BİR GAVURDAĞLI'NIN AMERİKAN MACERALARI-18
Hayvanlar,dertlerini anlatmaktan acizdirler,şu karşıda duran tosbağaların bir derdi olsa size derdini nasıl anlatabilir,bir köpeğin,bir ineğin,bir kelebeğin derdini nasıl anlayabilirsiniz?
Ancak gözle görülebilir belirtiler olacak ta öyle anlayabilceksiniz.Siz bir kertenkelenin,bir serçenin acısını bilemezsiniz.O yüzden derdini anlatmaktan aciz olan bu hayvanlara karşı merhametli olmak gerekir.Üç yaşında bir evladımız dahi bir yeri ağrıyınca feryat eder"karnım ağrıyor,gözüm ağrıyor" diye,ya bir gergedan yavrusu acısını annesine nasıl anlatabilir,hiç düşündünüz mü ?O yüzden belki de hayvanlar bir an önce hayatın içine atılırlar
Her şey bir denge üzerine kuruludur evlatlar,o yüzden sanırım hayvanlar bir önce yaşamın içerisine girerler.Bir çok hayvan bizlere hizmet için yaratılmıştır sanki.Evde ki hizmetçisine gereken değeri vermeyen insan, hayvandan hizmetçisine değer verir mi sanırsınız? Bugün evinde bilmem ne cins köpekler besleyen,kuşlar besleyen insanlar bazen hayvan sevgisini abartırlar nerdeyse onları sofralarına ortak ederler,yatak odalarına alırlar.Hayvan fıtraten hayvan yaratılmıştır.Köpeğin yeri barakasıdır evin içi değil.Kuşların yeri ormanlardır,kafesin içi değil.Yazık hayvanların genleriyle uğraşarak binbir çeşit hayvan türetmeye,hayvanlığın fıtratını bozmaya çalışıyorlar.Geçenlerde bir haberlerde izlemiştim,İsrail de sırf et tavuğu yetiştirmek için,genleriyle oynayarak hiç tüyü olmayan tavuk türetmişler.Yazık hayvancağız üryan insanlar gibi,bir et yığını olarak dolaşmaya çalışıyordu.Ha bu böyle de,domatesin,biberin,salatanın genleriyle oynamıyorlar mı?Aslında oynanan bitkiler değil bizler oluyoruz dolaylı yollardan.Gıdalara lezzet versin diye konan Çin tuzları,Tatlı ya da şekerleme yaparken kullanılan mısır şurubu,bunlar hiç iyi şeyler değil.Nasıl hayvanlar doğal ortamında yaşmalıysa,biz insanlar da doğal besinlerle beslenmeliyiz değil mi?
Bir kelebek ,kelebek olmadan önce tırtıl evresinde iken belli bir süre sonra kendisine Allah’tan bir emir bekler gibi bekler ve o kurumuş kabuğun içinden milim milim kayarak ,vakti zamanında rengarenk bir kelebek olarak çıkar.Şimdi siz o kelebeği onca zamandır milim milim kaymasın bir an önce çıkıp kelebek olsun diye alır dışarı çıkarırsanız o kelebeğe iyilik etmiş olmazsınız,aksine onu öldürmek için bir sebep olursunuz.Çünkü o kelebeğin ordaki sıvıya o süre kadar ihtiyacı vardır.Aynı şekilde doğum evresini tam olarak tamamlamamış bir cenini erken müdahale ile çıkartıp sonra sağlıklı bir bebek gibi büyütmeye çalışmak mümkün müdür?Yani evlatlar Allah her şeyi bir denge unsuru içerisinde yaratmıştır.
Dağlarda cirit atan keçilere,geyiklere bakın sanki onlarda hastalanınca gider belli otları yerler,şifa bulmaya çalışırlar.Bu iç güdüyü onlara veren onları en güzel şekilde yaratandır.Bu dengeye ne şekilde olursa olsun müdahale etmeye çalışmak aklı karı değildir.Yaratmak işi Allah’a mahsustur.O neyin, nasıl daha güzel olacağını bizlerden daha iyi bilir.Hal böyle olunca da bizlerin ne haddine ki,Onun yarattıklarıyla oyun oynmaya çalışırız.Eğer haddimizi bilmez isek,yarın burnumuz yerlerde sürününce de kusura bakmayalım,suçlu aramayalım.Suçlu biziz evlatlar!
Ben ve Monika pür dikkat Richard amcayı dinlemeye devam ediyorduk. Daha bir kaç saat evveline kadar Dallas’lı bir sığır çobanı diye tanıdğımız Richard amca bilge bir insan olarak çıkmıştı karşımıza.Anlattığı şeylere katılmamak mümkün değildi.Doğru şeyler söylüyordu.Demek ki dedim içimden "Her insan bir deryadır,önce bir dinlemek gerek".
(devamı gelecek...)