- 883 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
HUZUREVİ 14
Vakit bayağı ilerlemişti. Vakit öğleni geçmişti, yavaş yavaş huzurevi sakinlerinin yakınları gelmeye başlamıştı. Dünkü polisiye olaydan sonra, yakınlarını anne babalarını burada bırakıp evlerine gitmişler. Gece hiç biri huzurlu uyuyamamıştı. Bütün gece burada bulunan yakınlarını düşünmüşlerdi. Huzurevi dediğin, huzurlu yaşlıların yaşayabileceği sakin bir ev olması gerekirdi. Oysa burası soyguncular, polisler, televizyonda filmlerde olan olayların olduğu bir yer haline gelmişti. Onun için birçoğu buranın güvenli bir yer olmadığını düşünmeye başlamışlardı. Yakınlarını alıp götürmeye geldiler, itiraz dinlemeyeceklerdi.
Suna’nın oğlu torunuyla geldi, annesini eve götürmeye kararlıydı. ‘’Hadi anne hazırla eşyalarını seni eve götürmeye geldim’’, dedi. Suna oğluna bakıp ‘’ Karın bu işe ne diyor, o da istiyor mu?’’ diye sordu. Oğlu, ‘’O da istiyor gelmeni evde sana hazırlık yapıyor’’, dedi. Dün gece buradan eve gidince, karısıyla yaptıkları tartışma aklına geldi. Karısı bas bas bağırıyordu, ‘’ Anneni istemiyorum, onun orada rahatı iyi, ne diye getiriyorsun’’, demişti. Evi birbirine katmıştı. Bu sefer karısını dinlemeyecekti, karısını dinlemeyecek annesini eve götürecekti.
Suna elini oğlunun omzuna koydu, gözlerini oğlunun pişmanlıkla bakan gözlerine baktı. ‘’Bak oğlum beni dinle’’ dedi ve konuşmaya başladı. ‘’Beni huzurevine bırakmayı düşündüğünde çok üzülmüştüm. Oğlum bunu bana nasıl yapar, ben onu doğurdum bu yaşa getirdim. Ben onun için gerekirse canımı veririm ama o beni koca evine sığdıramadı dedim’’. Oğlu konuşmak istedi ama söylenecek bir şey yoktu. Suna oğlunun konuşmasına izin vermedi. ‘’Beni dinle sonra ben burasını buldum, geldim gördüm. Oğlumun evine benzemiyor, yanımda oğlum torunlarım yok ne kadar güzel olabilir ki dedim. Zaman geçtikçe burasını sevdim, burada arkadaşlarım var, etrafına bak hepsi benim arkadaşım. Ben onları çok seviyorum onlarda beni seviyorlar. Sonra her gün macerada yaşıyoruz, arada eğlenceler tertipliyoruz. Yemeklerimiz güzel, odalarımız temizleniyor, üstümüz başımız yıkanıyor. Hastalanırsak bir şey olursa diye ambulans kapıda bekliyor. Ben burada rahatım hem de çok. Burada çok mutluyum ve huzurluyum. Hem gelinimin de beni istemediğini biliyorum. Önemli değil gerçekten siz mutlu olun yeter. Bende burada mutluyum seninle gelmeyeceğim. Senden tek istediğim beni sık sık ziyarete gelmen. Gelirken torunlarımı da getir, başka şey istemiyorum’’, dedi.
Oğlu diyecek bir şey bulamadı, annesine hak verdi. Annesine sık sık ziyarete geleceğine, onu hiçbir zaman yalnız bırakmayacağına söz verdi. Akşama kadar sohbet ettiler geçmişten, babasından ve küçüklüğünden konuştular. Çok güzel bir gün geçirmişlerdi.
Sadık’ın telefonu çaldı, baktı oğlu arıyordu. Telefonu açtı, oğlunun sesi hala daha tedirgindi. ‘’Baba biz her şeyi toplayıp vatana dönüyoruz. Seni orada bırakmayacağım, oradan ev tutacağız ve sende yanımızda yaşayacaksın. İtiraz istemiyorum’’, dedi. Sadık oğluna susmasını ve kendisini dinlemesini istedi.
