ölülere soru sorulmaz, ruhlarına Fatiha okunur.
ERAY’IN SESİ- Şurada Şekerpareyi kıskandıracak eser yazıyoruz ama anlayan kim…
SAMİ’NİN SESİ- Yav arkadaşlar lütfennn..Allah rızası için müdahele etmeyin de rahat rahat intihar edeyim ben.

FERAYE- Ağam sana söyleyeceklerim var.
SAMO AĞA-He söyliyesen kı ne diyesen. Hem Şadiye nerdedii, çatlak piskopat kardeşim nerdedii.
FERAYE- Benim de onlarla ilgili söyleyeceklerim var, ama sen benle çok dalga geçiyorsun. Sen beni benekli Şadiye’ ye ezdiriyorsun. Atifet cadalozu bana ‘’yarım ton’’ diyor sen onu susturmuyorsun. Sen beni artık sevmiyorsun. Hem bu gün çok güzelsin de demedin. Söylesem mi acaba söyleyeceklerim de çok önemliydi ama neyse.
SAMO AĞA- Ah benim gülüm petegim, sen üzülmüş misen? Ben seyi hiç üzermiyem. Ah benim bıldırcınım, siye kim fil demiş.Göster biye vuram o gavati… Bu gün ne kadah güzelsen… Sen hep güzelsen. Ben seyi seviyem. Bırah o benehli Şadiye’yi. Ah benim EBRU ŞALLI gibi vucutlum ah benim 90- 60 -90 vicutlu avradım. Sen benim en kıymetlimsen söyle bahayım ağana, ne olmuştur.
FERAYE-Önce öp , sonra Gudubet kardeşini Alamanya’ ya yolla Şadiye de zaten tedavülden kalkmış para gibidir. Hiçbir işe yaramaz onu da şıha ver. O zaman söyleyim.
SAMO AĞA-Gız Feraye çoh şey isteysen tapularida üstüye geçirem mi ?istiy misen?
FERAYE- Ahan da ağam ben değil ama kardeşin Gudubetle o ilk göz ağrım diye toz kondurmadığın benekli tavuk tapuları üzerlerine alacaklar. Marabaları sana karşı kışkırtacaklar.
SAMO AĞA- Kardeşim Gudubet mi? O da kimdir lo? Benim habarım olmadan anam bir kız daha mı peydahlamıştır?
FERAYE- Yav Doğal Afet Atıfet…Ben ona hep gudubet diyorum nedense. Tahtım ona bir kere…
SAMO AĞA- Vıyyyy sen ne diyesen. Vay Köpeh kızı köpeh, vay soysiz, vay namıssız vay ,ikisini de tenişler pahlıya… İmamın kayığınya gidesiceler. Demeh tapulari alacah he? Ağalığımı sonlandıracah he? Kardeş değil garataş dır. Allah’ın nazi bozintisi. SS subayi, toplama kampi behçisi. Aferrin gız Feraye’m bundan sonra sen benim sultanimsan.
FERAYE-Ağam benim birde bana da dediler sende tapu alırsın diye. Ben sana söylemek için sustum.Çakmasınlar diye he dedim. Bak gör benden başka seni düşünen var mı? Söyle bana ağam beni seviyor musun benden güzeli var mı?
AĞA- Yohtir Feraye’m ben onlara sorarim. Hadi gız gel sırtim kaşıniy. Gel de içerde kaşıyasan elim ermiy. Ahanda iki kürek kemiğimin ortasi kaşınıyii
FERAYE- Gündüz vakti azdın ağam olmaz bak herkes bizi seyrediyor.
AĞA- Gız burda gaşı demiyek herhal odamızda kaşıyasan.

SAMİ’NİN SESİ- Yahu biraz önce ağanın ikiz yatağı yok muydu o sahnede.? Ne diye içeri giditorlar ki. Ne halt edeceklerse orada etdsinler.
ERAY’IN SESİ- Yok artık… Milletin gözü önünde?
BİR SES- Ne fark eder ki bundan sonra ?

AĞA İLE FERAYE odalarına giderler DOĞAL AFET ATIFET ile RECEP sahneye gelir.

DOĞAL AFET ATIFET- Gel Recep sana ne diyecem sen dürzü abimin yanaşmasısan değil mi.
RECEP- He ağam yanaşma diyi ben de yanaşmıyam.
DOĞAL AFET ATIFET- Bu ağan olacah pisluk seyi sömürüyi değil mi. İliğinizi kemiğinizi emiyor değimli?

