- 1278 Okunma
- 14 Yorum
- 0 Beğeni
Utanç
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
İstanbul Atatürk Hava Limanı’nından gelen habere göre şiddetli fırtına ve yağış bütün uçak seferlerinin en az iki saat iptal edilmesine sebep olmuştu.
Tamam dedim, uçaklar iptal edildiğine göre, maçlar da iptal edilir. İşin bu kısmına için için seviniyordum. Yoksa maçlar oynanırken ben gökyüzünde olacaktım. Günlerden beri biletimi değiştirmek için ne yaptıysam olmamıştı. Şans işte, bir yağmur, bir fırtına derken.
Neyse;
Ben bu havaalanına her geldiğimde ne mutlu oluyorum kendime bile anlatamam. Her şey öyle bambaşka, öyle gelişmiş oluyordu ki.
Bir de çocukluğuma dönmek istiyorum, sonra vazgeçiyorum. Kağnı arabası gibi arabalarla yolculukları düşünesim gelmiyor içimden. İnsanoğlu bu, ne biçim yaratık. Azıcık güzeli görmesin hemen kötüsüne arkasını dönüyor.
..
Karşımda toprağımın çeşit çeşit insanı benimle beraber oturmuş, uçağın kalkış saatini bekliyorduk.
En köşede oturan oldukça yaşlı, başı türbanlı hanım hanımcık bir teyze dikkâtimi çekti. Düşen bastonunu almak için eğilmeye çalışınca, diğer elindeki çantasını da düşürdü. Diğer tarafa da eğilmeye çalıştı, olmadı. Yerimden kalktım, bastonunu ve çantasını alıp kendisine verdim. Yüzündeki tatlı tebessüm on teşekküre bedeldi.
-Sağolun. Yaşlılık işte.
Az sonra havayollarının yaptığı anonsla herkes sıraya geçti.
-Sayın yolcularımız, uçak seferlerimiz başlamıştır. Lütfen yerlerinizi alınız.
Neden bilmem, gözüm gayrî ihtiyari yaşlı teyzeyi aradı. Bir hanımdan öncelik rica ettiğini fark ettim. Kulak misafiri oldum.
-Kızım biraz rahatsızım, eğer mümkünse lütfen.
-Hadi teyze git işine, öyle herkese yerimi versem akşama kadar eve gidemem. Bu yaşa kadar beklemişsin, biraz daha bekle ölmezsin korkma.
Utandım.
Benim memleketimin insanı böyle biri olamaz. Asla olamaz. Ne yapsam da özür dilesem.
-Buyrun benim yerime siz geçin.
-Teşekkür ederim oğlum.
İç salona geçtik.
-Bir yakınınızı mı ziyarete gelmiştiniz teyze?
-Yok oğlum. Ben bu şehrin ilçelerine iki okul yaptırdım, ara sıra onları ziyaret etmeye gelirim. Şimdi de yakınlarında bir köye yeni bir okul temeli için geldim. Biraz rahatsızım, yaşlılık işte.
İçimden "o mübarek ellerinizi öpebilir miyim demek geçti."
Sustum.
Yutkunamadım, gözlerim teyzeye bir kaç adımlık yerini vermeyen kadını aradı.
Duysun istedim ve utansın.
Ülkemizin minik yavrularına okuma imkânı sağlıyan gördüğüm veya görmediğim tüm yardımsever insanlarımıza ve Sayın Seçki Kurulumuza Teşekkür ederim.
Mehmet Güzel.
