Sinsi övmelere faydalı yermeleri tercih edecek kadar aklı başında adam azdır. la rochefaucauld
O qué
O qué

Biz

Yorum

Biz

15

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

1973

Okunma

Biz

Biz

Yağmurlu havalarda uğrardı bana.
Bebekti.
Delikanlı bir bebek.
Mevsimler geçti.
Herkesi şaşkına çevirebilecek güzellikte mevsimler geçti.

Hiç yağmur yağmıyor bu kente.
Başka tabutta gömülme zamanı.

Küçük İskender



Siz doğduğunuzda üç kere tekrar edilir isminiz kulağınıza. Bizim hikâyemizde tersi oldu, biz ölürken kulağımıza üç kez fısıldandı ismimiz, çünkü biz…

Kuşları çok kıskandık. Öyle zengindi ki onlar… İstedikleri neyse, onun peşine düşebiliyorlardı her an. Kanatları vardı, ayakları vardı, gagaları ve tüyleri…
Bir de bin bir isimleri…

Saten bir gökyüzü vardı onlara sonuna kadar gerdanını açan. Ah sesleri vardı, en güzel müzik aletini kıskandıran. Güze değil, zümrüt mevsimlerine kanat çırpan kanatları.
Oysa biz.

Biz nasılda mecalsizdik gökyüzün gerdanına sokulabilmek için. Sonra bizim aramızda, derinlere gömülmüş sırlar yatıyordu. Sırlar… Sırlar sonsuza kadar susar mı?

Onlar konuştuğu an gecelere battık biz, aitlik eklerin aitlik maskesi olduğunu gördük.
Ama kuşlar, kuşlar öyle mi?

Onların kanatlarında yıldızların, güneşin izi.
Eflatun kokan ülkelere göç edebilirlerdi mesela. İstediklerinde incir kokan bahçelere misafir olabilirlerdi.
Yağmurda duş yapan küçük serçeler görebilirsiniz, ama siz yağmurda duş alamazsınız.

Gökyüzünün tenini okşayan kuşlar.
Gökyüzün mavi bekâretini kanatlarıyla yırtan kuşlar.
Bulutların beyazını kadeh kadeh yudumlayan kuşlar.
Hep aynı nakaratı usanmadan söyleyen sadık kuşlar.

Biz kuşları kıskandık, bin isimli kuşları, hepsini kıskandık. Onların katmerli neşelerini kıskandık. Mavideki salkım salkım uçuşları kıskandık. Hiç yalan söylememeleri kıskandık.

Öyle kıskandık, öyle kıskandık ki rüyalar yastıklarımızı ebediyen terk etti… Bir gün doğumuydu hangisiydi bilmem, çok evvelce. Bizim için bir farkı yoktu gerçi, günün doğumunun, gecenin ırzına geçtiği güneşin.

Yine aynı, yine bezgin iken damarlarımızda bir sızı hissettik. Tek tek kırılan omurgamızdan bir avuç deniz döküldü. Ayaklarımızdan yıldız tozu… Köprücük kemiğimizde buzlu bir sancı. Ne bileyim işte, sanki içimizden bir deniz geçmişti, öyle tüm kemiklerimizin yerini ters düz ederek, beden duvarlarımızı yıkarak.

Bakınca birbirimize anladık ki Yaradan bizim için istisnalar kutusunu açmış bir kereliğine.
Neden mi? Nereden mi çıkardık bunu?

Çünkü biz, biz… O kıskandığımız kanatlı, bin bir isimlilerden olmuştuk. Canımızın canında bir kuş filizlenmişti.

Bunu görünce hani, mutluluktan gözlerimize hücum etmişti tuzlu sular.

Martı mı olmuştuk, güvercin mi… Yoksa kumru mu…
Adımız ne bizim dedik, gözyaşları içinde, en son bunu hatırlarım o ana dair.

“Serçe” dedi, “Serçe, serçe”…
…Sonrası... Sonrası işte o menevişli geceden kalma, karanfil üzerine zerk edilmiş koca bir uyku, bizden sonsuza kiralık bir uyku.

Nun
Mayısa az kala

Fotoğraf / (( Seçil Nimet))

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Biz Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Biz yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Biz yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
SEVİLAY DİLBER
SEVİLAY DİLBER, @sevilaydilber
30.4.2012 14:08:05
geri dönüşler yapıyorum..
uzaktım siteden bir süre..
sinem imzalı yazıyı
asla göz ardı edemezdim..
harıkaydı..
sevgilerimle..
Mehtap ALTAN
Mehtap ALTAN, @mehtapaltan
30.4.2012 01:03:27
Ve biz kuşların kanatlarından hiç indirmedikleri umut ve gök masallı vurguları kıskandık belki de...

Yazı da fotoğrafta çok güzeldi... Seçil seni de ayrıca tebrik ediyorum...


ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA, @erayozgorsarikaya
29.4.2012 22:23:39
kuş olamak istemişimdir hep ama eti yenmeyen bir kuş mesela kartal o olmazsa kargaya bile razıyım

yazın bana bir anımı hatırlattı. Bir gün çocuklarla denizden geldik bahçedeyiz yağmur başladı oğlama ve yeğenime yaşları 18 ve 15 dedim ki şampuan alın ve duş alın yağmurda eğlence ve macera olsun şampuan verdim saçlarını vücutlarını köpürttüler yağmurun altında duş aldılar hala daha anlatırız gülerek
tanrıları yazmanı bekliyorum
sevgiler
f.liz
f.liz, @f-liz
29.4.2012 15:26:43
10 puan verdi


ne güzeldinin dışında cümleler üretmeliyim bu yazıya da suskunum bugün, okuyup öyle sessizce geçemedim de..

kuşları özledim
daha çok serçeleri izlemeliyim şimdi .

