Atatürk ve Çağdaş Türk Kadını

"Şuna inanmak lazımdır ki,dünya üzerinde gördüğümüz her şey kadının eseridir."

"Dünyada hiçbir milletin kadını,milletini kurtuluşa ve zafere götürmekte,Anadolu kadınından daha fazla çalıştım diyemez"

"Bizim dinimiz hiçbir vakit kadınların erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir.Allah’ın emrettiği şey,erkek ve kadının beraber olarak ilim ve bilgiyi kazanmasıdır"
.........................................................................................................

Kadınlarımız...Kadın denince akla aile ve çocuk kavramları geliyor.Anamız,bacımız,yarimiz,cennetimiz.Bizler, merhametli yüreğimizle yaşarız.Bizler,sevdiklerimize verebildiğimizden fazlasını veririz,yorgun ayaklarla,ekinde,tütünde,pazarda,evde...

Türk kadınından söz açıldığında zulüm gören kadınlarımız,tecavüz edilen,aile içinde kocalarından şiddet gören kadınlarımız,cocuk yaşta evlendirilen,mutlulukları elinden alınan,kendilerini değil de gölgeleriyle yaşayan kadınlarımızın konuları gündeme gelir,oysa Türkiye’de mimarların yüzde 30 u,avukatların yüzde 25 i ,profesörlerin yüzde 25 i kadın ve genç yaşta dünya standartlarındaki basamakları hızla tırmanıyolar.

Peki...aileler,şehirden ne kadar uzakta yaşarlarsa,geleneklerine o kadar sıkı bağlanıyorlar ve kadınların hakları da o kadar sınırlı ve geri kalmış oluyor.Özgürlüğün,kadınla erkeğin arasındaki dengeyi bozduğuna inanıyorlar.Varlıklarını, başka bir varlığa bağlı olarak yaşamayı kabul ediyorlar,kendilerini birey olarak göremiyorlar.Aşırı şiddet olduğunda da evi terk ettiğinde "kötü damgası"yiyorlar.Halbuki erkek hem toplumsal varlık hem de birey.Türk kadınının erkeklere oranla dezavantajlı olduğunu düşünüyorlar,aslında eşitsizlik küçük yaşlarda başlıyor,örneğin okutulmadan zorla evlendiriliyorlar.Aslında bu tür olaylar azalmaya başladı,hala yaşanıyor fakat eskilere dönersek oran daha fazlaydı.

Kadınlar, İslamdan aldıkları kültürle ,bazı din bilimcilerinin,ilahiyatçıların söyledikleri gibi kadın herşeyi yapamaz deniliyor...Bu ne demektir? Batıdan büyük bir farkımız var demektir.Batı da aile yapısı bozuk,bunu kabul etmemiz gerekir ve aile Türk toplumu için büyük değerdir,Batıdaki aile yaşamı örnek alınmaması gereken bir olgudur.Ancak Türkiye’deki metropollerde geleneksel yapıyı kırarak söz sahibi olan kadınlarımız sayısı giderek artıyor ve her konuda tercih hakları oluyor,en büyük destek maddi güçlerinin olması ve şiddete uğradıklarında evini terk etmelerinin daha kolay olduğu aşikâr.2006 istatistiklerine göre kadınlarımız üç dakikada bir şiddete uğruyorlarmış,bunlar sadece kayıtlı bilgiler.Susup devamlı zulüm gören kadınlar da var.Bu yüzden Sosyal Hizmetlerin kadın konukevleri ancak üç ay kabul edebiliyor.Mağdur olan kadınlarımızın çokluğunu düşünebiliyor musunuz.? Bilinçli kadınlarımız, el ele verip yardım derneklerinin katkılarıyla mağdur kadınlarımızı,sivil toplum kuruluşları ile destekliyorlar.

Türk Kadınlarımız,eminim oldukları yerlerde değiller,unutmayalım ki Osmanlı, kadınlar sayesinde Osmanlı oldu,onlar Sultandı.Milletimiz kurtuluşa ve zafere Anadolu kadını sayesinde vardı.Fatih Sultan Mehmet annesinden fikir alırdı...Türk kadını böyle bir kadındır.

Gelecekte ki "çocuklarımızın annesi !"okuyun,okuyun,televizyonlardaki dizilerden, kadın dergilerinden biraz kopun...

Ulvî değerlerinden ödün vermeden,haysiyet ve şerefiyle,bütün olumsuzluklara rağmen,yaşamak için direnen,çocuklarının geleceklerini hazırlayan,elleri öpülesi kadınlarımıza ne mutlu....

Nihal Mirdoğan