OĞUL KOKULUM,
Hani telefonda "teyze gel" diyen cılız sesinle kalkıp Eskişehir’e gelmiştim. Dedenin tek katlı evinin bahçe sundurmasında bana olanca heyecanını içine katıp , daha önce belki kaç kez okuduğun, masalı bir çırpıda okumuştun.Bana "seninle gelip, okuyacağım" derken, ya seni almazsam korkusu nasılda sarmıştı gözlerini.
O kadar küçüktün ki, sana korkularımı endişelerimi söyleyemedim.
Senin anne baban boşanmışlardı.Bir kaç ay evvel ben bebeğimi yitirmiştim.Birimiz anneye,huzurlu bir aile ortamına, diğerimiz evlat sevgisine muhtaçtık.Sahi sana bundan hiç söz etmiş miydim.İçimdeki beni yakan, bir yanımı eksik hissettiren oğul sevgimden, oğlumu kaybederken ve kaybettikten sonra yaşadığım acılardan bahsetmiş miydim? O kadar ürkmüş tün ki büyük olasılıkla söz etmemiş olabilirim.
Aslında o güne kadar çok sık görüşmemiştik bile.Ben ne kadar gelip gidebilmiş sem size o kadar. Tanınmıyordun bile beni.
Bir bavula sığdırdığımız senin 6 yaşınla yola çıktık. Trene bindiğimizde ne çok ağlamıştın, elimden gelen bir şey yoktu sana sahip çıkmaktan başka, hatta bir asker üstlendi seni teselli etmeyi.Benim yüreğim dayanmamıştır.
İstanbul’a geldiğimizde iki yabancı gibiydik.Ben çalışıyordum.Seni bırakacak yerim bile yoktu.Kucağımda günlerce Belediyeye, Üniversiteye götürdüm durdum.
Bir gece avaz avaz ağlamanla fırladım yataktan.Sen ağlıyordun ağlamaktan bana cevap bile vermiyordun.Neden sonra sakinleşebildin ve ben ancak o zaman anladım altını ıslattığını.Sen ağlamaktan şişmiş gözlerle ben de hayretler içinde birbirimize bakıyorduk."Ne var bunda değişiriz yıkarız " diyebildim.Seni tekrar yatırdım .Bu olay bir kaç kez tekrarladı.Her seferinde ağlıyordun, ben de sana bunun üstesinden gelebiliriz diyordum.Yeri geldikçe bu konuyu konuştuk.Bizim sorunumuz olduğunu , biraz zaman geçince çözemezsek bir doktora gidebileceğimize karar verdik.Kısa bir süre sonra tekrarlamayınca bir gün " sorunu çözdüm teyze " derken sendeki sevinci ben hala hatırlıyorum.Bu olumsuz olay bize sorun karşısında ne yapabileceğimiz öğretmişti.Her sorun fırsattır diye boşuna söylenmemiş.
Hatırlar mısın bir gün okul çıkışı eve gelmemiştin.Ben telaş içinde seni aramaya koşmuştum.Seni arılar sokmuştu.Kız arkadaşına çikolata yedirirken.Arılara savaş açmıştın ondan sonra.
Anıların biri bitmeden diğer, üşüyor aklıma.Hani bir gün ben uzandım.Sen oyun oynuyordun. Beni hiç huzursuz etmeden sabırla beklerdin böyle durumlarda.Uyanınca üstüme abandı boğuşmaya, cilveleşmeye başladık senle.Aman Alla-hım o ne saçların yüzüme yapışıp kalıyordu.Saçların dökülüyordu tutam tutam.Bende bir telaş, bir endişe, yoluyorum saçlarını, neredeyse çıldıracağım".Çocuğun saçları birden döküldü, ne yapacağım Allahım diyordum."Senin gözlerinde muzip pırıltıyı görünce olay anlaşıldı. Saçlarını kesmişsin.Hem de rastgele.Gülsem mi, kızsam mı karar veremedim.Donup kaldım.Okula devamsızlığın olmazdı kolay kolay, saçlarını güzelleştirme uğruna bir gün okuldan kaldın.
Zaman ne çabuk geçti deriz ya, zamanın çabuk ya da yavaş geçmesi bize ve yaşadıklarımıza bağlı.Seninle zaman hep çabuk geçti nur tanem.Hayatımda olduğun dönemin zor zamanları, yeterince sabredemeyip seni hırpaladığı m zamanlardır. Onun ötesinde çorba karıştırırken kelime çalışmalarımız. Oturup problem çözmemiz zaman zaman seni sıksa da bana çok keyif veriyordu.
Hatırlıyorsun değil mi bana bir şet sorduğunda hafifçe dokunuyor, gezici ansiklopedi gibisin diyordun.
Aklıma Atılganla yaptığınız ayakkabı savaşı geldi birden.Atılgan isim babası olduğun kurt köpeğimizdi eminim onu hiç unutmamışsındır.Sen ayakkabılarını dışarıda Atılgan da mutlaka ayakkabının tekini alıp yandaki tarlaya atardı.Her sabah bu okula gitmeden yaşadığımız bir şeydi.Sen yine ağlardın.Fakat ben sana sorumluluk duygusunu öğretebilmek için ayakkabıları bilerek içeri almazdım.
Ayaklarının koktuğunu bilir bazen sana olan sevgimi ölçmek için ayaklarını burnuma yaklaştırırdı.Sonradan üvey annenin yanına gittiğinde eve gelince mutlaka ayaklarını ve çoraplarını yıkadığını bana söylediklerinde sana bunu öğretmiş olmaktan sevinç duydum.Ben senin ayak kokunu koklaya bilirdim ama sen bu sorununu çöze bilmeliydin çöze bilmeliydin
Güzel gözlüm sıkıldın mı?
Ben sazı elime aldım mı epey okurum.
Senin kokunu, dokunuşunu, kokumu içine çekişini öyle özledim ki!
Sesini duyamıyorum, sana sarılamıyor um.Biliyor musun neden endişeleniyorum.Bir gün geç kalmandan oğul kokulum.Geç kalmandan korkuyorum.Şimdi zaman çok uzun geliyor sana.Nasılsa yaparım, nasılsa bir gün giderim diyorsun.Ya o bir gün gelip de geldiğinde ben olmazsam diye üzülüyorum .İnsan nedenini anlayamadığı şeyler karşısında çok aciz kalıyor.
Neden bir tanem neden sesini . gözlerini, kokunu benden saklıyorsun.Aslında bunları kendinden saklıyorsun.Çözülemeyecek bir şey olabilir mi? Neden bu hasretliği yaşıyoruz.Sen hiç gitmedin benden.Kokun burnumda burnum isyanda.Seni her şeye rağmen demiyorum, seni seviyorum. Umarım gözlerinde yıldızlar vardır.
SENİ çok özledim!
Teyzen