Sadık anlatmaya başladı.‘’Bak oğlu yıllar önce bir belediye otobüsüne binmiştim. Şoför kendi kendine konuşuyordu. Ne oldu, hayırdır kardeşim, diye sordum? Şoför başladı anlatmaya arka tarafta ki koltukta oturan ihtiyarı görüyor musun? Dedi. Evet dedim. Belediye otobüsleri saat 10-16 arası 65 yaş üstü yaşlılara bedava. O ihtiyar adamcağız saat 10 da belediye otobüsüne biniyor, saat öğleden sonra 4 e kadar bizimle birlikte geziyor. Bir gün sordum, amca sen neden bizimle saatlerce otobüsle geziyorsun, senin evin yok mu? Bana ne dedi biliyor musun? Ne dedi kardeşim dedim. O ihtiyar bana evde suratsız bir gelin var, bana sürekli laf sokuyor. Temizlik yapacağım misafir gelecek, diye beni evden gönderiyor. Bende bu soğukta sokakta gezeceğime otobüsle geziyorum, hem otobüs sıcak dedi. Kahveye gitmeyi de sevmiyorum, sigara kokuyor dedi. Oğlun bu işe ne diyor amca dedim. Oğluma söyleyemiyorum, o üzülmesin diye dedi. Anladın mı oğlum ben böyle bir ihtiyar olmak istemiyorum’’, dedi.
Oğlu, babasının konuşması bitene kadar onu dinledi.’’ Tamam, baba o zaman kızında kalırsın o da geliyor, biz sana o adam gibi yapmayız’’, dedi Ahmet ise ‘’Oğlum kız kardeşinde olsa aynı evde zor. Onunda kocası çocukları var, bir ailesi var. Ben burada çok mutluyum, çok rahatım. Kimseye minnetim yok, hem bize burada çok iyi bakıyorlar. Sen beni merak etme, izine geldiğinizde beni ziyaret edin yeter başka bir şey istemiyorum’’, dedi. ‘’ Tamam, baba sen bilirsin ama orada rahat edemediğin düşündüğünde söyle hemen gelelim’’, dedi. Sadık, oğluna ‘’Tamam’’ diye, söz verdi. Bir yandan da oğlunun dedikleri hoşuna gitmişti. Sadık gururla ‘’İyi evlat yetiştirmişim. Hayırlı evlatlarım var çok şükür’’, dedi.
O gün huzurevinde çok duygusal anlar yaşandı. Oraya gelen yakınlar orada kalan büyüklerinin çok mutlu ve huzurlu olduklarından emin oldular. Onların tek istedikleri, kendilerini yalnız, terk edilmiş hissetmemeleri ve sık sık ziyaretlerine gelmeleriydi. Başka bir şey istemiyorlardı, hallerinden çok memnunlardı.
Rıdvan ile Yaren birlikte koltukta oturuyorlar ve ziyaretçilere bakıyorlardı. Onların ve birkaç kişinin ziyaretçisi yoktu. ‘’Bizim gibi ya kimseleri yok yada yok saymışlar’’, dediler. Her ikisi de çok güzel anlaşıyorlardı. Şu anda ikisi de duygularından emin değildi.
Ahmet ile Gül karşılıklı elle oturmuşlardı, gözlerinde aşk vardı. İlerisi için hayaller kuruyorlardı. ‘’Bu yaşta bile aşık olunabiliyormuş ve hayal kurulabiliyormuş demek ki’’, dediler. Ahmet, ‘’İnsanın içinde yaşama sevinci ve umut varsa yaşın önemi yoktur. Hayat çok tuhaf her şeyi unuttuk derken ve her şeyden vaz geçmişken tekrar her şeye yeniden başlanabiliyormuş demek ki’’, dedi. Gül sevdiği adamın gözlerinin içine bakıp,’’ Biz hiçbir şeyden vaz geçmeyelim özelliklede birbirimizden’’, dedi. Sevgiyle birbirilerine baktılar. Bu yaşlarda gençlerin ki gibi aşkta tutku ve arzu olmazdı. Aşk onlar için sevgi, saygı, muhabbet ve can yoldaşı demekti.
