REMZİLER VE RENDELERİ
BİZDEKİ
Ölüler cennete gider madam. Hayli yorgunlukları orada tangalı rahibelerin kırmızı dudaklarıyla giderilir/…
Şimdi bu neyin yorgunluğudur.Siz bir saraysınız. İçinde her türlü hikaye, yalan, ölüm yaşatan.
Bakışlarınız bir sutyen kopçasının parmak almış hali. Her an geri çarpabilir sırtınıza. Dikkat.
Fenotipim de bulunan, yuvarlak gözlüklerimi kırabilir siniz. Dilimi zehirlemek yerine kökünden çekebilir siniz. Fakat dişlerim çok sağlamdır. Zarar almaz ancak verir.
Üzerimde sergilenen tek komünist belirtisi o değil. Ruhumdaki inanç prangasını akıl gücünüzle kırabilirseniz
Ne mutlu size.
Esas hedefinizin “ben” olmadığını anladığınızda kırılacaksınız.
O üçüzlerin amacını size değil kendime itiraf ediyorum.
“ Bir avuç egemenin gücü iktidarı ve zenginliği için, kendilerinden olmayan insanları yok etmek”
Kırdığınız gözlüklerim olmadan; başta Ortadoğu olmak üzere tüm dünyaya barış getirmek için halklarla dayanışma yapabilir miyim.
Elbette
Demiştim ki kırılan gözlüklerdir, direniş ruhu değil.
Efsaneler
Kırık şehrin, göz kenarlarında hazır ola geçer. Sanatsal bir akım kadar göz alabilir. Beatnik dışlanışını süpürür. Darbelerin tozlarını işçiler süpürür. Beatnik zamanla anlar, işçiler o an anlar.
O üçüzden biri
Sadece Yahudileri yememiş , milyonlarca solcuyu, sendikacıyı, işçiyi, Çingeneyi, Polonyalıyı, Rusu ve burada size sayamayacağım kadar farklı kimliği yok etmiştir. İsrail devletinin katliamlarının en büyük “öğretmeni” dir.
O nu sevip örnek alabilir siniz eyvallah.
Ama bana direterek sevdirip beynimde salakça seviştiremezsiniz.
Biz insandık.
Siz ise şu
Direnişin kırılmadığını; otobüs camında dayadığı, ağrıyan başına rağmen kısık sesini güncelleyebilmiş nesneden uzak, ama kendinden uzaklaşmamış insanları öperek anlayabilir diniz.
Öldürmeyi seçmeseydiniz.
Kulaklarınız kirli bir üniformanın silinişini duyacak kadar açıksa ellerinizi kalbinize koyunuz.
Ben kimseyi öldürmedim.
Öldürüldüm.
Çünkü adınızın kokusuna dayanamamak cehennemi yaşamaktan öte değildi. Şuan cennetten konuşmuyoruz gördüğünüz gibi.
Not;
İçimde kızıl sardunyalar ayaklandı. Bahçem yoksulluğunu çiçekleriyle alkışladı.
Şimdi üçüzler kim diye bana tekrar bir soru soracak olur sanız.
Cevap veriyorum
Nazizim faşizm ve Siyonizm üçüz kardeştir.
İsrail in insani yardım taşıyan gemilere müdahale ettiğini, 10 dan fazla insanı katlettiğini, fazlacasını da yaraladığını biliyor olmalı sınız. İsrail in ırkçı ve Siyonist tavrını tanımadığınızı sanmıyorum, çok defa bedenini ve ruhunu alkışlamıştınız.
Yağları açığa çıkıp parlamaları size sadece; katledilmiş salyangozların yararlı sıvılarını yüzünüze sürdükten sonra rahatlama hissiyatı gibi mi geldi.
Uzaktan izleyip alkışla ritim tuttuğunuz yetmiyor gibi o nu yüzünüze bir maske yapıp sürdünüz.
Rahatlaya bildiniz mi ?
Bütün kirinizi pasınızı almış olabilir. Ama gördüğüm sizdeki sadece tok kalmakla yetinmemek hissi.
Şimdi benim size olan sözlü saldırımı iyi analiz edin. Kalp ve gözleriniz paralel gidemeyecek bilmekteyim.
Size konuşan “Mavi Marmara da ki ölümlerin emrini vermiş birinin/ gözlerine tükürmeyi başararak boğulup öldürülmüş ve tekrar doğup aynı işlemi gerçekleştirmiş bir ölü…
Siz şimdi ciyak alıp, ölüm çöplüğüne dönmüş evinize dönüp, Hitler i onaylayarak bok çukurunuzdan hiçbir zaman çıkamamanın sevincini yaşayın.
D/e/v/l/e/t
Her zaman haklıdır.
