Aptal Kutusu
İnsanın kendini öne çıkarmak için küçük hesaplar yapması ne kötü. Boşuna dememişler, ’küçük insanlar küçük hesaplar yapar’ diye...
O değil de;
Elit oyuncu, elit sunucu diye tanınıyor ama konuğa ’uzaylı’ yakıştırması yapıyor. Ne şimdi bu! Reyting kaygısı mı? Yaptığı işten o kadar mı emin değil... o kadar mı güvensiz...
O değil de;
Diğeri ne yapıyor?
Birçok insanın beğendiği müziği bir çoğuna göre çok daha iyi yapan birini ’komedi’ adı altında ti’ye alıyor ve her geçen gün dozu gittikçe artırıyor.
Hatta biraz önce reklamlarda gördüm, reklamcılar bile bu nahoş duruma alet olmuşlar. Abartıda sınır tanımayarak telefon firmasını da bu işe dahil etmişler.
Güldüm mü?
Hayır... Sadece, bahse konu olan isimleri bir daha izlememeye karar verdim...
O değil de;
Bir diğeri, insanlarla alay ederek program yapıyor ve bu işten ekmek yiyor. Ne kadar saçmalarsan o kadar çok para o kadar çok ekmek... Ortalığı ne kadar karıştırırsan bir o kadar reklam... ’Reklamın iyisi kötüsü olmaz’ tam da bu aşamada devreye giriyor.
O değil de;
Aptal kutusuna savaş açmanın zamanı geldi de geçti bile... Birileri birileri ezmeye çalışarak/ezerek biyerlere geliyor. Ve sonra bir halt oldum sanıyor.
O’nlardan da yaptıkları zırvalardan da çok sıkıldım...
YORUMLAR
Elinize, kaleminize sağlık. Bir de kelimeleri yanlış telaffuzları yok mu, anlı- şanlı sunucuların! Katil olmak işten değil. Hani ekmek yiyor bu insanlar, bu işten. Haydi kendilerine, topluma saygıları yok, bari ekmeklerine saygıları için biraz okusunlar, gayret sarf etsinler. Nerede...
"O değil de..." Derdimizi depreştirdiniz. Yine de bazı şeyleri kendine dert eden insanları okumak güzel.
Selâm ile...
Esma KAHRAMAN
:) sevgilerimle.
Sayın Kahraman,
Yazınızı dehşetle okudum. Üzüldüm.
O kara söyleyeyim .Daha fazla bir şey katıp duygularımı ifade etmek ,izah etmek zahmetine de girmeyeceğim. Yıllar oldu sizin eleştirel ve toplumsal ve magandasal sorunları iğneleyen yazılarınızı zevkle okuyan bir insan olarak bu yazınızı dün esen "kasırga" dan sonra memleketimizin güzide sanatçılarını kaşağılayan ve adeta hatta tırıs giden bu seçkin ve geçkin ve hatta gençlerimize çok iyi numuneler olan değerli şahsiyetleri " hışşşşırrr hışşıırr" haşlayan yazınızı esefle karşıladığımı üzülerek ifade etmek isterdim doğrusu.
Memleketimizin bu yaradılış olarak , yaşayış olarak ,telaffuz olarak,giyim ve yiyim olarak, askerlik borcunu ifa olarak, night kulüp olarak , kaşınım olarak farklı ve üstün insanlarını eleştirmek için bir kerre ecnebi olmanız gerekirdi ki bu üstün meziyet sizde yok.
Aptal kutusu dediğiniz o alet-i keramet ise milletimizin yekvücut bakakldığı ve her ne duyarsa iman ettiği bir teknoloji harikasıdır ki asla size ona laf söyletmem.
Sabah akşam biz onunla öğrendik Liseye giderken mintanlarımızı dışarıya salmayı, büyüklerimizin yanında nasıl "ÖZGÜR" olunur ondan öğrendik.
