Cennete Mektup 1
Bu gün günler den hüzün, mevsimlerden kış.
Soğuk bir güne başlamanın ve yalnızlığın buruk acısını beynimde, yüreğimde ve gözlerimde hissederek bir güne daha günaydın diyorum, içim buruk. Yaşadıklarımı sorguluyorum yaşayacaklarımı bilmeden.
Şöyle bir topladım da, kocaman, kocaman hiçler yaşanmış bitmiş hayatlar, aşklar, sevgiler.
İyisiyle kötüsüyle, gecesiyle gündüzüyle, güzeliyle çirkiniyle; yaşadığım yaşadığımı sandığım hayatı yeniden sorguluyorum…
Çirkinlikler, kötülükler ağır basıyor gülüm ağır basıyor!
Yalanlar doğruları yalancı çıkarıyor artık buralarda. Ben küçüktüm amcamın kızı öldü en yakın arkadaşımken ben ölümün ne olduğunu bilmeden hep bekledim onu, ama o biç gelmedi. Ben zamansız ölen amcakızını hiç unutmadım… Çirkindi ölüm; acımasız gelmişti bana…
Büyüdükçe, ölüm kadar çirkin başka şeyler de görmeye başladım, sen öyle değildin bahar gözlüm!
Sen gidince tanıdım parayı, parasız aç kalındığını öğrendim bütün kötülükler para için yapılıyor, küçücük kızlar dedesi yaşında adamlara satılıyor.
Bilmiyorsun bahar gözlüm şimdi vatanı da satıyorlar! Sonra insan yüzünün menfaatleri karşısında ne kadar çirkinleşebildiğini gördüm.
Sen varken yoktu bu kötülükler çirkinlikler, vardı belki ama sen göstermiyordun sanırım.
Şimdi ben, acılarımı ve mutluluklarımı içimin terazisine koyup tartmaya çalışırken, yüreğimin acıları mutluluk yanıma iki dirhem ağır basıyor…
Ayrılıkla ölüm geldi aklıma; ikisi de kötü, ikisi de hazin bir yalnızlığı çağrıştırıyor.
Sen gittiğinden beri betimleyemiyorum kendimi. Bana bıraktığın yalnızlık bir başıma yaşamayı öğretti bana, oğlum gidince daha yalnız kaldım hiç oldum sanki. Bu aralar yalnızlığımın saçını tarıyorum örüyorum belik, belik.
Hatırlar mısın bir yavrumuz vardı sevgimizden doğan ne çok hayaller kurardık üstüne… En iyi okullarda okutacak, adam gibi adam yetiştirecektik sevgimizle, sen oyunu bozdun, bu kadar çabuk gitmek var mıydı, hiç mi sevmedin bizi?
Sen gidince sudan çıkmış balık oldum, yaşamak için su aradım durdum, suyu buldum ama hiç hürriyetim ile yüzemedim, hep denize hasret kaldım, hep hayal ettim dans ederek yüzdüğüm suları. Bir daha denizim hiç olmayacaktı; yaşadığım hayat bana bunu öğretti en çok.
Bahar gözlüm, sana bu mektubu seni çok özlediğim bir gecede yazıyorum, şimdi iyi dinle beni! Buralarda olduğunu biliyorum. Ne zaman seni özlesem, yanağıma sıcak bir hafif bir rüzgar değiyor ben sevinçle ürperiyorum: Sonra yerini hüzün alıyor yine, olsun alıştım ben yalnızlığın koyu rengine. Öğrenemedim sensiz mutlu olmayı.
Oğlumuzu okuttum… Dokuz yıl öncesine kadar beraberdik. Okulunu çok başarılı bitirdiği için devlet onu Amerika ya gönderdi burs için ama bir daha geri dönmedi, gece gündüz çalışarak devlete olan borcunu ödeyip orada kalacağını söyleyince sevinemedim doğrusu! Hayat onun hayatı deyip sustum, bana yine hasretlik düşecekti, olsun ne yapayım o mutlu olsun yeter bana dedim. Oraya ilk gittiği zamanlar sık, sık konuşuyorduk sonraları arayı açtı. Oğlumuz benden hiç ayrılmadı on iki yaşına kadar koynumda uyudu, çok düşkündü bana aslında nasıl böyle oldu anlayamadım.
Senin yokluğuna alıştım sanki asırlar oldu gideli fakat oğlumun gidişi daha bir acıttı ciğerlerimi. Sesini fazla duymasam da biliyorum kendine bir hayat hazırlıyordu!
Yine günlerden bir gün, özlemimin katsayısı arttığı gündü sanırım; oturup acı bir mektup yazdım hasretim ciğerimi acıtıyordu. Oysa iletişim çok kolaylaşmıştı.
Hani sen beni bir başıma bırakmayacaktın,
Ne yaşarsak birlikte yaşayacaktık.
Hani hep yanımda olacaktın?
Düştüğümde kaldıracak,
Tökezlediğimde asam olacaktın?
Hani beni çok seviyordun oğul,
Ne oldu verdiğin sözlere,
Bu kadar mıydı sende yerim,
Söyle bahar gözlüm neydi sana eksiğim?
Halısın,
Yorulduğun yerde han yaptım sana,
Üşüdüğünde sıcacık bir göğüs,
Düştüğünde yaralarını sevgi ile saran tabip.
Markalarla büyütemedim seni,
Ne aç bıraktım ne açık,
Yüreğimdeki tüm sevgileri harcadım sana.
Söylesene can yarım,
Daha neyim kaldı verecek sana?
Şimdi ben hasretinle yanan,
Yolunu umutla bekleyen anan,
Güneş doğmadan sen ufkuma doğsan,
Mutluluk gölgem olurdu inan!
Yalan mıydı, hani ben anaların en güzeliydim?
Sen yine de üzülme sitemime,
Sen hala çocukların en güzelisin oğul!
Devamı var... Hafize Hanaylı. Şubat. 2012