Bizce.
Remziler ve rendeleri her daim haklıdır.
Satış yok Rocky
Yumruklamaya devam et iyi başarıyorsun.
…/
YORUMLAR
waratte
ama kızgın bir saç üstünde namaz kılacağımızı ilerisi adına görüyorum
işte o vakit cehennem başlayacak
kaçış sanırım olmaz artık...
Angie
Yo yo ilerisi diye bir şey yok yaşamak için cehennemi. Bazıları burda yaşıyor. Sahtekârca eğilerek secdeye... Bundan âlâ cehennem mi olur?
Sevgiler.
Faşizmin çarkları acımasızlık üstüne inşa edilir. Her faşist acımaszıdır; başkasının canını malını değil değil kendi çıkarını düşünür.
Diğer yandan ''Olmak ya da olmamak; işte asıl mesele bu!
Fakat insanca olmak da var ve insanca yaşanılası bir dünyayı da kurmak mümkün...
''Derlenip dürülmesin bayraklar
Daha gün o gün değil!
DİNLEYİN, DUYDUKLARINIZ ÇAKALLARIN ULUMASIDIR!''
KALEMİNZE SAĞLIK PINAR HANIM. BEYNİNİZE VE DE YÜREĞİNİZE SAĞLIK KUTLARIM. SELAM SEVGİ VE SAYGILAR...
''
waratte
üzülüyorum...
teşekkür ederim efendim saygılar bizden
sevgiler
Çok derin olmuş
Remziler ve rendeleri...Bu yazıyı okurken tv de bas bas bağııyordu Remzi, devlet tiyotralarını özelleştireceğim, sanat sizin tekeliniz demi, hem devletten ağ maaş al hem de hükümete her lafı söyle, yok öyle yağma diye kendini yırtıyordu. Ağzından salya akıyordu, nefret bir insana bu kadar mı yakışır diye geçirdim içimden. Sonra midem bulandı, lavaboya koştum. Düşündüm, ben de bir kamu personeliyim, ama Allah şahidim olsun ne düşünüyorsam hem şiirde hem de yazıda bunu anlatacağım, onlara küçük isyanlarımı, başkaldırımı sağ kaldığım sürece anlatacağım. Ot gibi yaşamayacağım şu üç günlük dünyada. Çocuklarım büyüdüklerinde benden nefret etmeyecekler. Benim babam budur işte gururla dolaşacaklar toplum içinde.
Okullarda, -bende bir okulda görevliyim, sınıflarca cemaat muhabbetleri, cemaat dayatmaları ve iktidar yanlısı söylemlerle okutuluyor zavallı çocuklar, beyinleri zorla yıkanıyor. Dersler düzeysiz geçiyor, çiftlik gibi kullanıyorlar bütün kurumları. Bir korkak gibi yaşamayacağıma dair söz verdim kendime ve aileme.
Biz şairler ve yazarlar, ne yapıyoruz peki, hiç...
hiçbirşey yapmıyoruz. Kabullenmişler ordusu gibiyiz. Aman bana dokunmasınlar, şiirime, yazılarıma muhalifliği bulaştırmam, siyaseti bulaştırmam, ve kendi korkularında boğulan kocaman bir koyun sürüsü olmaktan öte hiç bir şey değiliz...
İsyan edeni ve dik duranı öcü gibi görüyoruz...
Birşeyler değişecek, ama illaki bu ülke dibe vurduktan sonra mı değişsin!
Dip çok yakın öyleyse...
O gün geldiğinde Utananlar ve utanmayanlar ayrı ayrı yerlerde olacaklar
Utanmayan ve mücadele etmeyenleri
bu cephedekiler parmaklarıyla gösterecek; işte onlar!
Sevgili Pınar
bu güzel paylaşımın için teşekkür ederim.
waratte
salyalarını neden hala yalıyoruz
dün gece çocukken yayınlanan bır program vardı tutti fruttii
o nu küçüklüğümden hatırlarım ve eskileri anımsamak iyi gelir öyle bir göz attım ve inanamadım dedım ki nasıl izin vermişler ki 15yıl öncesi belki.
düşünebiliyor musun Metin Abi bu benım ilk tepkımdı. şuan o kadar geriyiz ki bu haklı tepkım çok yerındeydı.
şimdi gidişat o kadar kavun ki
o kadar karpuz ki
koklaya koklaya anlasak bile cesaret edip kesemiyoruz.
oh olsun bize.
hepimiz güdülelim.
yıllar sonra nasıl olsa dizlerimize vura vura ağlayacağız.
sihirli ayna bir cadının eline geçti kolay kolay bırakır mı
o na sürekli ne denli güzel oldugunu söylüyor...