- 932 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Edebiyat Parçalayacağım Yeni Kayıp Mehmet' e Mektup
EDEBİYAT PARÇLAYACAĞIM YENİ KAYIP MEHMET’ MEKTUP
Merhaba Mehmet nasılsın,
Bugün kesin kararlıyım. Edebiyat parçalayacağım.
Hayatım var ya hayatım, pamuk ipliğine bağlı ama yıllar yılı kalınlaştırılmış pamuk ipliğine.
Hayallerime gelince kırılan hayallerimi toplayıp, içime geri dönüşüm kutusuna atıp orda yüksek ateşte eski haline dönüştürüyorum. Belki de daha güzel bir duruma getiriyorum. Bugün öyle günlerden birindeyim. Öyle iki günlük ısı yetmez eski halinden daha güzel bir duruma getirmeye. Neyse ki çok az kaldı. İçim kavrulurken oyalanayım acımı unutayım sana mektup yazıp gelecek planları yapayım dedim.
Öncelikle yapmam gereken aşk, aşk acısı ve de aşk sevincinden uzak durmam gerçeği. Bunlar şiire yarar romana değil en azından benim yazacağım romana değil bunun yanında başka bir sorun var ilk kitaptan dilim yandı yaşam hikâyeme bakıp olur olmaz kişiler soruyorlar açık açık. “Niye evlenmedin?” sana ne ulan ben sana niye evlendin diye soruyor muyum? Zaten ikinci kitapta hayat hikâyesi falan yok. Sırf bu yüzden. Şiir kitabı dikkat bile çekmedi ama romanda mutlaka bir hayat hikâyesi olacak. Ne yapsam acaba Mehmet, tanıdıkları haber salıp numune istiyorum mu desem. Gülme Mehmet gülme! Öyle şeyler geliyor ki başıma önemsemesem de olur diyorsun. Bazen de olmuyor şimdi bende yazarlıktan gelen bir serbestlik var. Serbestlik derken her yaştan insanla samimi ve açık net konuşabiliyorum. Bazı evli erkekler işlerinden geçiriyor sanırım oooo kim bilir bu nasıl yaşıyordur diye. Bir yoklama çekiyorlar. Tabi uygun bir şekilde yiyorlar zılgıtı. Gerçi benim zılgıtım yeğenimin zılgıtı kadar etkileyici değil yine de idare ediyor. Sana o hikâyeyi anlatmamıştım sanırım. Bizim âşıkları güzel bir düğünle evlendirdik. Gelenektir diye düğünden sonra bizim eve getirdik işte kapıdan girerken yeğenim bir zılgıt çekti ki öbür mahalleden duyulmuş. Sabah sordular kim bu zılgıtçı diye. Bazen zılgıt şeklini değiştirmek geliyor içimden. Muzurluguna. Böyle yoklama çekene ”git boşan gel demek”. Tamam tamam da tabi ki olmaz ya adam başıma kalırsa ne yaparım. Ayıkla o zaman pirincin taşını.
Yine de onlara çok kızmıyorum. Çünkü böyle teklifleri kayda alanlar var kadın veya erkek.
Bize ne Mehmet değil mi?
Dedim ya bugün iyiyiz. Şimdi biri birine sormuş ben Mehmet’ e aşık mıyım diye yani sana aşık mıyım? Bin defa anlattım her neyse oda demiş git kendine sor yani bana. Soran ben sormam utanırım diye yanıt vermiş, iyi de bin kişinin olduğu sayfanıza ilişkisi var ilişkisi yok veya şimdi düşünmüyorum diye yazıyorsunuz da bir mektubu sormaya mı çekiniyorsunuz.
Sahi ya Mehmet senin profilin de ne yazıyor.
Şimdi ne yapacaktık. Hayallerimiz dönüşüm kutusunda soğurken.
Gırgıra devam…
İki kitap ile olumlu olumsuz her şeye göz ardı.
Sonra romana devam, romana devam da söylemeden edemeyeceğim gerçek şu ki romanı düşündüğüm kadar evlenmeyi düşünseydim beş defa evlenirdim. Bu nasıl bir şeyse güzel bir şey olduğu kesin.
Mehmet Mehmet benim de kendime bir zılgıt çekmem gerek. Hazır mısın?
- Kızım sen delirdin mi, uzak dur duygusal bağlanmalardan derdin ne akıllanmadın mı bu da çapraz görmüyor musun, görüyorsun kapa yüreğini sakla ellerini vs. vs.
Nasıl güzel oldu mu Mehmet? Karşı mahalleden duyulmaz ama sen duydun.
Şaka şaka Mehmet aslında belki de şaka değil. Boş ver. Sana mektup yazmak çok iyi geldi hayallerim şimdi tam istediğim gibi. Bir defa daha yazayım bari ben Mehmet’e aşık değilim oda bana öyle olsa ona öyle bir zılgıt çekerim ki oda bende dayanamam.
Kendine iyi bak Mehmet selamlar….
Jale KESKİNKILIÇ. 21-04-2012
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.