BİR SES- Ya hooopppp…Bu doğal Afet Atıfet evrim filan mı geçirdi? Kadın İstanbul ş ivesi, Doğu Anadolu şivesi, Karadeniz şivesi hepsini birden kullanmaya başladı.
SAMİ’NİN SESİ- Oh olsun sana hocam…Beter ol inşallah e mi? Benden alıp Eray’a verir misin klavyeyi…Daha duuurrr. Bak başına neler getirecek …Gömdü kafayı klavyeye artık ne duyuyor ne de görüyor bizi.
ERAY- Hırrrrrrrr…

RECEP- He iliğimizi kemiğimizi emiyii sömüriyi desem yalan oli o nedi bilmiyem.
DOĞAL AFET ATIFET- Recep ben derim ki bu ağayı köyden kovalım. Ben sana bağ evinin tapusunu veriyim.Sen marabaları ayaklandır işe gitmesinler.Puşt ağaya baş kaldırsınlar.
RECEP- Çiftlikten başka kuyulerıg orasındaği tarlayı da veriysen olii. Hem benim avrat öldi ölecehdir. Bir de baha kari bulasan olii.
DOĞAL AFET ATIFET- Recep sen de az değilmişsen tamam sana karı da bulalım bakalım. Sana Şadiye yengemi vereğ. Namusuz abim karısız kalsın. Bak güzeldir ha adıyla sanıyla On beş Benli Şadiye derler. ( SAMİ- Onbeşten yukarı sayamadığı için ‘’ on yedi benli’’ diyemiyor )
RECEP- Evime antika istemiyem ağa gardeşı. Tamam antikalar da degerlidir ama ben kari isteyem.
DOĞAL AFET ATIFET- Lan Recep sen de az değilsen ha Ferayeyi vereyim?
RECEP-O da olmaz onun bütün tersanelerine girilmiş.Her yeri zaptedilmuş. Bütun demiryolları talan edilmiş.O kefşedilmiş topraklardır oniii da istemeyem.
DOĞAL AFET ATIFET- Lo Recep sana karı beyendiremiyoz. Sen kimi istiyorsun söyle bakalım.( SAMİ- Lo ile başlayan bir cümle nasıl devam ediyor? DİKKAT )
RECEP- Ben Şıh Keramettinin büyüh gızı Dürdane’yi isteyem. O eldeymemiş bakir ve bereketli torpahlardır. O kohlanmamış bir gül goncasidır. O ayın onbeşidir ben onii istiyem yoksa olmaz. Ağama da gider söylerem onii devirmek istediğini.
DOĞAL AFET ATIFET- Recep sende az değilmişen, ha tamam onu alırıg sana

Sahne bir an kararır ve on saniye sonra yine aydınlanır.Bizim oyuncularımızın eli çok hızlıdır. Hemen dekoru değiştiriler. Masa sandalye divan gider, yere küçük bir kilim atılır. Sahneye Şıhın zırlak kızı Döndü ile köyün pardon ağanın çobanı Çoban Sülo yere atılan kilim üzerine otururlar sahnede gözükmeyen sözde koyun otlatırlar.

