Yaşamın Kendine Göreceliği
Vasat bir günün sıradan yorgunluğunu taşıyordum her zamanki gibi.Hayatın öğrettikleri kadar,yaşatmamaya ant içtiği sıralı beklentiler,ipe sapa gelmez hayali kaoslar ile sürükleniyordum saatin akrep ve yelkovanları arasında.Gün Kızaklarını çekiyordu zamanın bilinmezliğine,ben ise güncel hesaplamaları yapıyordum bunca curcuna arasında.Hayatın içerisine mi atıyordu aritmileri kalbimiz?Soyutlanmış bir bedenle yalnızlığa mı?
Sevdik diyorsak bir nedeni oluyordu artık,su gibi,toprak gibi koşul aramamazlık yoktu. Saatlerin bunca koşuşturmasında yine de bencil duygularımızı soyduğumuz biz,hummalı bir telaş içinde sevgiye yo(ğ)ruluyorduk.Öyle değil mi zaten yaşamımız sıcak bir tebessüm karşısında bir kap su gibi iyiliğe şekillenmiyor muyduk? Eğer günah varsa bana günahtan daha yakın bir tanrı olduğunu biliyordum. Herkesin bir sebebi var. Yaşam kendine göreydi,sebepler kendine göre.Sevgiye adım atmak büyüdükçe zorlaşırken içimizde çocuk hala tanımıyor ne gelenek,ne kural ne de töre...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.