- 693 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KAPALI
KAPALI
Saatler durmuş,gün doğmaz olmuştu. Derin, ürkütücü karanlıkların tam ortasında yapayalnız durabilmek.Kendi kendine, içinde bulunduğu çukurdan çıkış yolları arayıp durmanın umarsızlığı içinde; sancılarıyla baş başa…Hiç kimseye el uzatmadan, uzatamadan,kimseden bir şey beklemeden.Dünyaya geldiği gibi çırılçıplak, çırılçıplak bir gerçekti sergilenen.Acımasız hayatın her saniyesinin kaydedildiği film şeridi gibiydi .Yaşanan,dünde kalan ;fakat asla unutulmayacak olandı…
Cemrelerin düştüğü ve havaların yavaş yavaş düzelmeye başladığı günlerdi hızla tükenen.Yaşadığı çelişkilerin sarmalından çıkış, umduğundan da zor olacağa benziyor,her geçen gün kendine olan güveni gittikçe azalıyordu.Zaman zaman yaptıklarının ve yapamadıklarının çetelesini gözden geçiriyor,boşa geçmiş bir yaşam kavgasının ;neresinden tutarsa tutsun elinde kalacağı kaygısıyla savruluyordu.
Uzun süren kışın tüm ağırlığını omuzlarından henüz tam atamamışken yeni yüklerin onu daha çok yoracağı bir gerçekti.Geçen kış kaybettiği sevgili annesinden sonra bir de bu… Eşini ve çocuklarını çok seviyordu. Onlar yaşama tutunduğu dallardı onun için.O dallarında kırıldığını düşünmek bir an için olmadıklarını aklından geçirmek bile istemiyordu.
Kızının rahatsızlığı ciddiydi. Tedavisi için gereken yüklü miktardaki parayı bir araya getirebilmesi imkansızdı. Planlar yaptı önce. Beğenmedi düşündüklerini.Ona yakışır mıydı?Bugüne kadar emniyetle savcılıkla bir işi olmamış,o kapılara hiç uğramamıştı.Şimdi ise…Çok sevdiği kızı içindi tüm bunlar…Yoksa başka bir durumda asla böyle şeyler düşünmezdi.Bundan kendisi gibi emindi. Bu nedenle sürekli : ”İnsan ne oldum dememeli,ne olacağım demeli.” sözünü hatırlatırdı çevresindeki herkese…
Polis minibüsünde elleri kelepçeli otururken, özgür günlerini düşündü hep.O günler çok gerilerde kalmıştı şimdi. Belki uzun bir süre tutuklu kalacak ,demir parmaklıkların ardında gün değil yılları sayacaktı. Demirin soğuk yüzünü hissetti bir an parmaklarında.Uyuştu hepten beyni.Sancıları arttı.Kaderine küstü belki.Şanssızlığına…Birkaç gün önce ne güzeldi her şey …Bu kısa sürede, nasıl bu kadar kararabilmişti masmavi gökyüzü?
İnsanları suçlamak kolaydı.Neden ,niçin vb. soruları sormadan hiç.Onların yerine kendimizi koymadan hiç…Kendi daracık sokaklarımızdan çıkmadan hiç…Böyle mi olmalıydı? Belki hayır.Kim ister ki ? Ama oluyor demek ki…İnsanlar bunun gibi daha nice sıkıntılarla karşılaşıyor kim bilir?Sevginin bedeli hesaplanabilir mi?Öyle hesapların matematikçileri ,henüz dünyamıza gelmedi sanıyorum.Hiç kimse
bu tür hesapların altından kalkabileceğini düşünmemeli…
İnsanlar en sevdikleri için ölümü bile göze almıyorlar mı? Ölümden korkulur mu ? Çok kısa bile olsa yaşanacak sevgi için…
Kelepçeler ,bileklerini değil içini sıkıyordu aslında…Bu iç sıkıntısının ilacı ,gülerken görmek istediği iki kara gözün varlığı değil miydi? Kızı için, yapılmaması gereken bir iş yapmış. Elde ettiği paralarla da kızını hayata bağlayacak ameliyatı yaptırabilmişti…Hiç düşünmüyordu İçerde yatacağı yılları. Çünkü
O dünya güzeli bebeği için kendi ömründen vereceği on yılların lafı mı olurdu ?
Bunları düşünüp derin bir nefes aldı.Polis minibüsü ise, büyük harflerle yazılmış ; adı , KAPALI sözcüğüyle başlayan yeni bir hayata taşıyordu onu…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.