23 NİSAN ÇOCUK GALASI

• 24 Nisan 2012 Salı 13:34:12

‎
23 NİSAN ÇOCUK GALASI’NIN DA İÇİNE ETMİŞLER:(((

Her yıl heyecanla bekler ve hayranlıkla izlerdim dünya çocuklarını...
Bu gün de heyecanla bekledim ve hayal kırıklığına uğradım:(

42 ülke davet edilmiş, çocukları gelmiş...
Ne olmuş?
yayın saatini neredeyse 15 dakika geçtiler reklam yayınlarıyla...
Sonra karanlık bir sahne ortamında yüzleri bile görülmeyen çocuklarımızın Mevlana gösterileri yer aldı...
Derken nasıl olduysa konuk ülkeleri anımsamış olmalılar,
1’er dakikalık gösterilere çıktı konuk minikler...
Hem de karanlık bir sahnede...
Yüzleriniz bile görünmeden...
Siz, örneğin, çocuklarınızı diyelim ki İskandinav ülkelerinden İsveç’e göndereceksiniz, 1 dakikalığın a sahneye çıkartacaklar...
Bunun anlamı, "defolun gidin! Bir daha gelmeyin!" demektir...
Yazık...
Yazık ki ne yazık...

Sık sık reklamlarla kesildi yayın...
Ve yine bizim çocuklar...
Can sıkıcı müzikler eşliğinde dönüp durdular...
Yüzleri bile görülmeden...

Canla yayının sunucusu bile görüntülenmiyor...
Ne Atamızın ismi yaddediliyor, ne ulusal egemenlik...

Atamızın çocuklara armağanını dünya ülkeleri de takdir etmiş, bu günü dünya çocuk günü olarak kutluyorlardı...
Giderek arta arta konuk ülke sayısı 42’ye çıkmıştı...
Artık zor bulurlar bunca konuk ülkeyi...
Yazık ki ne yazık:(((

3 çocuk yap 5 çocuk yap...
Sizin için hizmetçi lazım çünkü...
Gemiciklerinizde, Villalarınızda...
Yazıklar olsun:(((

Bari 2004 yılında büyük bir keyifle izlediğim programdan izlenimleri paylaşayım sizlerle...
Oysa dün akşamki programı böyle allandıra ballandııra anlatmayı ne kadar isterdim:(

DÜNYA ÇOCUKLARI CIVIL CIVIL

Koşuyor altı yaşında bir oğlan,
uçurtması geçiyor ağaçlardan,
siz de böyle koşmuştunuz bir zaman.
Çocuklara kıymayın efendiler.
Bulutlar adam öldürmesin.
Nazım Hikmet*

Her yıl 23 Nisan tarihini büyük bir heyecanla beklerim. Tıpkı çocuklar gibi.

Onlar bayramları için sevinirler. Ben de onlar adına sevinirim. Ama benim asıl heyecanla beklediğim son 26 yıldır yapılan Dünya Çocuk Şenliği’dir. Bu yıl da öyle oldu…

TRT-1’de sunuculuğunu Hakan Urgancı yanında Deniz Kabakçı adlı bir minik kızın başarıyla yaptığı program yıllardır bu programla özdeşleşen Halit Kıvanç’a övgü sözleriyle başladı. Küçük deniz “Seni seviyoruz Halit Abi!” derken gözleri sevgi fışkırıyordu.

Beyaz Rusya ile başladı miniklerin gösterileri. 30. ve son sırada ev sahibi Türkiye adına TRT Halk Oyunları Topluluğu’nun harika gösterisini izledik.

Pırıl pırıl sevgi dolu çocuklar, cıvıl cıvıl… Kimisi müzik veya şarkı eşliğinde oynadılar, kimileri yalnızca şarkı seslendirdiler. Kimi ülkelerin çocukları ise çalgıları da kendileri çaldılar. Büyük üstatları aratmadılar…

Dillerini anlayamadığım bu çocukları izledikçe içim sevgi ile dolup taştı. “Kim bilir neler söylüyorlar! Ama kesinlikle iyi şeyler söylüyorlar. Gözlerinden mutluluk fışkırıyor.” Diye geçiriyordum içimden hep….

