- 888 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Cehennem Onları Dünyada Sarıp Kuşatır
Ankebut Suresi, 54. ayette Kur’an’ın muhteşem ifadelerinden biri daha önümüzde açılıyor. Buyuruyor Allah; "Azap konusunda senden acele (davranmanı) istiyorlar. Oysa cehennem, o inkar edenleri gerçekten kuşatıp-durmaktadır."
Ahiretin gerçekliğine iman etmeyen inkarcılar, kendilerince hafife aldıkları azabı acele istiyorlar ancak zaten fıtratlarına aykırı yaşayarak dünyada iken cehennemi yaşıyorlar. Allah öğüt almaları için onlara ahiretten önce dünyada da azaptan az da olsa tattırıyor. Cehennem onları her yandan kuşatıyor ancak onlar yaşadıkları sıkıntıyı, süreç içinde belli sebeplere bağladıkları için bu hatırlatmadan gaflette yaşıyorlar.
Dünyada sonsuzluğu istedikleri ve azap ile kendilerince alay ettikleri halde, dünya onlara sürekli geçiciliğini hatırlatıyor, özlemini duydukları sonsuzluğu çirkin hale getiriyor. Dünya hayatından zaman zaman aldıkları haz onları tatmin etmiyor, acılaşıyor, azaba dönüşüyor.
Yeryüzünde gezip dolaşıyor, yiyip içiyor, eğleniyor ama ne yaparlarsa yapsınlar mutlu olamıyorlar. “Çok mutluyum” dedikleri anda bile anlık mutluluk yaşıyorlar. Tıpkı dünya hayatı gibi geçici, sonlu mutluluklar. Hiçbir şeyden tatmin olamıyorlar; çünkü kalplerinin nasıl mutmain olacağından gafletteler.
"Artık hiçbir şeyden zevk alamıyorum" dediklerinde ise "hayatınızda bir değişiklik yapın", "monoton yaşamayın, hayatınıza renk katın", "tatile çıkın" vs gibi tavsiyeler alıyorlar, kimini uyguluyorlar ama hayatlarında yine olumlu anlamda önemli bir değişiklik olmuyor.
Bediüzzaman, dünya hayatının anlık zevklerini zehirli bala benzetir; bal tatlıdır ancak bir süre sonra zehir etkisini gösterir ve insanı ızdıraba boğar. Dünya hayatında azgınlaşarak, nefsini doyurmaya çalışanlar, asla huzurlu bir ruh haline sahip olamazlar.
Geçici lezzetlere, çabuk tükenen dünyalıklara aldanmamalı. İnsan dünya arzularından birine bağlı kaldığı ve geçici lezzetlerden birinin peşine takılıp gittiği sürece ahireti sevemez. Mal yığıp-biriktirme hırsı olan insan, her zaman sıkıntı ve üzüntü içinde olur. Dünya malına duyduğu sevgi, Allah ile arasındaki perdedir çünkü. Allah’tan uzak yaşayan insan, inkârın karanlığında boğulur, güzellikleri göremez.
Allah rızasını gözeten insan ise en sade hayatı yaşıyor da olsa, o en lezzetli hayattır. Hep doğruyu işaret eden vicdanını dinleyen kişi, cennete layık bir insan olmak için ruhunu besler, kendisini eğitir ve cennetteki hayatına hazırlar. Kur’an güzel davranışlarda bulunan insanları umut ettikleri güzellikle müjdeler:
Kim inkar ederse, artık onun inkarı kendi aleyhinedir; kim salih bir amelde bulunursa, artık onlar kendi lehlerine olarak (cennetteki yerlerini) döşeyip hazırlamaktadırlar. (Rum Suresi, 44)
Birbirinden kesin çizgilerle ayrılan farklı hayatlar. İmanın nuru yerine inkârın karanlığına teslim olan insanı henüz dünyada azap sarıp kuşatmıştır bile. Hırsla dünya hayatına yönelen insanın göz önünde bulundurması gereken en önemli gerçek şudur; Allah’a iman etmediği sürece dünyada her neye sahip olursa olsun, huzuru değil adeta cehennem azabını yaşayacaktır… Ancak insan gecekonduda hatta toprağın altında yaşıyor bile olsa, iman ve Kur’an’la yaşıyorsa bulunduğu yer cennete döner.
Allah, iman edenlerin Velisi (dostu ve destekçisi)dir. Onları karanlıklardan nura çıkarır; inkar edenlerin velileri ise tağut’tur. Onları nurdan karanlıklara çıkarırlar. İşte onlar, ateşin halkıdırlar, onda süresiz kalacaklardır. (Bakara Suresi, 257)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.