- 1004 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Uçurtmam vardı...
Uçurtmam vardı…
Mavi gökyüzünde bir yıldız endamıyla gündüz neşeli neşeli rüzgara bıraktığım…
Misina teli araklardım dayımın kayığından… Sadece; masmavi gökyüzünde kırmızı bir al bayrağın yıldızca uçmasını seyretmek için… Etrafında taklacı güvercinler uçuşup takla atardı… Kırmızı gövdesine beyaz bir ay-yıldız yapmıştım çocuksu hevesimle…
Sanki…
Gökyüzüne dostluk tohumlarını kırmızı gövdesine yaptığım beyaz ay-yıldız ile ekecekmişim gibi… Çocukluk işte…
Bunca çirkefliğin kol kola gezindiği yeryüzüne ne yapabildirdi ki; terazisine bağlı misinanın diğer ucu elimdeki uçurtmam?...
Haberi bile yoktu eminim… O güzel bayrak gibi göğsünde kurduğum hayallerden… Nazlı nazlı salınırken mistik kokulu rüzgarların önünde…
Uçurtmam vardı…
Masmavi gökyüzünde deliler gibi şahlanan…
Rüzgara sevgi aşılıyordu kırmızı gövdesindeki beyaz ay-yıldızı ile… Dünyalar tatlısı görüntü sergiliyordu uzun mu uzun kuyruğunun rüzgarda titremesiyle…
Vuruldu birgün…
Kara bir karganın gaga darberiyle…
Zaten kağıtla kaplanmış bedeni sevgi ile yoğrulup naif bir yüreğin gözlerinde süzülüyordu nazlı nazlı…
Serenatlar yapıyordu bana sanki onca uzaklardan… Güneş altında göz kırpıyor sanıyordum bana….
Delinmiş bedenini rüzgarlar öpemiyordu ve şarkılar söyleyemiyordu… Kırık bir dalın ağaçtan düşmesi gibi gibi düştü ve öldü…
Elimde kalan renksiz misina telini yaşlı gözlerle sararken elimdeki lakota; bana giderayak yine sevgi nağmeleri söylüyordu… Uzunca yaptığım kuyruğunu yetim bir çocuğun mazlum bakışlarıyla ıslatarak aldım yerden… Uçurtmam ölmüştü… Sızısı yüreğimden uzunca bir zaman ayrılmadı…
Ay-yıldızlı bayrağımı görünce uçurtmam gelir aklıma… Masmavi gökyüzünün asalet timsali bayrağım gibi dalgalanışını hayal eder mutlu olurum…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.