Fırtına
Ev loş bir mum ışığı ile aydınlatılmıştı ve sönmek ile sönmemek arasında can çekişerek ve titreyerek yanan mum evde bir koltukta oturan kadının uzun gri siyah saçlarında parıltılar oluşturuyordu. Kadının yüzündeki acı çizgilerini daha da belirginleştiriyordu.
Evin salonu gibi duran ve kadının oturduğu barok tarzı koltuk ise şöminenin yakınına yerleştirilmiş hemen koltuğun karşısında ise küçük bir cam bulunmakta idi .
Kadın cama yöneldi perdeyi kaldırdı dışarıda karanlık gecede korkunç bir sesle deli bir fırtına önüne çıkan her şeyi sürüklüyor kadının camının önünden dallar bez parçaları yağmur damlaları ve toz bulutları bir birine karışarak akıp gidiyordu.
Kadın perdeyi kaldırıp korku ile baktığı bu fırtınanlı gecenin içinde arda arda çakan korkunç şimşekler ile aydınlatılan bahçeye göz attı dışarıda bu havada kimse olamazdı ama kadın nedense içindeki kıpırtıyı önleyemiyordu.
Bunun gibi bir hava idi diye düşündü kadın yıllar önce böyle bir hava idi gözlerinde biriken yaşları elinin tersi ile iterek O gitti dedi içinden O böyle bir havada gitti.
Tam 10 sene önce idi ozamanlar kadın mutlu idi hemde çok mutlu oğlu kocası ve kendisi bu evde yaşıyorlardı eski bir evdi şehirden uzakta idi Kocası evlendiklerinden sonra herşeyini satmış bu evi almıştı kışları zor gecerdi hele ki mevsim değişikliklerinde kocası eskıden tüccardı sonra şehirde sıkılmış ve taşraya yerleşmeye karar vermiş her şeyi satıp bu evi almış ve buraya yerleşmişlerdi ozamanlar oğlu henüz 15 yaşında idi kadının ve hayatın onlara ne getireceğini hiç biri bilmiyordu.
Bunları düşünürken rüzgar dahada sertleşti dışarda bir dal koptu ve kadının baktığı cama doğru esen rüzgarla ilerledi ve kut diye çarptı kadın korku ile geri adım attı ama gözlerini camdan ayırmadı .
Sonra tekrar eskiye döndü evet kocası buraya yerleşince kendini sandal üretimine adamıştı yıllarca sandallar yaptı ve adı duyuldu işte bu günlerde birgün bir adam geldi kocasını sordu kadına oğlu ozamanlar 17 filandı kadın adamdan ürktü sebebini bilmiyordu ama ürktü kadınca bir içgüdü idi belki kocasının yerini tarif etti adama ve oğlu ile gidebileceklerini söyledi ah dedi bir anda keşke keşke bunu hiç demeseydim.
İşte ne oldu ise o zaman olmuştu ve bu adam oğlunu onlardan almıştı kocası eve geldiginde akşamdı ve kadın oğlunu sordu nerede o dedi kocasın kım dedi kocası oğlumuz dedi kadın sana bugun bir müşteri gönderdim oğlumuz yolu gösterecekti ve şimdi senle olduğunu sanıyordum ama o gelmedi nerede o
ve kocası anlamayan boş ifadeler ile kadına bakmıştı ben oğlumuzu hıç görmedim sen ne diyorsun hangi adam ve sonra olan olmuştu kocası evden fırlamıştı ve koşarak sahile işyerinin olduğu yere gitmeye çabalamıştı dışarda aynı bu gece gibi bir fırtına başlamış ve kadın beklemiş beklemiş beklemişti sonra kocası gelmişti ama oğlu yoktu ve bu tam 10 yıl önce idi . Sonra zaman geçmiş oğullarını bulamamışlar kocası üzüntü ve acınında etkisi ile iki sene önce ölmüş kadın ise acılarını içine gömerek beklemeyi sürdürmüştü.
Şimdi bugun bu fırtına çıkınca eski mazı gözünün önüne gelmişti kadının ve nedense bugun farklı idi bugün çok farklı oğlunun kaybolduğu o gün kü o his gene içinde idi .
Sonra camda bişey gördü kadın dışarda eve doğru gelen bişey bir gölge kadın heyecanlandı. hızla ilerledi kapıyı açtı korkunç fırtına ve rüzgar eve dolmaya başladı titreyen mum son nefesini verdi heryer zindan gibi karardı sadece şimşekler geceyi deliyordu kadın seslendi Emre oğlum Emre sensin biliyorum gel annene seni çok özledim .
Fırtınanın ve rüzgar ile yağmurun gölgelerinden bir karaltı çıktı sonra kadına yöneldi.
Onu kucakladı ve içeri aldı kapıyı kapattı .
Kadın kendine gelirken kendisini şöminenin yanında yerde yatarken buldu yanında uzun boylu bir adam duruyordu kadın göz yaşları ile yerden doğruldu Emre oğlum dedi Nerede idin .
Genç adam konuşmadı sadece kadına baktı yüzünde ufak bir gülümseme belirdi. Kadın ellerini uzattı ama elleri boşluğu yakaladı gözlerinden bir damla süzüldü fırtına her seyi alıp götürüyordu kadın korkunç bir çatırtı duydu ve büyük bir gürültü sonra gözleri kapandı.
Ertesi gün yörede yaşayanlar kadının cansız bedenini buldular fıtınadan kopan bir ağaç evi yıkmış kadın yıkılan evin altında oğlunu beklediği o camın önünde yerde ölmüş yatıyordu elinde ise bir kağıt vardı.
Komşular kağıdı kadının elinden zorla aldılar.
Bir komşu yazanları okudu ve irkildi diğerleri ise kulaklarına inanamıyorlardı.
Notta "Anne Seni Özledim Sensiz Geçen Yıllarda Hep Seni Özledim Artık Bugün Seninle Kavuşacağım Seni Seviyorum Hep Sevdim Seni Almaya Geldim İmza Emre" yazıyordu.