Maria Mercedes'in çektiği eziyeti o sizin "aptal kutusu" dediğiniz mübarek alet olmasaydı nasıl öğrenecektik?
Nasıl öğrenecektik "panpiş" lerin neler yaptığını*
Kimin kimi nasıl aldattığını?
Hangi barda kim kimle toplaştı nasıl duyabilirdik?
Sorarım size ?
Yılbaşı akşamları gazinolarda nasıl eğlenildiğini oralarda eğlenenleri seyrederek eğlenmeyi ve öğrenmeyi nasıl ?
Nasıl?
Onlar yüzümüze tükürse biz "Ya Rabbiiiii Şükür " demeyi nasıl öğrenecektik ?
O büyük sanatçılardan Çanakkale Savaşının "Fas ile İsrail " arasında oldukları bilgisini nasıl alacaktık?
Almanyanın başkentinin "Londra" olduğunu nasıl öğrenecektik.?
Ve daha bi sürüüüü dahice fikir fışkırtılmasını ve bilimsel şeyleri.
Lütfen kentimize gelelim.
Bir büyük sanatçımız ne demiştir ..."Atatürk ne demiş " Yurtta sulh barışta sul" evet siz bu sözü nerden bileceksiniz Nihat Doğan gibi bir büyük sanatçı söylemese....
Ya Tarkanın " Her sene bir sene daha geçiyor" sözündeki deriiiiin felsefi öküşlenmeyi nerden anlayabilirsiniz Sayın Kahraman ????
Veya ben deniz ürünlerini severim mesela balık,TAVUK yerim(Gizem özdilli),
senin için adam ödürürüm ama cinayet asla!(Müslüm gürses),cumhuriyet 1927 yılında ilan edildi(tuğba özay),tüneli kaçmak içinmi kazdınız(reha muhtar),Doğustan kör olduğunuzu anladım da beyfendi küçükkende mi gözleriniz görmüyordu onu soruyorum(reha muhtar),ve de şu söz ......."
---beni kötü aletlerine emel etmeye çalışanlar var(Şenay akay) sıradan bir vatandaştan...otobüse,dolmuşa binen bir bayandan duyabileceğiniz bir veciz söz müdür ?
O halde Sayın Kahraman sizi keşmekeşe davet ediyorum ( Valla bu söze bayılırım..eskiden siyasiler çok söylerdi ben de bi yerde kullanıyım diye kaç satırdır çatladım...işte sonunda kullandım..OHHH BEE ! )
Sayın yazar ben yine de alçaktan alıyorum....Hangi alçak mı?
Ya daa neler...
Bakınız bu aşağıdaki sözleri de belki nadim olur da pişmana gelirsiniz de diyet yaparsınız diye veriyorum....
1-.ben meme kanserine şahsen karşıyım.... (sinem güven
2-bize nasıl kullanıldığını gösterebilir misiniz lütfen?” - gülgûn feyman kadınlar için üretilmiş prezervatifi tutarak üretici firma yetkilisine bu soruyu sorar.
3-.beni diğer türkücülerle karıştırmayın, ben lise mezunuyum - nihat doğan
4-"erkekler çok çirkin şeylerdir, sakalları var, şeyleri var" => nadide sultan
5-.izzet yıldızhan:fransızlar amma kültürlü,ufacık çocukları bile fransızca konuşuyor.
lerzan mutlu: (dart üstüne yapıştırdığı okan bayülgen resmini kastederek) okan'ı dudağından vurana kendimi vereceğim.
yasemin bozkurt:(anne ve babasına kavuşturduğu gözü yaşlı insana) artık yanında bir annen bir de baban var,güle güle kullan.
İşte bu kadar ....
Daa ben ne diyim size.
erolabi tarafından 4/19/2012 11:48:02 AM zamanında düzenlenmiştir.