YORUMLAR
Burası öyle bir yer ki,:),başbakanı vatandaşına ananı al git diyen,evsizlerin soğuk kış gününde donarak öldüğü,sokak çocuklarını böbreklerinin çalındığı ve öldürüldüğü,hakkını arayanların copla dövüldüğü tekme tokat atıldığı,biber gazıyla insanların öldürüldüğü,küçük çocukların merdiven altı atölyelerde çalıştırıldığı,kadınların fuhuşa zorlandığı,
yaşli emeklilerin ayın sonunu getiremediği,gıdalarına her türlü ne olduğu belli olmayan nesnelerin katıldığı ,buğdayın ithal edildiği,etin ithal edildiği,bakanın çıkıp kendine geldiğini sevindim dediği yaşlı vatandaşa
sevindiğini nerden bileyim takla atsana, diyenin bakan olduğu ,intihalcinin osym.mmm başkanı yapıldığı,gazetecilerin hapse tıkıldığı,hakkını arayan gençlerin üniversiteden atıldığı ,uyarıldı ,kınandığı,tivitterden başbakanı eleştiren kişinin geceleyin sanki terörist gibi baskın yapılıp uyarıldığı,
daha neler neler,bakanı ,başbakanı neler söylemiş kadıncağız ne demiş ki:))))))))))))
burası patogonya
Mehmet GÜZEL
Mehmet Bey, yazınızla günümüzün kanayan yarasına parmak basmayı başarmışsınız. Bir tarafta, küçücük yavrularımızın okuması için varını yoğunu ortaya döken yaşlı bir insan. Hatta yürüyemeyecek durumda, bastonlu, diğer tarafta genç ve vurdum duymaz kendini beğenmiş bir bayan...
"Bize neler oluyor ?" demekten insan kendini alamıyor. Ülkemiz insanı giderek tuhaf bir hal almaya başladı; bunu bizzat yaşayarak ben de gördüm. Bir pazar günü evime hayli uzak bir semt pazarına gitmiştim. Tabii ki dolmuşla. Giderken sorun yoktu, bindiğim gibi indim. Gelirken pazar arabam doluydu ve dolmuşa bindirinceye kadar akla karası seçtim. Halbuki dolmuş ağzına kadar öğrenci doluydu, kimi ayakta, kimi oturur halde. Dershane çıkışına denk gelmişim.
Neyse, arabamı güçlükle bindirdim, hiç bir öğrenci ucundan tutmadığı gibi, hiç biri de kalkıp yerini vermedi(!)
Gerçekten soruyorum; bize neler oluyor?
Güzel bir yazıydı tebrik ederim. Umarım bunları bilerek yapanlar okur da biraz daha çeki düzen verir kendilerine.
saygılar...
Mehmet GÜZEL
Bağlar kopuyor, akrabalıklar bitiyor. Şimdilik alo diyoruz, yarın onu da demiyebiliriz.
Saygıyı ancak kelime olarak anlarız işte o kadar.
Saygımla efendim.
Mehmet GÜZEL
Saygılarımla.
Mehmet GÜZEL
Saygımla.
İnsanlar sosyal ilişkilerinde hassas ve saygılı olmalıdır tabiki bu kendini yetiştirmiş kişiler için geçerli bir meziyettir .heleki bu yazınızdaki yaşlı hanım çağdaş ,hayırsever birİ olduğu için saygıyı iki kere hak ediyor beğenerek ve severek okudum Mehmet bey kaleminiz daim olsun Saygılarımla
Mehmet GÜZEL
Teşekkür ederim Sn. Canoğlu, saygımla.
Mehmet GÜZEL
Teşekkür ederim Sn. Canoğlu, saygımla.
Maalesef yurdum insanı içinde böyle öküzleri de var. (Üzgünüm ama öyle)
Mehmet ağabeycim, duyarlı yüreğini ve kalem tutan o güzel ellerini öperim...
SEVGİLER / HÜRMETLER...
Mehmet GÜZEL
Selamlarımla.
Mehmet GÜZEL
:)
Saygımla.
zaten utanan insan sözleri demezdi....insan bu cümleyi duyunca ben kendimden utanırım....öyle büyüklerimizin elleri öpülmezmi...tebrikler efendim güzel ve anlamlı yazınızı kutlarım..gül diyarından selam lar
Mehmet GÜZEL
Teşekkür ederim efendim.
Şiirleriniz de böyle sizin. Damar damar duygu ırmağı geçiyor satır aralarından.
Anı okumak her zaman cazip gelmiştir bana. Beğenerek okudum bu yazınızı da.
Kutluyorum.
Saygılar.
Mehmet GÜZEL
Saygımla.
Duygularinizin barindigi bu guzelim yureginize, selam ve sevgilerimle...Okurken duygulandim ,hem uzuldum hemde sevindim..oyledir iste ,uzuntunun devami sevinctir ,sevgi beslegen yureklerde..Tesekkur ederim guzel bir paylasimda olmam bana gurur verdi..selamlar.
Mehmet GÜZEL
Değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim.
Saygılarımla.
Mehmet GÜZEL
Saygımla.