SAMİ’NİN SESİ- İkinci sahneye mi geçtik? Hani tek sahne yazacaktın?
ERAY’IN SESİ- Ya bu ikinci sahne değil. I. Sahnenin devamı?
SAMİ’NİN SESİ- Yav sen bana kazık atıyorsun galiba. Kızım olayı evden aldın bir kır sahnesine getirdin ve bu ikinci sahne değil, I. Sahne diyorsun? Yahu yönetici Hocam. Bir şeyler de sen söyle..Lütfennn. Allah aşkına.
BİR SES- "Kavuştum yineeeee… Baharla kuzuma…. Oleeeey oleyiiii, Pır pır pır leyiiiiii"
SAMİ’NİN SESİ- Hocammm. Hocammmm, Yetişiiiinnn Kimse yok mu…Gidiyor adam… Ya Eray’cığım. Yönetmen iptal... Ben adamı hastaneye acile yetiştireyim. Bundan sonrasında tamamen özgürsün.
DÖNDÜ- Sevgilem, bahsana güneş saklanmıştır, bulutun arkasığa yazıh değimlidir güneşe hööö ağlamak istiyem.
ÇOBAN SÜLO- Üzülmeyesen sevgilem güneş yine çıkah sen ağlamayasan. Bah çıkmıştır.
DÖNDÜ- Ama şimdi de bulutlar buhar olmuştur. Güneş buhar yapmıştur yazıhtır buluta. Hööö ağlamak isteyem Türkiye ağlamak isteyem.
ÇOBAN SÜLO- Ağlamayan Döndüşüğüm bah bende üzülem. Bah koyunlara bahasın nasılda otliyeler.
DÖNDÜ-Onlar içinde ağlamak isteyem neden onlar hep ot yiyo onlar vejeteryanmıdır. Ağana söyle de et alsın koyunlara. Et yemezlerse B12 eksikliği olur, koyunlar Alzaymır olurlar yoksa, yazıh değilmidir koyunlara. Höö Ağlamak isteyem.
ÇOBAN SÜLO- Lo bu Şıhın gızıda manyah çıhdı ha koyuna ağlıyo buluta ağlıyo böyle salahlar hep de beni bulur.
DÖNDÜ- Ne deysen Sülomm sen beni sevmesen. Duyarmısanız sevmieyi Ağlamak isteyem Türkiye höö
ÇOBAN SÜLO- Ağlamayasan sıpa gözlim seyi seveyem. Bah sana çiçek toplamışam.
DÖNE- Sen bana eşek diyesen baboya söylerem sağa üflesin Nemrutun başığa çıkasan Sakineyle halay çekesen. Sakine niye dagın başında halay çekiii çok duygusal höö höö. Hem niye çiçeh koparırsan çiçehler dalında güzeldir. Yazıh o çiçehlere Ağlamak isteyem höö höö
ÇOBAN SÜLO- Yav bu avrat ota poha ağlıyo buna ne yapaçam manyah Şıhin manyah kızı
DÖNDÜ- Sen baboya manyah dersin ağlamah istiyem tutmayin beni Türkiyem hööö.(Usulca) Bu çobanda pek saftır koyun güde güde koyun kafalı olmiştir salahmıyım her şeye ağlıyam. Be n numaracının tekiyem Sami Hocam Eray a öyle dimiştir bende yalandan ağlıyam.
ÇOBAN SÜLO- Bah ağlamazsan seni öperim tamamdır.
DÖNDÜ-Essahmı deysen öpermisen ağlamam, peki gülersem ne yapacahsan öpmeden ileri dicehmiyeğ.
ÇOBAN SÜLO- Lo öpücüh deyince nasilda ağlamah güleysen. Tamam iki kere öpem seyi ozaman. (DÖNEyi iki yanağından öper)
DÖNDÜ-Öpçem dediğin bumudur. Tuzsuz Deli Bekirle Ağanın kızı merçimek ticaretiye başlıyo bizimki yanahdan öpeyi, şimdi essah ağlamah istiyem Türkiye höö höö tutmayın beni ağlıyam Türkiyem

Karşıdan Tuzsuz Deli Bekir’le Döne oynaşarak gelmektedir. Çoban Sülo ile Döndü toparlanırlar. Dört genç sohbete başlar.

DÖNE- Önemli değildir utanmıyasınızn siz o yollardan gidirken biz dönüyoduh değil mi Tuzsuzum?
TUZSUZ DELİ BEKİR- Nevet Nönem onlar giyoken biz nercimek fırında yapıyoduh. Nöne baha nerçimeh fırında yemeyi napmayı öğretiyooo.
DÖNDÜ- Mercimeği fırına verince merçimeğin canı yanmıyomuuu hööö çok duygusal
DÖNE- Bu niye alıyıg salahmı?
ÇOBAN SÜLO-He Şıhın gızı salahdır. Ota poha ağlıyı kafamı si…yo.
TUZSUZ DELİ BEKİR- Nallahım ne kadar duygusal bir gızdır. Nayır nolamaz, bu kadar guygusalı nolamaz. Pek de nüzel naaaşallah naaaşallah.
DÖNDÜ- Ne yakışıklı çocuhdur. Nasılda jönler gibi konuşuyo ne gadar iromantik, duygusal höö höö ağlamak isterem Türkiye
DÖNE- Tuzsuzum sana erkekim demişem, sen nasıl olur da başga gızlara bagıysan.
TUZSUZ DELİ BEKİR- Bilirem Nönem sen beni nümüklü mendil gibi natarsın. Nönem sen benim namusumu kirletirsen. Sana günenmiyom Nönem. Ben Nöndüye aşık noldum. Nelveda Nönem Nelveda.
DÖNDÜ- (Sesizce kimse duymadan) Allahım hep mi beni salahlar bulur. Bu da salah ama bu yakışıhlıdur. Hemide bu salah Sülo gibi çoban değildir. Ne kadar duygusalsın Deli Bekirim bende senden hoşlanmışam. Ağlamak isterem Türkiyem tutmayasan benui ağlayayım höö höö
ÇOBAN SÜLO- Ağa gızı Döne senle bende flört edeğmi? Bu gece dışarı senle çıkakmı? Birlikte koyun otlatakmı? Saya çıkma teklif edemmi baha fecebokunu versen ben seyi dürterem olurmu ne diyesen?
DÖNE-Seni ne yapayım be Çoban Sülo aman zaten Tuzsuz yemekten sıkılmışam Al bacım Tuzsuz Deli Bekir senin olsun. Ben de Şıh Keramettin oğlu Horoz Nuri ye sırnaşıram hem o sapıhdır bende azgınam güzel anlaşırag
sahne kararır bu sahne bitmiştir
YA RABBİ ŞÜKÜR…