- 627 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Bir Kez Daha Kaybettik
Gece yavaş yavaş lacivert çarşafını yer yüzüne sererken yüzünde belirli belirsiz bir titreme oldu çocuğun. Gözleri önce irileşti, ardından göz bebekleri ufaldı. Nemlendi sonra o cam yeşili gözler. Sanki uzaklardan bi beklediği gelmişti. Yada bir müjde almışı muaveradan.
Karıncalanmalar başladı ellerinde önce. Hayır hayır önce parmakları karıncalandı. Hatırlıyordu bunu. Bazen ayağının üzerinde fazla kaldığında olurdu. Şimdi sanki biraz farklıydı. Ellerinin karıncalanması geçsin diye, ovaladı bir süre. Bir süre mi? Belki de saatlerce...
Işık gözlerinden yansırken o camlara ve içindekilere odaklandı. Bir anne baba kız çocuklarını aralarına almış bir şeyler anlatma çabasındaydı. Ama kız o kadar güzel görünmüştü ki o an ona ne anne baba kalmıştı etrafta, ne bir cam perde, ne ışık ne karanlık ne sıcak ne soğuk. Ne de bir madde. Belki melekler bile çekilmişti aradan. Sonra gözünün önündeki kız aniden yok oldu. Her taraf karıncalarla kaplandı. Evet evet karıncalar. Kırmızı yeşil mavi sarı siyah. Sanki tüm dünyadan karıncalar toplanmıştı önüne. Her renkten...
Elinde bir el hissetti ardından. Sıcak mı soğuk mu kestiremediği. Belki de sertti. El onu yukarıya çekmeye başladı. Başını kaldırdığı zaman kızı gördü tekrar. Onun eliydi. Ona doğru uzandı ve birlikte yükselmeye başladılar sanki. Ama ne yükseliş. Sanki her nefeste biraz daha hafifler gibi. Her nefeste daha özgürleşir gibi...
Sabah bembeyaz karlar üzerinde yatan cansız bedeni gören kadın bir kez daha kaybettiklerini düşündü insanlıklarını...