- 479 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Demokrasi 2
2-İster toplumun olsun, ister sosyal yapının olsun, otoriter ilişkileri zaten kendisi ile kendi kişileri arasına, bir gerilimler girişmesini ortaya koyardı.
Toplumun özne bilinç etkinliği olan, toplumsa gücü ile yine toplumun gücünü ortaya koyan icrayla bu gücü hisseden tekil özne dağılımlar arasında; bu güçten ve bu gücü hissetme ilişkisinden ötürü; çok büyük bir gerilimler doğar.
Yani toplumun soyut-somut gücü, yöneten siyasi irade gücüdür. Yöneten güçle yönetilen güç arasında iki taraflı bir alan akışı vardır. Bu alan akışı gerilimlerin kaynağıdırlar.
İşte tarih boyunca olup biten budur. Özellikle de sınıflı toplumlarda olan bu gerilimler, üretim ilişkileri bağıntısı içinde oluşlarla süreç; bu iç gerilimleri düzenlemelerin (regüle etme) uğraşıları ile geçmiştir. Günümüz toplumlarındaki, bu iç gerilimlere dek; gerilimlerin basıncını regüle edici, yasallıktı eylemlerin düzenletilen bir dizi uygulayımlarına, demokratik tutumlar (tavırlar) diyoruz.
Yani demokrasi, toplumsal öznenin, bir korunan ilke oluşunu bilişle; toplumsa güçten gelen bu kabil gerilimi, olabildikçe kişiler lehine doğru düzenleyişler içinde götürmektir. Kişiler yararına kazanımlar da kişilerin katılımcı olmalarıyla doğru orantılı bir biçimde gerçekleşirler. Üretim gücü olmayanın katılım gücü zayıftır.
Bir güç düzenlime girişmesi olan demokrasi, zaman zemin devinimine bağlı olan anlamayla, gelecekte de değişecek olan bir sürekliliğin bilincidirler. Demokrasinin var olan durum içindeki ilişkilersen uygulayım hali ise, demokratik bir tutumdur.
Demokrasi ilişkilersen olan güncel demokratik tutumlarla yargılanır. Demokrasinin belli bir şekli, belli bir şemaili yoktur. Bu yüzden uluslararası iki ülkenin farklı üretim tüketim ilişkili demokratik kullanımları yargılanamaz. Ancak ülke genelinin yararına yansıyan kullanım refahı olacakla sonuçta ele geçen sağlananı kıyaslanır.
Demokrasi (tabu) imleç ve ekseni, sosyo toplumsa süreçler boyunca içi aktüel tartışmalarla doldurulur olan değişken bir kapsarlıktır da.
Otorite gücü ile otoritenin basıncından etkilenen öznellikler arasında önce bir iletişim olmalı. İletişimin dönüt yaptığı iki uç arasında yanıtlanmalar oluşmalıydı.
Bu iletişimde iki tarafın da gözetilişiyle eğim daha çok güçten; gücün etkisini duyan tarafa doğru olur olası akışlarıyla bir gerçekleşmedir. Gücün etkisine maruz kalanda güce dek korunan yasallığı bilip o referansları da gözeten bir karşılıklı girişme olduğunu hiç bir zaman unutmamalıdır.
Buradaki tabu tarafları tek yanlılıkla abartmamalı aksine karşılıklı bağıntıya göre düzenletilmelidir. Eğer illa bir tercih gerekirse bu tercih yerine göre, insandan yana olmalıdır. Çünkü o inşanın kabili vücudu insandır. Keyfiliklerin olmamasıdır. Zaten insan öznellikleri, yasal olur alanları değil de, bu boşluk alanı dolduracaktır.
İletişiler, denetilir ve katılımcı oluşla demokratik olan tutumlar, demokrasi içinde mütalaa edilir. Bu nedenledir ki demokratik tutumlar, yasalarla şekli şemailleri belirtilmiş olan somut uygulamadırlar. Bu yüzdendir ki demokrasi de soyuttur. Demokratik tutumlarsa güncel ilişkileri içinde ülkelere göre somutlaşırdılar.
Demokrasi, natamam haliyle yetkin olmayan ve süreçle içi dolan olgunlaşmalı bir avatar süreç olur kalıptır. Bu nedenle, güncel demokrasi anlayışıyla ile gelecekteki her şeyi çözemezsiniz. Güncel demokrasi ile de sizden önceyi iyi anlayamazsınız!
