- 1407 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI, ÇOCUKTUK VE ŞENDİK!
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Henüz okula gitmediğim yıllar, 4-5 yaşlarımdayım, annemin elinden tutup, annemle yan yana yürüdüğüm… Her bayram içimizde, ailemizde, mahallemizde Bayram coşkusunun en heyecanlı yaşandığı, adı üstünde Bayramın Bayram olduğu, insanların Bayram sevinci, heyecanıyla dolduğu yıllar…
Annem, sabah bir heyecanla kalkar alelacele kahvaltıyı hazırlar, bir telaş içinde bize kahvaltımızı ettirir, terzi olduğu için kendi elleriyle diktiği ve akşamdan kömür ütüsüyle ütüleyip hazırladığı o bahar çiçekleri gibi açmış elbiselerimizi giydirir, saçlarımızı ondüla derdik o zamanlar yanlardan lastikle toplar ve giysilerimize uygun renklerde kurdelelerle bağlardı. Daha sonra da kendisi giyinir, hafif bir ruj sürer, kremlendikten, limon kolonyasını da sürdükten sonra başörtüsünü örtüp, bağlar ve böylece hazırlığını tamamlar, bir heyecan bir çoşku ile “Hadi bakalım çocuklar, düşün önüme gidiyoruz, acele edelim Tören başlamadan ve kalabalık olmadan varalım ki önlerden yer bulabilelim, Töreni daha rahat izleyebilelim”, derdi.
Bu sözlerden sonra biz, öyle bir yola koyulurduk ki; koştur koştur, pürneşe, heyecan dolu, çarşıya doğru yol alırdık. Çarşıya varınca gördüğümüz manzara, heyecanımızı daha da katlardı, her dükkanın kapısına asılmış Ay-Yıldızlı Bayraklar adeta tekrar tekrar, Kurtuluş Savaşımızın Zaferini, Cumhuriyetimizin Kuruluşunun haklı onur ve gururunu haykırırdı.
Çarşının hemen girişinde babamın marangoz atölyesi vardı, ona uğrayıp, ondan kağıt helva, balon, horoz şekeri, elma şekeri ya da kağıt helva almak için bozuk para alırdık. Babam;”Siz gidin, ben de biraz sonra geliyorum.”, derdi. Babamın yanından ayrılırken koşturmamız daha da bir ivme kazanırdı ve Atatürk Anıtı’nın oraya yaklaştıkça kalbimiz küt küt atmaya başlardı, sanki yerinden çıkacaktı. Çarşının orta yerine geldiğimizde, (Küçük bir ilçede yaşadığımız için herkes birbirini çok iyi tanırdı.) bizi gören çarşı esnafı, karşıdan bağırırdı;”Koşun, koşun, tören başlayacak, geç kalmayın!”, derdi. Aslında geç kalmayacağımızı bilirlerdi ama, kendilerince heyecanımıza iştirak ederlerdi. Arkasından da eklerlerdi;”Biz de biraz sonra ordayız.”
Kepenkler indirilmez, dükkan kapıları kilitlenmezdi, herkes sırayla birbirinin yerine göz kulak olur, 15-20-30 dakika her neyse, 4-5 esnaf gider Bayram Törenlerini izler, onlar geri döner, gitmemiş olanlar gider Bayram yerine, bu kez de geride kalanlar onların iş yerlerine göz kulak olurlardı onlar dönene kadar, kalpler bir atar, heyecanlar bir yaşanırdı. Kısa ve Öz olarak, herkes ÇOCUKTU VE HERKES ŞENDİ.
İlçemizin ortasından akan Göksu Nehrinin altından aktığı, Taşköprü’yü geçtik mi, İlçedeki tek Lisenin karşısındaki boş alanda olan Bayram yerine vardık demekti. Eğer ön sıralarda boş yer bulabilirsek sevinirdik ama, bulamasak da gençler, erkekler hemen bir kenara çekilip anneme;”Geç buyur, abla”, deyip yer açarlardı. Tören başladığında, bugünlere nasıl geldiğimiz, GÜNÜN ANLAM VE ÖNEMİ anlatılmaya başlandığında öyle bir gurur duyardım ki, göğsüm kabarır, “Vay bee, atalarımız ne cesur ve de fedakar insanlarmış, bizler için, geleceğimiz için nasıl canlarını ortaya atmışlar gözlerini kırpmadan” , diye içimden geçirirdim. Marşlar söylendikçe, omuzlarım daha da bir kabarır, sanki kanatlanır, göklere uçardım. Böylesine onur ve gururla dolu olmak müthiş bir duygu idi. O günlerin bende oluşturduğu tek ve yegane duygu TÜRKİYE CUMHURİYETİ, Dünya durdukça duracak, göz dikmeye kalkan her kim olursa olsun, BEDBAHT OLACAKLARDI! Yüreğimdeki bu inanç hiç değişmedi.