Gürcistanlı çocuklar ülkemize bir jest yaptılar. Bizim dilimizden Candan Erçetin’in “Elbette” parçasını seslendirerek…

KKTC çocukları da başlarında ters kapatılmış içi su dolu bardaklarla gösteri yaptılar… Belki son defa ülkelerin ismini kullandılar. Kim bilir?

Tüm mevsimlere sahip ülkemizi ilk defa görmüş olan Özbekisten’ın minikleri ise gözümde öylesine şeker şeyler olarak göründü ki, ne kadar duygulandığımı anlatamam.

Afganistan’ın minikleri “Dünya çocuklarına kucak açtığınız için teşekkür ediyoruz. Burada yaktığımız kardeşlik meşalesini ülkemize taşıyacağız. Bu güzel hediyesi için M.K. Atatürk’e teşekkür ediyoruz” sloganıyla çıktılar sahneye.

Bir zamanlar Melike Demirağ’ın Arkadaş adlı parçasının müziğiyle sahneye çıkan Filistin’li minikler Türk çocuklarını kendi ülkelerinde ağırlamak istediklerini söylediler.

Bosna-Hersek’in minikleri siyah beyaz renklerle sahneye çıktılar. Sonra üzerlerindeki siyah beyaz kıyafetleri çıkartınca gök kuşağı gibi rengarenk oldular.

Bu arada 7-17 yaş Karikatür Yarışması başarı ödülleri verildikten sonra sahneye genç kızlık çağına adım atmış kızlardan oluşan Slovenya ekibi çıktı ve Sertab Erener’in Eurovizyon şarkısı eşliğinde gösterilerini sundular..

Azerbaycan minikleri Kafkas kıyafeti ile iyi anımsadığım fakat çıkartamadığım bir Türk müziği eşliğinde dans gösterileri yaptılar.

Kazakistan minikleri çocukların çalgıları eşliğinde melek dansı yaptılar. Meksikalı minikler ise tavus kuşu başlıklarıyla gösterilerini sundular.

TRT Halk Oyunları ekibi ise Doğu Karadeniz halk oyunlarından gösteriler sundu.

Bundan sonra tüm çocuklar sahneye davet edildi. Tüm ülkelerin çocukları cıvıl cıvıl doldurdu salonu ve gösterilerini hep birlikte sundular.

Program bittiğinde içim sıcacık hislerle doluydu. Artık 365 gün beklemem gerekecek yeni bir gösteri için. Ama bu minikleri izlemek için değer…

Yine bekliyorum sizleri yavrularım. Yaşadığım ve bu şenlikler olduğu sürece sizleri izlemeyi sürdürmeye çalışacağım…. Sizleri çok seviyorum yavrularım….

* * *

Çocuklara kıymayın efendiler…

Nazım Hikmet’in bu sözlerini bu çocuklarla nasıl özdeşleştirebiliriz. Bu çocuklara kim kıyıyor ki?

Oysa kıyıyorlar. Halen savaşlar sürerken çocuklar da nasibini alıyor. Ama ben bu sözü o açıdan düşünmedim. Buradaki cıvıl cıvıl sevgi dolu çocuklara da yakında kıyacaklar.

Bu sevgi dolu, ırkçılık, sömürü için savaşmak, ulusal düşmanlıklar nedir bilmeyen, hepsi birden salonu doldurduğunda çeşitli ırkların, ulusların çocuklarının hep sevgiyle birbirlerine baktığı, asla nefret duymadığı bu çocuklara yakında kıyacaklar..

Bu çocukları eğitecekler, düşmanlık, kin, ırkçılık, üçkağıtçılık, ne varsa öğretecekler bunlara. Bu çocuklar günümüz dünyasının büyükleri olduklarında çoğunda o sevgi dolu yüreklerin yerini o sevimsiz nitelikler alacak…

Bunu düşünmek çok üzüyor beni.

Kadir Tozlu
26/04/2004

* Nazım Hikmet’in bu güzel şiirinin tamamını ekli linkten okuyabilirsiniz.
"nazimhikmet.fisek.com.tr/siir/bulutlar.htm"