- 1706 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
"Boşver"meyin!
"Düşünmek, dahası derin düşünmek çok zararlıdır", “çok düşünme, delirirsin”, ”fazla derine dalma boğulursun”, “çok düşünme kafayı yersin” gibi sözleri sıkça duyarız. Oysa tam aksine, insan düşünmediğinde zor durumlara düşer, akledememesi nedeniyle sıkıntılar yaşar.
Birçok Kur’an ayeti ile insanlara düşünmek emredilirken, bu yaygın inancın ne denli büyük yanılgı olduğu açıktır. Böylece düşünmenin kendisini zora sokacağını zanneden kişinin, Kur’an ayetleri üzerinde düşünmesi de engellenmiş olur.
Ölüm, ahiret gibi konular üzerinde düşünmemek, insanların gerçekleri görmezden gelmek için kullandıkları en yaygın yöntemlerden biri. Bu yöntemle kişi yalnızca kendini kandırır; çünkü gerçeklerden yüz çevirmesi, dünya hayatında ona verilmiş olan sorumlulukları ortadan kaldırmaz.
Allah, "Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap versinler ve bana iman etsinler. Umulur ki irşad (doğru yolu bulmuş) olurlar. (Bakara Suresi, 186) buyurur. Çok açıktır ki, dünya hayatında denenmekte olduğunun farkında olan ve Rabb’imizin çağrısına cevap veren her insan, -Allah’ın izniyle- kurtuluş yolunu bulmuş olacaktır.
İnsanlar, yaşanan zorluklar karşısında kendilerini rahatlatma yöntemleri geliştirirler. “Boşver”, “kafana takma”, “bu da geçer”, “zamanla unutursun” diyerek Allah’ın sınama amacıyla yarattığı musibetlerin ardındaki nedenleri düşünmezler. Başlarına gelen ya da etraflarındaki insanların yaşadıkları olaylardan öğüt almaz, ders çıkararak kendilerinde olan eksiklikleri düzeltme yoluna gitmezler.
Düşünmedikleri için olaylara sadece zahirinden bakar, batınındaki hikmetleri göremezler. Zaten onlara göre yaşanan her şey –Rabb’imi tenzih eder, yüceltirim- rastlantılar sonucu oluşmakta, bütün olaylar kendi doğal akışı içinde gelişmektedir.
Oysa küçük musibetler ya da dünyada yaşanan büyük felaketler, belalar, zorluklar insanların düşünmesi ve ders çıkarması için yaratılan önemli olaylar. Allah’ın her olayı sebep- sonuç ilişkisi içinde ve bir sebebe bağlı olarak yaratıyor olması, ancak bu gerçeği göremiyor olması, çoğu insanı yanıltır. Allah’ın uyarmak için verdiği musibetleri ve belaları unutmaya, düşünmemeye çalışan bu kimseler, "Bu Allah’ın bir uyarısıydı" diye düşünmez, “doğa olayı”, “şanssızlık” şeklinde açıklama getirirler.
Allah musibet, felaket, bela gibi zorlukları vererek, gerçekte insanlara merhamet etmekte, tanıdığı fırsatlarla kullarının ibret alıp davranışlarını düzeltmelerini istemektedir. Bu musibetler, ahiretteki azabı hatırlatması için insana verilen dünyevi azaplardır.
Yaşadıkları rahat hayat da ölümü ve ahireti insanlara unutturur. Rabb’imiz insanları adeta sarsarak, gaflet uykusundan uyandırmak ister. Çünkü insanlar, Allah’ın emir ve yasaklarını uygulama konusunda sorumludurlar ve ölüm de yakındır.
Kimileri, Allah’ın kendilerine gazaplanmasından endişe duymaz, yaptığı uyarı ve hatırlatmaları -haşa-ciddiye almaz, "bu tehdit, bize ve bizden önceki atalarımıza yapılmıştı; bu, geçmişlerin uydurma masallarından başka bir şey değildir" diyerek, Rabb’imizin kudretini gereği gibi takdir etmediklerini belli ederler.
İnsanlar, "boşver, aldırma” diyorsa da inanan insan için hiçbir şey boş değildir. Allah bir görüntüyü izletiyor ve bir şey işittiriyorsa mutlaka bir nedeni vardır.
Hayatları boyunca düşünmekten kaçınan insanların, gerçekleri tüm netliği ile görecekleri ve derin derin düşünecekleri bir günün geleceği kesin. "Her bir nefsin hayırdan yaptıklarını hazır bulduğu ve her ne kötülük işlediyse onunla kendisi arasında uzak bir mesafe olmasını istediği o günü düşünün..." uyarısını ciddiye almayarak "o gün" düşünmenin hiçbir yararı olmayacak. Dünyada elde etmek için sürekli çaba gösterilen şeylerin bir anlamı olmadığını görmek, yazık ki insana yürek acısı olacak.
Fuat Türker