Büyük Önder Atatürk için çocuklar ayrı bir önem taşır zira, çocuklar bu ülkenin geleceğidir, emanetçisidir. Onlara duyduğu güven ve sevgi bambaşkadır. O nedenledir ki 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını, Çocuklara armağan etmiştir. Tüm Ülkemize KUTLU OLSUN, DAHA NİCE BAYRAMLARA, HEP BİRLİKTE, HUZUR VE SAĞLIKLA ÇIKMAK DİLEĞİYLE…
Sözlerimi Yahya Kemal BEYATLI’nın şiiriyle bitirmek istiyorum müsaadenizle;
Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik
Haykırdı ak tolgalı beylerbeyi ’ilerle’
Bir yaz günü geçtik Tuna’dan kafilelerle
Şimşek gibi atıldık bir semte yedi koldan
Şimşek gibi Türk atlarının geçtiği yoldan
Bir gün yine doludizgin atlarımızla
Yerden yedi kat arşa kanatlandık o hızla
Cennette bu gün gülleri açmış görürüz de
Hala o kızıl hatıra gitmez gözümüzde
Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik
Atatürk diyor ki:
“Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır. O da millî egemenliktir. Yalnız bir makam vardır. O da milletin kalbi, vicdanı ve mevcudiyetidir. ”
Perihan METİN
YORUMLAR
Atatürk diyor ki:
“Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır. O da millî egemenliktir. Yalnız bir makam vardır. O da milletin kalbi, vicdanı ve mevcudiyetidir. ”
"Büyük Önder Atatürk için çocuklar ayrı bir önem taşır zira, çocuklar bu ülkenin geleceğidir, emanetçisidir. Onlara duyduğu güven ve sevgi bambaşkadır. O nedenledir ki 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını, Çocuklara armağan etmiştir. Tüm Ülkemize KUTLU OLSUN, DAHA NİCE BAYRAMLARA, HEP BİRLİKTE, HUZUR VE SAĞLIKLA ÇIKMAK DİLEĞİYLE…"
birlik beraberlik huzur daim olsun her gün bayram coşkusunda mutlu olsun
tebriklerim günün anlamlı yazısına hayata kattığınız eşsiz cümle güzelliklere iyi ki varsınız Perihan dost..:)
sevgim saygım selamlarımla...
Her yaşamın gendisine göre özel anlamı vardır.Ulusal bütünlüğümüzü sağlayan milli unsurlarımızı anarken,zaman sürecinde bırakılan anlamları ve izleri ruhumuzu okşar ve o anlamı büyük olan değerlere gururla bakmamız olacaktır..
Tarihi şan ve şerefle dolu olan Türk Milletin asil kanında mevcut olan kuvet ve kudret onun onurlu yaşayış tarzında ki var olan gücü olmuştur.Ulu önder Atatürk'ün bizlere bıraktığı büyük emaneti olan Türkiye Cumhurriyetin ilelebet yaşama sürecidir.Bu vatanın her karış toprağı şehitlerin kanları ile sulanmış,onların bize teslim ettiği bu vatanın korunması ve sürekli yaşanması için bizden de gelecek nesillere teslim ederek sonsuza kadar yaşanmasıdır.
Özgürlüğün sağlanması,hak ve hukukun üstünlük ilkesi olan hukukun varlığı ile kuvetler ayrılığı ilkesine bağlı olan eğemenlik kayıtsız koşulsuz milletindir diyen büyük Önderin bu günün önemini geleceğin emanetçisi olacak Türk Çocuklarına 23 NİSAN ÇOCUK BAYRAMI"armağan etmiştir.Türkiye Büyük Millte Meclisin ilk olarak kurulduğu gündür.Bu anlamlı gün için çok şeyler yazıldı ve daha da yazılacaktır.
Bu anlamlı günün siz sevgili Perihan Hocanın kendi anısını büyük özverilerle anlattığı bu yazısını büyük zevkle okudum.23 NİSAN veÇOCUK BAYRAMI'nı içten kutlarım.Sevgi ve saygılarımla...
YAZIMI, "GÜNÜN YAZISI" OLMAYA LAYIK GÖREN EDEBİYAT DEFTERİ YÖNETİMİNE VE ZAMAN AYIRIP OKUYAN, YORUM YAPAN TÜM GÖNÜL DOSTLARIMA SONSUZ SAYGI VE SEVGİLERİMLE, İYİ Kİ VARSINIZ!
Perihan Metin tarafından 4/23/2012 11:25:07 AM zamanında düzenlenmiştir.
Perihan Metin tarafından 4/23/2012 11:25:52 AM zamanında düzenlenmiştir.