Ve de demokrasi sizin üretim ilişkinizi değil, aksine üretim ilişkiniz, demokrasinizi belirler. Anlaşılır olsun, politik olmasın diye şöyle bir örnek vereyim. Demokrasi ile sağlığınızı koruyamazsınız. Eğer siz, sağlık iletişte talebi içinde iseniz ve talebinize yanıt alıyorsanız; demokrasi işliyor demektir.
Ama siz, oluşturulan sağlık projelerini, demokratik bir tutum içerisinde (herkesin mevcut sağlık şartlarını, gerektiğinde sağlık talep edebilirlik haklarını) siyaseten ve hazırda uygulamaya sokabilirsiniz. Yani vatandaşın tümüne şamil, olabildiğince ve ihtiyacı kadar olacakla, eşitlikti talebin aynı aynı öncelikli bir derecelemeyle yararlanma hakkını, temin edebilirsiniz.
Böylece sözleşişle sağlık sorunsalı, talep veren ve talep edenin meşruluğu zemini içine çekilmiş olur.
Yani siz, hak ve sorumluluğunuzun talebi olana cevap veren bu karşılığı, lütfen olan bir minnetle anlamayacaksınız. Verilen hizmetler başa kakışla olunmamalıdır. Hizmet alan da, hizmet eden de, çevrimse olan korunan sorumluluğu bilmelidirler.
Bir kullanımın karşılıklı yükümse olur bağıntılı sorumlulukları gereği bir uygulama sınırlarının bir dışı ile yine sınırların bir içi vardır. Ki durum bağıntıların yasallıkları böylece ortaya konmuş olur.
Yazının başında belirttiğimiz gibi bizde demokrasi otorite yerine konan bir anlama olduğundan, çok kişiler; demokratik bir karşılanması içinde olduğu hallerde, yere kapanır, temenna eder, “Allah razı olsun” demelerin binini bir paraya götürürler!
Demokrasiye dek sınırların içi, bireyler arası ve kurum birey girişmesinin karşılıklı gerektirmesi oluşla, düzenlenişlerle kaynaklanan bir sağlanırlar olmasıdırlar.
Ya da demokrasi bu kural ve kaideleri içinde oldukça vahşi kapitalist sistemdeki gibi toplumsa güçle ortaya koyduğunuz bir olanağın paylaşım aşamasındaki aslan payını, özel kişilere vererek, bir anda üretim ilişkisinin sonucunu, özel kişilerin kâr olanağına çevirmenin de bir durumudurlar!
Şu da bir gerçekleşmeler yasasıdır. Her kesikli sürekli oluş; kendi sınırlı kesikli topaklı yapısından ötürü ileri olan sürece bir fren ilişkisi ortaya koyar demektir.
Ortaya konup ta, süreci kesikli olurla durduran fren ilişkisi, aşılacak olsa bile yine yeni bir karşı direncin oluşması var olacaktır. Bu da demektir ki o girişmenin olgu ve olayı içinde yeni bir boşluklu tanecikli yapı alanın oluşmasıdırlar.
İnsana dek öznel alanların; insan öznelliğinin; insan keyfiliğinin çeşitle oluşup konuşlandığı noktalar, kesikli sınırlı ve tanecikli yapının bu alan boşluğudurlar.
Burada, demokrasi kavramı içinde; demokrasinin herkese göre olur, herkesi mutlu eder gibi afaki durum olurla kavranır olması vardır. Hal bu ki demokrasi, yapılara dek korunan yasa ve işleyişlerin yanında bir sınırlayımdır. Ve bu sınırlanışların içindeki hakları kadarla da, toplumsa güçle girişen bir uzanımdır.
Yapılara dek korunan yasa ve işleyişlerin akışına dek tıkanma yapıcılar akış önünün, sosyo toplumsa ittifakı güçle açılmasıdır. Demokrasi bu kabil kayıp ve kazançlarla olmak zorundadır.
Böylece, demokrasilerin genelde sınıfsal oluşu da ortaya çıkar. Üretim ilişkileri içinde bir kapitalist; yaptığı yatırım hizmetlerinin karşılığını, kapitaliste; ödeye bildiği kadarla, sağlatan olur her bir siyasetlerin politikası da, bir kapitalist için demokrasidirler!
Günümüz üretim ilişkileri içinde, demokrasinin her halükarda bir sınıfsallık özelliği taşıdığı ve bakış yerine göre ifade edilen bir sınıf tutumu olduğu hiç unutulmasın lütfen. Yani demokrasi son tahlilde bir sınıflar egemenliğidir. Bu egemenlik kendi egemenliği altındaki halka, bakın siz de insanca itibar görüyorsunuz, demesiyle de egemenlikler politikleşirdi.
