MEKTUP!
Bir mektup yazmak isterdim hep birilerine ama günün birinde bir hayale her gece bir mektup yazıp, her sabah yırtıp atacağımı hiç düşünmezdim..
MEKTUP!
Sevgili .....
Daha adını bile bilmiyorum senin.. Sadece hayatımda bir kez gördüm, bir kez bakıştım senle.. Şimdi sana yazdığım binlerce mektuptan birini daha yırtıp, atacak yer arıyorum.. İnandığım bir şey, bir sabah anlamsız geliyor bana ve ben bunu yaşadım, ya da şununla bunları paylaştım diyemeyecek kadar da, adaletsiz oluyorum bu durumlarda..
Yazık o sayfalara.. O sayfalar uğruna kesilen ağaçlara yazık! Şimdilerde daha az olsa da, düşünmüyor değilim; bildiğim bir gerçeğe hayal deyişimde bu düşüncelerden kaynaklanıyor.. Ben kendine hakim biriyim, hayatım boyuncada kendime hakim olmayı bildim.. Sınırımı çizdim ve öyle yaşadım.. Önceliklerim oldu hep.. Neyin daha vazgeçilmez, neyin daha önemli olduğu konusunda da, önceliklerimde bazı duygularım baskın çıktı.. Bir anlık değildi heveslerim, geçici değildi.. Ama kalıcı heveslerimide terbiye etmeyi öğretti hayat bana..
Aslında sana o kadar cevap verip, şimdi tutup kendimden bahsetmem ne kadar mantıksız değilmi? İşte böyleyim ben.. Uzun bir zaman önce duygularımı dizginlemeyi öğrenmekle bunu hayata geçirmek beni bu hale getirdi..Sen yinede tahmin bile etme içimdekileri.. Ama iyiyim.. En azından unutacak kadar kalleş değilim.. Aklıma geldiğinde titreme ve üşüme nöbetlerim olmuyor artık.. Ağlamayı zaten unuttum desem yeridir.. Ama aklıma gelişinde gülümsüyorum.. Kendi deliliğime.. Şimdi bunlarıda sana neden yazıyorum bilmiyorum ama sandığım gibiysen eğer, iyi olmanı diliyorum.. İyi ol! benden haberin yokmuş gibi yaşa..Sev, sevil, mutlu ol! Hep gül! Bunlar yırtık sayfalardan kurtardıklarım.. Teselli vermeye çalıştığımı düşünme! Kimin ne kadar teselliye ihtiyacı vardır Allah bilir..
Senin de, istediğin gibi herşey yalan oldu.. Sende istemeseydin bu olmazdı.. İyiki istedin, hiç kızmadım buna.. Sevindim beni anladığına.. Hani şöyle bir düşününce, kendi çapımda; benim umudumun bile umudu yoktu.. Hiç olmadı. Oldurmadım.. Bunları bil! Bir bekenti medet ummadım hayattan..Dua bile etmedim olmayacak şeyler için.. Sadece içimden geçenleri edebi bir kağıda döktüm, onlarında izi kalmadı şimdi..
Sanırım böylesi, senin içinde, benim içinde en iyisi.. İkimiz diye birşey yok! Olmadı! Olmasında..
Bir gün gelir hani o diğerleri gibi benide unutursun..Bende diğerleri gibi senide unuturum.. Belki birgün anımsarız bir martının gökte dans edişinde birbirimizi.. İşte o zaman bunun ne olduğuna dair söyleyeceğimiz kelime önemli, o bir özet olur bize o zaman anlarız.. Biten şeylerin üzerine konuşmak kolay olur.. Belki bir gün ikimizde aynı anda farklı kişilere, birbirimizden bir hata olarak bahseder pişmanlığımızı dile getirir ve yolumuza devam ederiz.. Belkide buna en uygun cümle çocukluk olur yıllar sonra.. Ama dedim ya, o gün söyleceğimiz kelime bir özet olacak yaşadığımız şeye, ya da yaşamadığımızı var sayıp bir rüya gibi bulanık görüntülerle anımsayacağız bunu..
Her neyse, mektuplarımdabu kadar katı değilim, bu kadar mesafeli, nedense karşına geçince böyle oluyorum.. Onun için hiç karşıma çıkma sen en iyisi..
Kendine iyi bak, onun suçu yok! Tüm suçu bana yükle ve onla barış. Artık karış hayata, unutmak için benim gibi sende..
..eser..