6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
418
Okunma

O değil de;
Eskiden hastaneler çok pisti. Harbiden çok pisti hatta iğrenç ötesiydi. Niye öyle çok pisti niye denetlenmezdi, akıllara zarar bir ihmal akıllara zarar ziyan bir durum...
Bugüne gelindiğinde ise genel anlamda temizlik açısından oldukça iyi durumdalar.
Sıkıntı bununla bitmiyor. Bir taraftan iyileştirilen sağlık sistemi diğer taraftan komikliklerle dolu.
Temsil;
’Randevu Sistemi’ diye adlandırılan ve cümle içinde klas duran bir ifade biçimi var. Cümleden çıkarılıp pratiğe döküldüğünde ise berbat bir uygulamayla karşılaşıyoruz.
Hastalardan insanüstü yetenekler bekleniyor. Ne vakit hastalanacağını bir hafta on gün önceden bilmek gibi... Bileceksin ki ona göre randevu alacaksın. Aksi halde tedavi olamazsın.
Ha! acile gitmek serbest. O’nda da ilk tedavin yapılır, sonra yine polikliniğe sevkedilirsiniz. En iyi ihtimal bir hafta sonraya gidebilirsiniz... Belki duruma göre daha da sonrasına...
Bir diğer olay; evde herkes internet ve/ya telefon kullanmak zorunda mı!
Konunun tam da burasında ’Aile Hekimi’ uygulaması devreye giriyor. Başınız ağrıdığında doktorunuza gidebilirsiniz ama dişiniz ağrıdığında gidemezsiniz. Burnunuz aktığında gidebilirsiniz ama kalbiniz teklediğinde gidemezsiniz...
O değil de;
Kalbinize iyi bakın...
’Kalbine iyi bak sevgili sûfî…
Mevlânâ’nın Uzak dediğin yer ancak bir karış diyerek adres verdiği kalbine…
Aşk’ın Hüsn için nice basamaklardan geçip, nice engelleri aştığı kalp ülkesine…
Sedef içinde inci gibi parlayan kalbine…’
O değil de;
İyi bayramlar.