Akşam olmuştu, yemekler yine çok iyiydi. Yönetici, soygunculardan kurtulduktan sonra yemek konusunda torpil geçiyordu. Yemeklerini yedikten sonra herkes çaylarını içerken bir şeylerle ilgilenmeye başladılar. Bazıları okey, tavla gibi oyunlar oynuyor, kimisi kitap okuyordu. Kadınlardan da bazıları elişi yapıyor yada başka şeylerle ilgileniyorlardı.
Televizyonda haberlerde yine iç karartıcı haberler vardı. Bu gün gelen gidenden kalabalıktan haber izlememişlerdi. Spiker yeni habere geçti, ekrana görüntüler geliyordu. Ağlayan insanlar, ortalıkta koşturan insanlar vardı. Gösterilen yer mahşer yeri gibiydi.
Spiker haberi sunmaya devam etti. ‘’Bu gün Zonguldak da bir maden ocağında gerçekleşen grizyu patlamasında tahminlere göre 80 işçinin madende olduğu belirlendi. Bütün gün yapılan kurtarma çalışmalarında 50 işçinin cesedine ulaşıldı. Maalesef canlı hiçbir işçiye ulaşılamadı. İçeride kalan 30 işçinin de ölü olmasından endişe ediliyor. Yetkililerin verdiği demeçte, patlama sırasında birçoğunun öldüğünü söylediler. Çalışmalar bütün gece devam edecek. Zonguldak halkı perişan yakınları ocakta olanlar oraya toplandı, bir umut sağ kurtulmalarını bekliyorlar’’, dedi. Ekrana insanların ağladığı, kadınların ağıtlar yaktığı görüntüler geldi.
Huzurevinde ki herkes dikkatle haberleri izliyordu. Hatice kendisine yelek örüyordu, haberi duyunca elindeki şiş yere düştü. Şiş düşünce, haber izleyenler şişin çıkardığı sese doğru baktı. Hatice televizyona gözlerini dikmişti. Gözlerinden yaşlar akıyordu. Televizyonun gösterdiği görüntülerde maden ocağının başında ağlayan kadınlara baktı. Ağlayan o kadınların içinde kendisini gördü. Bir an gözü karardı.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
23.4.2012
YORUMLAR
Huzur evinde huzur devam ediyor şükür. Bu gün bizim bahçeye yapılan evin yanına gittim. Tam
karşımıza yapılan huzur evinin inşaati oldukça ilerlemiş. Galiba bakan olmazsa, yaşlılık ve güçsüzlükte burada kalacağız. Orası da bir ev,aile sayılır kendi içinde. Yine de insan terkedilmişlik
duygusunu yaşar sanıyorum.
Çok güzel gidiyor Eray,
seni gönülden kutluyorum,
sevgiyle..
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
sevdiler selamlar
Hayal gücüne ve enerjine hayranım arkadaşım. Konuları birbirine bağlaman, kişileri ifade etmen çok güzel. Bu huzur evi bence hiç bitmemeli. Güzel yüreğine sağlık. Sevgilerimle...
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
sevgiler canım arkadaşım
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
sevgiler
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
sevgilerimle
AYSE 09
kutlarım seni baya bir dizi oldu sevgimlesin
efendim harika bir yazı dizisi okumaktan haz duydum bundan sonra bakalım neler gelişecek bekliyoruz devamını ulusal egemenlik ve çocuk bayramınız kutlu olsun saygılarımla selamlar
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
saygılar
eline düşüne sağlık.kolaylıklar dilerim.
okumaya devam Eray hanım...
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
saygılar