Esma KAHRAMAN
bu yorumdan sonra bilinçaltım karıştı. beni nasıl bir keşmekeşe soktuğunun farkında mısın Sayın Yazarım!
sırasıyla;
sinem güven, sinem güven, sinem güven... canım benim yaa... Allah beden sağlığının yanısıra akıl ve ruh sağlığı da versin inşallah... cümlemize...
gülgün feyman... ömrün uzun düğünün güzün olsun... daha ne diyim ben sana!.
nihat doğan.. doğdu dünyamıza bir ışık gibi.... bunun üniversite mezunu olanından yokmuydu ki...
nadide sultan... idolümdün... bütün hayallerimi yıktın...
izzet yıldızhan...bigün biri gelir alır götürürse seni...yıldız yıldız gözlerin oyalar beni...
lerzan mutlu ah lerzan mutlu... hep mutlu ol mutlu kal emi!
yasemin bozkurt... kazasız belasız inşallah..
dikkat edersen gizem özdilliye bişi demedim. neden sebep? çünküüü ona söyleyecek laf bulamadım...
tuba özay, reha muhtar, müslüm gürses ve şenay akay...
toplaşıp müzik grubu kurabilirler...
Tarkaannnnnnnnnn... ona laf yok... o bitane..
erolabi
Ne demiş atalarımız ""başımdan aşağı kaynar sular düştü"= fatih ürek" aynen yazınızı okuduğumda başımdan aşağı köpürtülmüş sular düştü...Çatıda problem vardı,bugün gelip rapor tuttular. Önümüzdeki ay yaparlar artık.
Bi de "mozart'ı hiç dinlemedim ama türkiye'ye gelirse konserine seve seve giderim " demişti küçücük ve acıların çocuku Emrah..O zaman acı çekiyodu ki ne dediğini bi,lmiyodu.
Ben burada şunu açık küreklilikle söyliyim Asena bacımızın dediği gibi "salak olabilirim ama aptal asla " o yüzden yazınıza eleştiriş yaptım. Yanlış anlamayın sizi bi yazar olarak beheniyorumFakat,ama,lakin ( üçü bi arada) ben ben almanyaya çok giderim mesela dün viyanadaydım. "diyen İbrahim Tatlısese de bi geçmiş olmuş demeniz yapışık olurdu ve hem de alırdı.
Yine de Kibariye hanfendinin "araplara bayılıyorum, en çok da tine turner var ya ona hayranım...demesinin altındaki derin - lik tartışılmaz.
Esra Balamir adlı değerli sanatçımız "
dalağımı aldırdım ama çok da işlevsel bir organ olmadığı için üzülmedim." derken ne güzel anlatmış dalak ile salak arasındaki bağıntıyı...
Yine de Tarkan öyle mi ?
erolabi
Bir de bu güzide insanlar gibi büyük gastelerimiz de var mesela ""Sanli Tük bayragimiz sadece 1 milyona....." => (Aksam gazetesi reklami)
Ve Gülben Ergen bayya bi ergenmiş ki "-"Sizin karsiniza iyi çikabilmek için elimden gelenin en iyisini yaptim, her geleni yaptim..." demişti.
Esma KAHRAMAN
mozaik derken bunları kasdetmiş olabilirler mi acaba...
ben o'nu pasta olarak sevmiştimmm...
Erzurumlu Selim
Hanımefendi yazdıklarınıza bakınca aptal kutusunu çoktan kapattığımızı farkettim. Haberler ve seyrettiğimiz bir iki dizi o kadar.
Bir zamanlar çok ulu büyüklerimiz demişlerdi ki ; " Konuşan Türkiye istiyorum " diğeri de " Ben radyomu istiyorum " ... anımsadınız sanırım ikisini de :))
Al sana karnından konuşan Türkiye ve al sana namütenahi aptal kutusu !
Durum budur gerisi sudur der giderim.
Tebrik eder saygılar sunarım.
Esma KAHRAMAN
yine de tvden iyi olduğu kesin...
:) sevgilerimle Sayın Yazarım.