- 871 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BELKİ...
Belki dedim çıktım yola. Sıcak bir nisan sabahı yüreğimde kuşlar cıvıl cıvılken ve bir matemin yıkıcı ağıtlarını susturmaya çalışırken. Ağlama diyordum sevdamın son gözyaşına susmuyordu. Her adımımda sanki ona yaklaşırken inanıyordum bahtıma yine ansızın çıkıverecekti karşıma. Böyle yürüyordum kalabalık caddede, sesler susmuş klaksonlar çalmıyordu. Solmaya yüz tutmuş nisan laleleri. Gülüşü, sesi, uzaktan öylece bakışı herşeyiyle hafızamda öylesine yaşıyordu ki bir an bile ondan ayrı yaşamak imkansızdı. Aşkın ötesindeydim bunu biliyordum. Ve o küçük belkinin, büyük umuduyla çaldım kapıyı. Herkes vardı o yoktu... yalan mı söylemişti içimde ki kuşlar, bahtım yine karalar mı giymişti. Bu defa olmayacaktı söyledi aslında yol boyunca solmaya yüz tutmuş boynu bükük laleler. Seneye bir daha açarız dedi uzaktan henüz diğerleri kadar solmamış olan .Üzme ümidini belki dedi seneye... Senede birgün şarkısını söylemek an meselesiydi bu defa inanmak isteyerek. Oysa ilk izlediğimde Nazlı ile Emin i biraz alaycı izlemiştim.Nayır nolamaz deyip güldüğüm yıllar... Gün geliyor senede birgünün belkisine nasıl da sığınıyor insan.Ve nasıl olmadıkça oldurmaya çalışıyor... Her sözden bir mana çıkartmaya çalışıp, ip uçları aramak ona dair, nasıl bir çaresiziliktir bilemezssiniz.Tanıdığı yüzlere bakıp bir söz aramak. Bulunması muhtemel yerlerde, manzaraya o bakmıştır umuduyla bir daha bakmak ve ne düşünmüştür diye onun düşüncelerinde gezintiye çıkmak.Ah işte İSTANBUL da sevdiğinin izini aramak. Baharın müjdecisi sıcak bir günde kalbimde bir fırtına çoktan esmeye başlamıştı. Derin bir mavilikte alabora olmuş fakat hala nefes almaya çalışıyor gibiydim. Gözlerimde ki o cılız ışık bir anda kaybolmuştu ve hiç bir şey yarım saat önce taşıdığı anlamı taşımıyordu. Kendi sesim bana yabancıydı.Yorgun argın evine dönen bir işçi kadar huzura muhtaçtım. Neydi beni böylesine umudun peşine düşmeye mahkum eden duygu. Özlemiş miydim? Yalnız mıydım? Yoksa yine gönlümün uçsuz bucaksız iklimlerinde hangi mevsimde olduğumu bilmeden savruluyor muydum? Kimdim ben ve burada ne arıyordum. Güzel başlayan bir ruyadan kabusla uyanmış gibi fırladım yerimdem.Ne ardıma ne de yamındakine bir hoşcakal demeden attım kendimi yine kalabalık caddeye. Öyle yağma yok bu defa bende kalabalık geliyordum. Ben, içimdeki volkan, ve bir de bu volkana su serpen kocaman bir BELKİ hep beraber geliyoruz bekle sevdiğim İstanbul yine düştüm eline.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.