Elbette ilişkilersen olaylar yaşandıkça; bir sınıfın çıkarı için konmuş zorba olan uygulamalarla yapılan mücadeleler, bu çelişkileri de sınıflar arası bir dengeye götürecektir. Tabi uzlaşılarla yerine yenileri kondukça, sınıf çıkarının devamlılığı siz farkında olsanız da, olmasanız da, şeklen sürecektir.
Mücadeleler de, bu yeni çelişkilerle, bu çelişkilere dek yeni demokratik adımlarını atmayla girişecek ve sistemin soru yanıt aşamalarına dönüşecektir. Böylece olay bir önceki toplum sal yükümleniş biçimlemesi olanın, asıl ikame kastını aşacaktır. Eşyanın tabiatı böyleydi. Hiç bir şey olduğu gibi olduğu yerde kalmıyordu.
Tabiri caizse süreç şişedeki alkol gibi kalmıyor. Şişedeki cin ortaya çıktığı zaman kimi keyfi oluşla, kimi kez sizin keyfinize rağmen, sizi ve ortamı değiştiriyordular. Kendilik inisiyatifi çözüm de pek bir şey değildir.
Demokrasilerde temsilcilikler vardır. Bu temsilciliklerden birisi de parlamentonun düzenlenme şeklidir. Burada ki tabu mevcuttaki öznel yapının seçme gücüne dayanıyor olmaktır. Halkın (öznel gücün) kendisi dışında olan ve halkın kendisi olmayan bir güç vardır.
Bu güç, tarihselliğinden ötürü ve halkın üzerinden geleceğe uzamasından dolayı halkı da içeren ve halktan daha büyük olan anlam ve tabu yapısı vardır. Ve halkın gücünden daha büyük olan yapının korunan yasalardan oluşla bir gerçekliği vardır. Bu yapı ittifakı olgularla tarih sel olan, toplumsa olgulu deviniş yasalarıdır.
Bu nedenle yapının kararları, öznel olan millet kararından biraz daha büyük olmak zorundadır. Böyle olunca, tarihi olan ve geleceğe uzayan sistemin korunan otorite gücü; temsili oluşlarla, yargı gibi yasama yürütme gibi toplumsal organ oluşların güçler ayrılığı ilkesi vardır.
Sistem içinde kararlar halk adına verilmez. Çünkü halk olanın dışında birçok sistem çevrimi nedenler vardır. Kararlar tarihsel olmanın zorunluluğu zeminiyle, bugüne denk düşer sağlamalar eşliğinde, yarına uzanır olmanın üç şartını taşır.
Güne denk düşer sağlamalar halk olan ve halktan fazla olan şeylerdir. Artık soyut tabuların yanına, nesnel olan, gözünüzün içine sokulan; somut, ilişiklersen tabular da vardır. Kararlar toplum adına verilir. Toplumun bir ilişkilersen olan ve korunan yapısı vardır. Bu amortisman yapıyı keyfilikler uğruna göz önü etmeyen kararlar; kararın alındığı yerde kalır olacaktır. Toplumun ilişkilersen bağı çözülecektir.
Demokrasilerde pay alma, üretiminizi; gelir dağılımını bölüşmeniz, millet adına olmaz. Topluma katıldığınız oranda, toplum adına olur. Çünkü millet, halk; parçalı yapıdır. Hiç üretim ilişkisine katılmayan büyük bir kesimi vardır. Halkınız etnik ve inanç gibi kültür yapılarını dikkate aldığınız öznel, soyut ve ayrımcı bir yapılaşma tarzıyla ister olacaktır! Halk bütüncül, iradeyi tümleyim bir ifade tarzı değildirler.
Halk ve millet, bütüncül bir somut olurluyu temsil etmezler. Aksine farklı farklı sosyal, etnik ve inançtı kültür oluşların, bir arada bulunan yapısını; hoşgörüce ederek, aynı konuda birçok farklı irade beyanlarını ortaya koyarlar. Siz toplumun otoritesi olaraktan ve bu parçalık içinde nasıl ve hangi millet adına, hangi kararı alacaksınız?
Ya da alacağınız bir vergi kararınız, halkın sadaka, zekât, kefaret, adak verir olma anlayışlarına göre mi olacaktı? Yoksa toplumun çevrimse oluşundan kaynaklı rutin işlerini döndürmek için ortaya konan hesap kitap ve proje mi olacaktı?
Sürecek
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.