Gökyüzünün tenini okşayan kuşlar.
Gökyüzün mavi bekâretini kanatlarıyla yırtan kuşlar.
Bulutların beyazını kadeh kadeh yudumlayan kuşlar.
Hep aynı nakaratı usanmadan söyleyen sadık kuşlar.

...
..
.
Angie
Angie, @semaenci
29.4.2012 14:28:15


bir.iz.


Mehtap Yıldız
Mehtap Yıldız, @mehtaphumeyraguldalli
29.4.2012 12:13:06
kim maziyi değiştirmeden anlatabilir ki? kelimeleşmeyen "zevk-i tahattur" bir rüya kadar soluk ve fani.
ama yaşayan insanla,hatırlayan insan aynı mı?

zamanı kırmalıyız


sevgiler
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz, @aynurengindeniz
29.4.2012 12:01:51
Fotoğraf ve yazı içiçeydi. İki sanatkârı da kutluyorum.

Sevgiler Sinem.
(( Seçil Nimet ))
(( Seçil Nimet )), @--secilnimet--
29.4.2012 08:52:13
10 puan verdi




BAlkonun küpeştesinde duruyorlar serçe, kumru, sığırcık, martı, karga ve yeşil papağanlar, sonra birden sanki intihar edermişcesine atlıyorlar boşluğa ve kanat çırpıp yükseliyorlar...

Kıskanıyorum onları, her gördüğümde kıskanıyorum özgürlüklerini...
Yazın öyle güzel anlatmış ki onları ve biz'i...
Tebrikler Sinem...
tacettin yıldırım
tacettin yıldırım, @tacettinyildirim
29.4.2012 04:39:56
derinlemesine.... kim uçmak istemezki....sevilen bir kalem....saygılar
Etkili Yorum
Önder Kızılkan
Önder Kızılkan, @kiyidakiadam
29.4.2012 02:47:16
Dua ederken bile göğe açılırken avcumuz, biraz olsun umut edebilmek için, kuşlardan küçücük işaretler bekledik. Çünkü hiçbir zaman uçamayacağız.

(Bu yüzden lütfen, bize de sıcak mevsimler getirin. Yeryüzünün bu acı çığlıklarında kaybolduk!)

Ne zaman biri ölse, içimden göğe serçeler bıraktım. Göç yollarını kaybetmemek için... Cama vuran güvercin seslerinden tanıdım ölümü, yapayalnız balkon korkuluklarında onları bekledim hep. Gözlerimle dokundum bir martı kanadına. Gidenlere son kez elveda dedim.

İçimde binlerce kez terk edilmiş paramparça kuş yuvaları...

Bağırdım:
Uçmak için ölmeniz mi gerekirdi?!!!


Sinem teşekkür ederim, yine sözcüklerde kocaman bir gökyüzüsün. Sevgiler...









kıyıdaki adam tarafından 4/29/2012 3:07:07 AM zamanında düzenlenmiştir.
lacivertiğnedenlik
lacivertiğnedenlik, @lacivertignedenlik
29.4.2012 02:28:07
10 puan verdi
Hiç yalan söylememelerini kıskandık....

canım
sami biberoğulları
sami biberoğulları, @samibiberogullari
29.4.2012 02:16:59
Sevgili Sinem.

Öyle bir yazı kaleme almışsın ki '' Ah ulan ah...Bunca ömrü boşuna yaşamız '' dedim içimden ve kuş olup uçmak istedim. Şu düşme korkusu olmasa belki de denerdim ya. Ah şu korkularımız ahhh...


Selam ve sevgilerimle.
Davidoff
Davidoff, @davidoff
29.4.2012 01:35:47
10 puan verdi
Hay Allah ne ilgisi var şimdi bilmem ama... Durup dururken yazının içinden bir avuç tren geçti.

Bir avuç tren de olmaz ki. Adamın biri iyilik yapmak istemiş. İstemiş, ama yapacak iyilik yok.

Sağa bakmış sola bakmış iki adam kavga ediyor.

Bari şunları barıştırayım.
.


Koşmaya başlamış.

Tren.

Tam da zamanıydı ya. Geçmiş gitmiş.

Bir de bakmış ki ne görsün, iki adam sarmaş dolaş.

Ah ulen... Yetişemedim.



Bazen öyle oluyoruz ki... Birilerinin mutluluğundan bile mutsuz oluyoruz. İnsanız ya, serçe kadar olamıyoruz.






Davidoff tarafından 4/29/2012 1:37:00 AM zamanında düzenlenmiştir.
Davidoff
Davidoff, @davidoff
29.4.2012 01:20:29
10 puan verdi
Fotoğrafa 10 puan verdim. Şimdi sıra yazıda :))

Sen sıranı bekle Nunnn :)
bakican.
bakican., @bakican-
29.4.2012 00:44:43
üstadım kutlarım her zaman ki gibi güzel ötesi bir melodiydi yazdıkların güzellikleri dinlemesini bilene kötülükleri silerek... kelamına sağlık
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL