- 13097 Okunma
- 33 Yorum
- 0 Beğeni
BİR DOĞUM GÜNÜ ANISI
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
(Anne notu: 23 Nisanda çeşitli devlet makamları çocuklara teslim edilir. Ben de kendi sandalyemi kızlarıma bıraktım bugün. Tamamen onların ürünü bu öykü...)
Bugün çok heyecanlıydım. Haftalardır ipini çektiğim gün gelmişti.Doğum günümde bir sürü hediyeler,pastalar börekler...olacaktı.Ben çok heyecanlıydım.Yatağımdan şimşek hızıyla kalktım.Banyoya koştum.Elimi yüzümü yıkadım.Anneme:
_ Günaydın anneciğim!,dedim.Annem de:
_ Günaydın kızım, dedi.
Babam her zamanki gibi yataktan sürünerek kalktı.Ben hala heyecanımı yitirmedim.Sonra ailecek kahvaltı masasına oturduk.Kahvaltımızı yaptıktan sonra ben hemen ödevlerimin başına koştum.Ödevlerimi bitirdiğimde anneme:
_ Anneciğim dışarıya çıkabilir miyim?,Diye sordum. Annem de:
_ Ödevlerini bitirdiysen çıkabilirsin, dedi.
Ben hemen dışarıya koştum. Arkadaşlarımı doğum günüme davet ettim.Onlar da kabul etti.Doğum günüme anneannem,dedem,kuzenlerim...gelecekti.Babam hemen dışarı çıktı.Bir anlığına ceplerini kontrol etti, fakat ceplerinde hiç para yoktu.bana bir tanecik pasta alabilmek için ceplerini tekrar kontrol etti.Eline değen 1 ruble onu çok sevindirdi.Heyecanla mahalledeki bütün pastaneleri dolaştı.Tüm pastacılardan aynı cevabı aldı:
_ 1 rublelik pasta mı olur?1 ruble ile şeker bile alamazsın.
Babam mutsuz bir şekilde eve döndü.Babamın buhalini gören annem onu mutfağa çağırdı ve fısıldayarak:
_ Eric, senin bu halin ne ?,diye sordu.Babam önce cevap vermedi.bir süre sonra ağzından kelimeler dökülmeye başladı.
_ Marie’ye bir pasta alacak kadar param bile yok.Sattığımız odunların parası çoktan bitmiş.Annem biraz düşündükten sonra:
_Hatırlıyor musun? Fırıncı Leonardo’nun sana 75 ruble borcu vardı .
Babam bunu duyunca hemen sokağa fırladı.Hemen fırıncı Leonardo’nun fırınına gitti.Leonardo o sırada ekmek çıkarıyordu.Babam içeriye girdi.
_ Kolay gelsin Leo.Sana birşey söyleye bilir miyim?Senin bana 75ruble borcun vardı.
Leonardo küreği çırağına teslim ederek babama döndü.
_ Şu an sana verecek hiç param yok Eric.Ancak haftaya verebilirim.
Babam fırından mutsuz bir şekilde çıktı.Bir süre dolaştıktan sonra eve geldi .Babam eve girer girmez,ben hemen boynuna sarıldım.
_Babacığım bana pasta almasanda olur .Bu seneki doğum günümde pastasız geçsin,yeterki sen ağlama,üzülme ,dedim.Annem de o sırada evdeki malzemelerle pasta ,börek gibi şeyler hazırlıyordu.Hep birlikte doğum günümü kutladık.Yatmadan önce annem bana arta kalan kumaşlardan hazırladığı bir bez bebek hediye ettim. O ana kadar belli etmmediğim mutsuzluk, büyük bir sevince döndü.
SUDE- MERVE ENGİNDENİZ
(KIZLARIM)
Bu siteye üye olduğumda Sude beş yaşındaydı. Şimdi 11 yaşında. Yazıyı eklerken duygulandım. İlk üyelerin çocukları yeni nesil üyeler olacaklar, ne güzel. Yani edebiyatla bir nesil büyütüyoruz. Bu da bir bakıma sitemiz sayesinde...Gereken her yere teşekkür etmek geldi içimden. Nasılsa, mektubumuz adresine ulaşır, daima ulaştığı gibi.
Edebiyat Defteri, yeni çiçeklerin çok sağlam geliyor...
Bu 23 Nisan jestinden dolayı kızlarım adına okura ve seçkiye alanlara teşekkür ederim.
YORUMLAR
uzun bir ardan sonra geri dönüşlerimde sizin sayfanıza uğramadan edemezdim...
ben kızlardan önce sizi tebrik ediyorum..
örnek bir anne olarak sizin de yakanıza kırmızı kurdele takılmalı..
gelelim ufaklıklara..
tek kelimeyle..
rabbim nazardan saklasın..
uğraşılarının bir ömür boyu devam etmesi dileğiyle iki yumurcağın da gözlerinden öpüyorum..
sevgilerimle..
selamlarımı kendilerine iletin..
ayrıca devamını da bekliyorum..
Kaçırmış olduğum güzel bir yazıyı keyıfle okudum. Anneyi ve kızlarını yürekten kutluyorum
Sevgilerimle...
Aynur Engindeniz
Sevgiler.
Merhaba Aynur Hanım.
Önce; Gecikmeli olan gelişim ve kutlamam bağışlana... Dün siteye hiç girmemiştim.
Ne yalan söyleyim nesir yazılarını hemen hemen hiç okumuyorum ya da çok nadir okuyorum.
Biraz yaşlılıktan biraz da düz yazı okumak daha çok zaman aldığından şiir okumayı tercih ediyorum.
Sizi; şiir ve yorumlarınızdan forumlardaki duygu-düşüncelerinizden biliyorum. Kaleminizin yetkin ve kaviliği zaten aşikar. Demeye hacet yok.
Bunun harici; son derece samimi duygu ile söylüyorum lütfen itimat edip inanın. Duruşunuzun bende yarattığı hayranlığı biliniz. Hangi kumaşın hangi kalitede olduğunu farkedecek-bilecek kadar gözlemci olduğunuz da farkındayım.
Ve.. anne olmak... Ah ne başka-özel-güzel-farklı bir duygu. Hayatta karşılık beklemeden, hesapsız, menfaatsiz, riyasız seven düşünen kıyamayan koruyan tek insan çünkü anne.
Ve.. Çocuklar çocuklarımız... Çocuk deyip geçmemek gerek çünkü onlardan öğreneceğimiz düşündüğümüzden çok fazladır ve hayal gücümüzün ötesindedir.
İşte ispat Sevgili Merve ve Sude'nin yazısı.
Bilmem nerde okumuştum kimindi şu an anımsayamadım hatırıma geldiği kadarıyla paylaşmak isterim izninizle.
Diyordu ki:
"bir çocuğun erişkine her zaman öğretebileceği üç şey vardır:
Nedensiz yere mutlu olmak, her zaman meşgul olabilecek bir şey bulmak ve elde etmek istediği şeyi-var gücüyle- dayatmak."
Ah be güzel çocuklar, Sevgili Sude ile Merve ne çok dokundunuz yüreğime-yüreklere bir bilseniz bilebilseniz... Unutmaya başladığımız çocuk yanımızı hatırlattınız ders verircesine biz yetişkinlere. Teşekkürler teşekkürler... Kutlu olsun gününüz.
Kutluyorum can-ı gönülden ikinizi de, Haklı başarınızı gönül güzelliğinizi kaleminizi.
Rabbim iyilerle iyiliklerle karşılaştırsınız sizi ve tüm çocukları(mızı).
Sizde bu (anneden de geçen) yetenek oldukça eminim ilerde çok farklı yerlerde göreceğiz ikinizi. Öpüyorum yanaklarınızdan.
Size iki büyük rakip geliyor ardınızdan haberiniz olsun Aynur Hanım :))
Selam ve sevgiyle...
Aynur Engindeniz
İnanın çok mutlu oldum.
Şu yorumunuzdan dahi öğrenecek çok şey var. Kızlarım ve kendi adıma teşekkür ederim.
Zaman ayırıp, öyküyü değerlendirdiğiniz, kızlarıma yürek, bana onur verdiğiniz için.
Sevgiler çokça.
ne güzel bayram sürprizi..:)
sevgim saygım tebriklerim günün yazısına değerli yazarları Sude-Merve'ye onları yetiştiren anne-baba ve tüm emeği geçenlere iyi ki varsınız güzel insanlar..:)
her gününüz kutlumutlu insanlığa yararlı ışıltınız daim olsun inşallah..
Aynur Engindeniz
Edebiyatci ailenin yapısı bir başka oluyor.Herkes kendine göre hikayesini yazıyor;)Gelecek icin meslek konusunda ne düşündüklerini bilemem ama guzel yazılar kurgulayacaklari kesin;)Cocuklarinizi bu guzel öyküleri icin kutluyorum, böyle guzel cocuklar yetiştirdiğiniz icin sizi de tebrik ediyorum. Allah guzel günler yaşatsın.Saygılarımla.
Aynur Engindeniz
Sevgiler size...
Sevgili Sude ve Merve
Öncelikle kısa metraj klasmanında “günün yazısı” seçilerek kırmızı kurdele ile mükâfatlandırılmış şirin, sıcak aynı zamanda mesaj kaygısı da güden “BİR DOĞUM GÜNÜ ANISI” isimli yazınızdan dolayı ayrı ayrı tebrik ediyorum. Zaten bu yaşta böylesine bir performansa tebrikten başka gösterilecek herhangi bir tepki Allah’ın gücüne gider maazallah. Yok, noktası fazlaymış virgülü eksikmiş de, yok de’ler bitişikmiş da’lar ayrıymış da.
Durun durun, hemen üzerinize alınmayın canım. Hani hep böyle eleştirir ya yorumcular, o bakımdan yani. Yoksa sizin yazınızda böyle bir kusur yok. Hem atalarımız ne demiş; “o kadar kısır kadı kızında da olur”. Kısır değil mi? Sütlaç mı, oda nerden çıktı. Tabi ya karıştırdım, doğrusu “kusur” olacaktı, pardon çok özür dilerim.
Gülmeyin ama :- )
İlkokulda 3. Sınıfa giderken, bir gün üşüttüğüm için okula gidememiştim, meğer o gün öğretmenimiz “de’ler ve da’ların ne zaman ayrı ne zaman bitişik yazıldığını anlatmış. Bu yüzden de’ler ve da’lar ne zaman ayrı ne zaman yazılır hep karıştırırdım yaa. Laf aramızda hala da öyleyim. Yok, yok hala üşütük değiliiim, de’ler ve da’lar ne zaman ayrı ne zaman bitişik yazılır onu karıştırırım.
Netice itibari ile bu ve buna benzer imla hataları kusur sayılmasa da eksiklik işte. Kusur üzeri örtülse de kusurdur ama eksiklik çalışarak tamamlanabilir. Şayet ben bu yaşta bile de’leri da’ları hala yanlış yazıyorsam, yani bu eksikliğimi çalışarak, öğrenerek gidermemişsem işte bak bu kusurdur.
Sakın yanlış anlamayın, eleştiri, yorum falan değil, sadece sohbet ediyoruz, anlaştık. Her ne kadar yorum kabilinden sayılsa da yaptığımız “sohbet” benim hoşuma gitti ne yalan söyleyeyim. (gerçi hep ben konuşuyorum)
Hatırlarım, ben küçükken, yani sizin yaşlarınızda iken televizyonda izlediğimiz çizgi filmlerdeki karakterlerin ismi hep bizim bir şekilde anlayabileceğimiz isimlerden olurdu. Ayı yogi, akıllı bıdık, kedi tırmık, fare gıcır ile bıcır, bay şeşbeş vs. Sonra nemi oldu; gazozumuza ilaç kattılar, ağır ağır biere, birer çaktırmadan o isimler öcü gibi oldu. Yazınızdaki isimleri görünce; “Erıc, Marie, Leonardo hele hele “ruble” acaba diyorum Merve ve Sude nasıl çizgi filmler izliyor acaba. Sakın haa yanlış anlamayın, bu bir eleştiri değil. Bizim zamanımızda öyleydi şimdi böyle.
“lacivertiğnedenlik” ablanızın dediği gibi evrensel düşünce güzel “ammâ u lâkin” (İbrâhîmî Feyzullah Yalçın’ın kulakları çınlasın 18) evrensel düşünceyi bizim değerlerimizle yakalamak daha güzel sanırım. Kaldı ki sizin yaşlardaki yazar adayları için yabancı kelimelerin bol kullanıldığı bir tercih ağır bile gelebilir
İş mi benimki de Allasen. Ah ihtiyarlık ah! Bulunca iki tane körpe beyni hemen nasihat etmeye başlıyor, ne olur kusuruma bakmayın olur mu?
Son bir şey daha diyeyim ondan sonra ister boynumu vurun ister topuğuma sıkın. Bakmayın siz ne kadar milli olduğu tartışılan bir Milli Eğitimin dayattığı müfredata. Dostoyevski, Tolstoy’u okumadan önce alıştırma niyetine işe en azından Kemalettin Tuğcu ile başlayın.
Oh be, demesem çatlardım vallahi :- )
Sevgili Sude ve Merve kardeşlerim, değerli hemşerilerim, annesi kılıklılar. Bir daha tebrikler, gözlerinizden “obdum”. Selamlar
Aynur Engindeniz
Dostoyevski, Tolstoy, Balzac'ta M.E.B.nın değil benim suçum var:) Çünkü bu kitapları okul dayatmadı ben alıp okuttum. Elimden geldiğince dikkat ettiğim birşey var: Onların okuyacağı kitabı evvela kendim okurum. Bu bazılarına göre bencillik ya da despotluk gibi gelebilir. Ama ben artık küfrün de, her türlü rezilliğin de sanata süsü verilerek kitaplara sokulduğunu biliyorum. Seçiciyiz ve elbetteki Ömer Seyfettin, Kemalettin Tuğcu da okuyorlar. Fakat şuna da inanıyorum, Kemalettin Tuğcu'nun arabesk hikayelerini okuya okuya ağlak bir nesil olduk:) Biraz evrenselliğin ve gerçekçiliğin zararı olmaz.
Bu arada ben kesinlikle müdahale etmedim. de'ler da'lar v.s.finalde düzeltilmek üzere sona bırakılmıştı ama işim olduğu için yazmayı bitirdiklerinin dakikasında siteye ekledim. Dediğin gibi o kadar kusur kadı kızında da olur ama, olmaması lazım.Zaten uyarımı da yapmıştım.
Eh yani kızlarım da senin engin yorumlarından nüktedanlığından pay aldılar ya...
Çok teşekkürler...
Saygılar, selamlar İsmet Abi.
O qué
:))
benim sırf Ağyar yorumlarından iki rumuz değiştiğimi anlat onlara Aynur, şahsi algılamasınlar :)))
ben de duygulandım şimdi , ne oluyorsa bana
gerçekten çok güzel bir yazı olmuş ,eee anneleri kim :) diyesim geldi ve dedim.
sınav maratonum yaklaştığı için okuyamadığım yazılarınız oluyor geçsin hepsini doya doya okuyacağım inşallah.
sude ve mervenin yanaklarından öptüm kocaman ,
yalnız çok iyiler papucunuz dama atılabilir :)))
sevgim ve saygımla yazarım.
Aynur Engindeniz
Varlığınız için teşekkür ederim. Sınavlarınızda hayırlı başarılar diliyorum. Allah yardımcınız olsun.
Sevgiler.
Aynur Engindeniz
Saygılar.
Burunlarını sıkarım onların...
Kendi kendime dedimki ablamız bu defada küçük bir kız edası ile yazıyor.Tamam dedim yansıtmış,başarmış birde marie ler, leonardolar işin içine girince kesin dedim bir ENGİNDENİZ parmağı işin içinde.
Anammm birde ne göreyim...
Senin tahtına ortaklar çıkmamı ?
tacetin abi armut dibine düşer dediği için ben üzüm üzüme baka baka kararır diyor saygılarımı sunuyorum.
Tebrikler..
Aynur Engindeniz
Teşekkür ediyorum daima yanımızda olduğunuz için değerli yazar. Saygılar çokça.
Aynur Engindeniz
Davidoff
Kardeşlerin (çocukların ) anonim çalışmalarındaki hangi payın hangisine daha çok ait olduğu çok önemli değildir aslında. Önemli olan henüz yönlendirilebilecek durumda olan çocuklarımızı birileri sevimsiz yönlere yönlendirmeden doğru yön diye düşündüğümüz faydalı meşgale ve hobilere yönlendirebilmeyi başarmak. Bunun için de galiba bizler önce doğru işlerle uğraşmalıyız.
Kim bilir, belki de ilerideki meslekleri olur bu uğraşları.
Çocuklarımızı o kadar çok meşgul eden gereksiz ve zararlı alanlar var ki, ve o kadar câzip hâlde sunuluyorlar ki; alıkoymak ve koruyabilmek gerçekten çok zor!
Ne mutlu başarabilenlere…
Bu doğum günü öyküsünün bir / iki öykücünün / yazarın doğum günü olması dileği ile;
Allah (cc) her ikisine de sağlık, mutluluk, huzur, başarılarla dolu ama illa istikamet içinde çok uzun ömrüler nasip etsin inşallah!
Tebriklerimle...
Aynur Engindeniz
Saygılar size.
Hem olağanüstü duyarlı bir kalem hem de süper bir anne olarak en başta sizi kutlarım. Daha sonrada yürekleri annelerine benzeyen evlatlarınızı tebrik ediyorum. sabah sabah tebessümler içinde bıraktınız beni,teşekkürler
Umut Kaygısız tarafından 4/23/2012 9:39:55 AM zamanında düzenlenmiştir.
Aynur Engindeniz
Saygılar.
armut dibine düşer diyenler ne kadar haklıymış...allah nazarlardan saklasın... sevgiler
Aynur Engindeniz
Saygılar selamlar size.
İyi ki eklemişsiniz Aynur Hanım ve seçici kurul bunu iyi ki dikkate almış. Onların ciddiye alınması ne kadar önemli yaptıkları işlerde ve hayatlarında.
Ki yazdıkları öykü de zaten ciddiye alınmayacak bir öykü değildi. Küçücük yürekleriyle kocaman bir ders verdiler aslında büyüklere öykünün içinde. Onlar çocuk da olsalar kendilerinden beklenmeyen büyüklüğü gösterebiliyorlar. Bunu anlattılar. Küçücük gözleriyle neleri gördüklerini farkettirmeye çalıştılar.
Resme yeteneklerinin olması ne kadar güzel ve kesinlikle çok özel. Şanslı bir annesiniz. Ki bu anlamda ben de fazlasıyla şanslı bir anneyim. Güzel sanatlar bilinciyle yetişen ve bu alanda yeteneklerini ifade edebilen çocuklar gerçekten umudumuz, bizim ve ülkemizin. Ve hatta dünyanın da.
Belki umutsuzca bir söz edeceğim ama ben şunu anladım ki hoşgörü sonradan öğrenilen bir şey değil. Tohum gibi insanın içinde var olan bir şey. Kimileri ondan koca bir ağaç yetiştirebiliyor kimileri ise yeşertemeden çürütüyor. İşte sanatı bileğinde taşıyanlar yüreklerinde o tohumu yeşertecek kişilerdir.
Kutluyorum güzel kızlarınızı en içten dileklerimle.
Sevgiler çok.
İbrâhîmî Feyzullah Yalçın
11 yaşında hikâye yazmak... Ben ilk yazımı 22'sinde yazmıştım.
Perenseseyn(iki prenses) mâdem benim yeğenlerimdir, yeğenlerime "eski"mez dille alâkadar olmalarını tavsiye ederim.
Sen büyük bir yazarsın Engindeniz,
Merve u Sûde'nin senden daha iyi olmasında bir sakınca yoktur.
İzzet
İkrâm
Hürmet
Angie
Madem benim yorumumun altına yazdın İbrahimi kardeş (ki bilirim farkında olmadın:)) ben de duygularına katıldığımı söylemek istiyorum içtenliğimle.
Ve selam ile.
Aynur Engindeniz
Sizin kızınız ve oğlunuz da çok şanslı.Çünkü onların sıradan bakmayan bir anneleri var. Bu çoğu zaman ağır gelir çocuk tayfasına ama, ileride bunun faydasını görecekler inşallah.
Ben sizi herşeyinizle çok seviyorum. Çok da pat diye söyledim ama olsun. İnsan sevdiğini henüz zamanı varken söylemeli.
Çok teşekkürler Sude ve Merve elbette kendi adıma.
Sevgiler Sema Hocam.
*******
İbrahim, sana da bu kısımdan sesleniyorum, umarım alan sahibi hanımefendiciğimiz mazur görür- ki görür-
Merve ve Sude bütün çalışan annelerin çocukları gibi hemen hemen yalnız büyüdüler. Hayatı erken öğrenmek zorunda kaldılar. Hiç bir zaman mutsuz çocuklar olmadılar ama asla da tozpembe yaşamadılar. Bir de müthiş bir dinleme becerileri var ( Öğretmenleri haricinde herkesi) Fakat daha bu ana kadar birşey yazıp bitirdiklerini görmemeiştim. Bu öyküyü de bana nispet yazdılar:)
Eski yazıyı elbette öğrensinler isterim. Ama bunun için önce kendimi yetiştirmeliyim. Cahil olduğum bir konuyu nasıl öğretirim...
Teşekkür ediyorum sana da...
Her ikiniz de Allah'a emanet olun.
Angie
Sevgili Aynur Hanım sevgim sevginize karşılıktır yani sonsuz yankılıdır bende. Kocamanlaşıp size döner(Allah daim etsin hep çünkü korkarım gölgelenmesinden). Çıkarsızdır ve takdir barındırır içinde.
Hisleriniz doğru. Resim öğretmeniyim ben. Hani çocukluktan beri resimle yatıp kalkanlardan. Kızıma da vermişim genlerimden ama o aynı zamanda notalara da aşık. Ve şiir de yazıyor. :) Yani böyle karışık bi' şeyiz biz.
Kendimi bu özelliklerden dolayı bir şey sanmadım hiç. Ama Allah'a da hep şükrettim bana hayat yolculuğumda bunları yoldaş ettiği için.
Allah çocuklarımızın emeklerini boşa çıkarmasın ve karşılarına iyi insanlar çıkarsın. Bu her daim duamdır. Bakın çocuklar sözkonusu olunca böyle oluyorum ben ya. :))
Her daim sevgimle. Çok.
Aynur Engindeniz
Resim öğretmenliği çok istediğim bir meslekti. Annem istmedi. Hep içimde kaldı boyalar ve boya kokuları...Nedenleri çok fazla. Şimdi anlatsan yeni bir öykü çıkacak kadar.
Tiyatro bölümüne girmeye hak kazandım, annem kötü yola düşersin dedi, yine engel oldu. Yapacağın işin parası sağlam havası yerinde olsun derdi hep canım annem:) Şimdi sevmediğim bir işi yapıyorum. O yüzden kızlarımın sanat eğilimlerine çok dikkat ediyorum...
Resim öğretmeni...Renkli şair...
Evet gölgelerden ben de korkarım...
Sustum o yüzden.
sevgiler.
Angie
Benim resim yolculuğum da komiktir zaten. :)
Ben de susayım artık.
En iyi dileklerimle...
Okumaya başladığımda değerli yazarım yeni bir dil deniyor
ya da bir çocuğun ağzından anlatıyor demiştim
Aşağıdaki notu okuduğum anda mutluluğumu görmeliydiniz.
Ne kadar özel bir duruma şahit olmuşuz
Anneleri gibi bir cevhere sahipken küçük kardeşlerimin bu başarısına çok şaşırmamak lazım
Bu güzel anlamlı öyküyü yazan
küçük parmakları
öpüyorum öpüyorum öpüyorum
ve onların ulusal egemenlik ve çocuk bayramlarını kutluyorum
çöldeki kelebek
bugün yanlış bir seçiimmm
sayın keskin zaman..
Sen bana bağır yabancı isimler kullanıyorsun diye ,bak ne güzel evrensel düşünmüşler öyküyü hatta kendi aralarında Dostoyevski bile tartışmışlar ,bu çok hoşuma gitti ..doğru yoldalar ,keşke o yaşlarda ben de bakabilseydim evrensel ,belki de onlar bize öğretecekler daha başka bakış açılarını ..
çokkk güzeldi öptüm küçük arkadaşlarımı ..
okudum ve nazardan korunun diye yazının köşeciğine
minicik kocaman Bir MAŞAALLAH ilştiriyorum.
belliki "Engindenizler" bir okyanus misali derin ve mavi mavi büyüyorlar.
ne diyem
Rabbim bahtınızı ve ömrünüzü en hayırlı olarak bereketli kılsın inş..
Dostumun sayfasına güzel yavrucuklarını daha nice görmek dileğimle
kutladım çifte kumrularımı....sevgimle
Aynur Engindeniz
Sevgiler canım.
Madem benim öyküm değil ben de yorum yapabilirim sanırım. Ayrıca kızlar herkesin fikrini gördük sen ne diyeceksin dediler.
Sevgili kızlarım, her zaman ve her şartta sizinle gurur duyduğumu ve varlığınızla kendimi şanslı saydığımı biliyorsunuz. Öykünüzü çok beğendim. Elbette imlaya biraz daha dikkat etmeniz gerekiyor. Bir dahaki yazınızı bekleyeceğim.
Öperim gözlerinizden.
Mehtap Yıldız
teyzeleri Rabbine emanet eder her dem
ve melekler öpsün alnınızdan minik kuşlar...
(: Anneniz güne gelince çığlık atıyorum şimdi taklamı atsam bilmem ki(:
duamsınız
Eskilerin deyimiyle; "anasına bak kızını al kenarına bak bezini al." anasının kızı bunlar gayet de güzel yazmışlar.
Defterdeki yeni çiçekler çok renkli açacak gibi geliyor bana. Allah nazardan saklasın.
Tebrikler kızlar, seni de tebrik ederim Aynur; kızlarına okuma- yazma alışkanlığı edindirdiğin için.
Sevgilerimle.
Aynur Engindeniz
Teşekkür ediyorum Emine Abla. Kızlar gülümsedi yorumunu okuyunca. Üstelik daha bir heveslendiler yazılarını buraya ekleyince.
Sevgiler.
Emine UYSAL (EMİNE45)
İnsanlar için birçok uğraş var ama bana en iyisi yazmak geliyor; kimseye bulaşmadan kendi kendine içini döküp rahatlamak gibisi var mı? Hele böyle paylaşım sitelerinde edindiğin arkadaşların değeri biçilir mi?
kızları benim için öp, onları kocaman kocaman alkışladım.
23 Nisan geleneğini unutmuştum: Bir günlüğüne sayfamızı bir çocuğa bırakmayı, ona dilediğince yazmasını söylemeyi, sonra dayanamayıp "Bak onu yanlış yazdın, buraya bu olmaz, biraz da şundan bahsetsene demeyi" ... (Pardon bir an kendimi kaptırıp herkesi kendim gibi hayal ettim).
Güzel bir başlangıç olmuş, umarım gerisi de gelir. Tek korkum büyüklerin küçüklerin üzerinde istemeden bir sınır oluşturması. Şöyle ki: Hiç bir zaman annem kadar güzel yazmayacağım, o zaman hiç yazmayayım demelerinden korkuyorum. Toplulumuzda sadece küçüklerin değil, büyüklerin önünde de aynı engel var (Bazen kendimiz koyuyoruz, bazen başkaları). Defter'de az görmedim "Beceremiyorsanız şiir (ya da hikaye) yazmayın!" diyenleri. Ben (Anonim ben) yazmaktan zevk alıyorum; güzel yazmak zorunda değilim. Güzeldi-çirkindi, yetenekti diye kimsenin önünü kesmemek lazım, hele de gençlerin. Yapılanın tadını çıkarmaktır önemli olan. Kızıma "Hadi bugün senfoni besteleyelim" demek, sonra da bir aile toplantısında beraber çalmak: Olay budur. Belli ki sizin dünyanızda bu noktalar aşılalı çok olmuş.
Yazarlara ve onları teşvik edenlere kocaman tebrikler!
Emine UYSAL (EMİNE45)
saygılar...
Aynur Engindeniz
Benim için fizik kimya matematik öğrenmelerinden daha mühim bir sanat dalıyla ya da edebiyatla ilgilenmeleri. Çok şükür resimde müzikte başarılılar. Yazmak yeni uğraşımız. Devamını da yazacaklarmış.
İsimleri buluş anları görülmeye değerdi doğrusu. Beni okumadıkları nasıl da belli oluyor...Devrik cümle yok:)
Babaların kızları üzerindeki etkileri çok büyüktür. O yüzden kızınızı desteklemeniz çok önemli. Ki desteklediğinizden eminim.
Teşekkür ediyorum bu güzel sözleriniz için. Kızlarıma bu beyefendi çok iyi bir öykücü deyince biraz çekindiler ama sözlerinizi okuyunca rahatlayıp mutlu oldular.
Saygılar.
İlhan Kemal
Ağustos Düğünü ile ilgili bir önerim olacak: Bence adını A.D. II yapmayın. İster istemez benim öyküme bağlanıyor, okuyucunun gözünde hakettiği değere kavuşmuyor. İsterseniz Cehennemin Ağzında ya da Ortaçağ'da Formula Bir ya da Bir Başka Olurdu Ağustos Düğünleri deyin ama Rocky II gibi olmasın (Belki de zaten yapmayacaktınız, ben kolay yakalayayım diye A.D. II yazdınız ama yine de emin olmak istedim).
Aynur Engindeniz
Ama itiraf etmeliyim ki, öykü yazarken hiç bu kadar zorlanmamıştım. İki seçenek var önümde, ya berbat birşey olacak, ya da muhteşem:)
Saygılar.
İlhan Kemal
Bugun sizin bayramınız kutlarım sizi ve o güzel yazınızı benimde 11 yaşında bir kızım var aynı hecan ondada var kalemin daima güzel olsun ...
Aynur Engindeniz
Teşekkür ediyoruz. Saygılar.
Ne güzel bir öyküydü. Sürpriz oldu.
Eskiden zeka ve yeteneklerin babadan çocuklara geçtiği bilinirdi. Bilimadamları bunun tam tersini söylüyor artık. Kesinlikle annenin genlerini taşıyorlarmış bu anlamda.
Kızlarınız yazmaya devam ederler mi bilemem ama bu konuda kesinlikle yetenekliler. Öyküde kişiler mekan olay ve duygu örgüsü oldukça güzel işlenmiş konu çerçevesinde. Tabii öykücü anneleri varken bizlere değerlendirmek düşmez belki ama üçüncü göz olarak kesinlikle çok beğendiğimi söylemek istiyorum.
Takdir ve tebriklerimle birlikte öpüyorum ikisini de.
Sevgiler hepinize.
Aynur Engindeniz
Teşekkür ederim sevgili Sema Hanım.
Sevgiler çokça...
Açık söyliyeyim sizin kaleminizden çıkmadığını daha ilk satırları okuduğumda hissettim:)
Dur bakalım nereye varacak, sanırım bir çocuğun ağzından yazmış yazarımız, bunun için fazla ayrıntıya girmemiş, yoksa o fırından çıkan ekmeklerin dumanını ve kokusunu hissettirdi diye düşüne düşüne finale geldim:)
Ve gördüm ki yeğenlerimiz yazmış, yalın bir dille, hayatın gerçeklerinden birine dokunmuş kardeşlerimiz.
Yeni öykücülerin geldiğini müjdeler gibiydi, emeklerine yüreklerine sağlık.
Bu yolda kendilerine başarılar dilerim.
Selam ve sevgimle.
Aynur Engindeniz
Teşekkürler tekrar.
oyy kıyamam canlarımaaa
Bende diyorum; Aynur ne etmiş böyle.?
Ama sonunda isimleri görünce; vay be dedim helal benim minik yeğenlerimee:)
Bu demek oluyor ki yakında kızların içinde üyelik gerekecek,defterde:)
Hepinizi kocaman öpüyorum
Aynur Engindeniz
Seni bir başka seviyorlar bilirsin:)
Ülviye Yaldızlıı
Onlara söyle de ki: Bir yazı yazsınlar beraberce ve bana yollasınlarrr.Bende seslendireyim.Onlara özel olsun:)
Aynur Engindeniz
Sevgiler.
Teşbihte hata olmaz can dostum yine de affola diyerek :)
" Armut (lar) dibine düşer " :)
Kutluyorum güzel kızlarımı. Rabbim anneleri gibi kalemlerini engin, kelamlarını daim etsin.
Bu vesile ile bu pırıl pırıl güzelliklerin annelerine de en kalbi sevgilerimi gönderiyorum.
Aynur Engindeniz
Sevgiler güzel dostuma.
Hamuş-71
:) Yakışır güzelliklerime.
Nicelerine inşallah. Yeniden tebrik ediyorum.
Aynur Engindeniz
AYSE 09
ee annenin kalemi kavi kızlarına geçmiş çok sevindi yazar torunlarım var diye sevgilerimi bıraktım onlara bolca
Engindeniz'in kızlarından yansıyan engin cümleler...
Gurur veren, duygulandıran ve ıslak ıslak susturan bir an bu bilirim...
Onların yüreğinden akan ırmağın sesini duymak hiç zor olmadı çünkü katıksız bir resim var öyküde...
Kutladım Sude ve Merve yazarlarımı...
Aynur Engindeniz
Evet haklısın, bu çok başka bir gurur. Yazmaktan bile güzel.
Teşekkürler Mehtap.
Mehtap ALTAN
Ayrıca bizim evde de minik bir yazar adayı var biliyorsunuz ... Eve geldiğinde ona da okutacağım...
Allahım yolunuzu yazgınızı hayırlı etsin inşaallah çocuklar...
Aynur Engindeniz
Mehtap ALTAN
Sude, Rukiye'ye selamını ileteceğim güzellik...