Konya’daki Vali İhsan Dede İlköğretim Okulu
’DERSİMİZ CAM SİLME!
Konya’daki bir ilköğretim okulunun öğrencilerinin cam temizliği yaptığı iddiası üzerine soruşturma açıldı
Konya’daki Vali İhsan Dede İlköğretim Okulu’nda, 7’nci sınıf öğrencilerinin okulun 2’nci katındaki pencerenin pervazına çıkarak camları sildikleri iddia edildi. Düşme tehlikesine rağmen öğrencilerin camları sildiğini öne süren çevredekiler, çocukları cep telefonunun kamerasıyla görüntüledi.
Merkez Selçuklu İlçesi’nde 1963 öğrencisi bulunan 3 katlı Vali İhsan Dede İlköğretim Okulu’nda geçen hafta 2’nci katta, pencerenin pervazına çıkarak camları silenlerin öğrenciler olduğu söylendi. Çocukların düşme tehlikesine rağmen camları sildiği gören çevredeki bazı vatandaşlar, o anı cep telefonunun kamerasıyla kaydetti. Görüntülerde bir kişinin içeriden camları silerken, 2 kişinin de pervaza basıp, zaman zaman yürüyerek ya da emekleyerek camları silmesi dikkat çekti.
Okul yöneticileri: Sonradan öğrendik
Okul yöneticileri, okulda hizmetli olmadığını ve öğrencilerin çevresini temiz tutmaları konusunda sürekli uyardıklarını ancak camları silmeleri yönünde bir talepleri olmadığını söyledi. Dersleri boş olduğu sırada öğrencilerin camları sildiğini sonradan öğrendiklerini savunan okul yöneticileri, haberlerinin olması halinde buna izin vermeyeceklerini öne sürdü. Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri ise konu hakkında yapılan ihbar üzerine inceleme başlattı.’ (Kaynak: Milliyet)
Bu zihniyeti şiddetle kınıyorum!
Ve; okul yetkililerinin en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum.
Pintilik işte böyle birşey... Bir okul düşünün ki, yetkilileri camları sildirmek için paraya kıyıp temizlik firmasını aramak yerine, öğrencilerin hayatını hiçe sayarak onlara sildirmeyi uygun buluyor.
O çocuklardan birinin velisi ben olsaydım, yetkilileri sürüm sürüm süründürürdüm...
Bir de küfreden gibi ’sonradan öğrendik’ demezler mi... Bu ne lakaytlık!
Bu durumda okulda yetkili misin nesin, ne işle iştigal edersin anlamadım ki...
Hadi yedik diyelim... farzedelim sonradan öğrendin...De; senin okuldaki işin ne? Yaşanan en can alıcı şeyi en son öğrenen kişi olacaksan bırak görevi topla pılını pırtını git Bodrum’a yerleş!
Yazıklar olsun yaa... Böyle eğitime böyle eğitimcilere gerçekten yazıklar olsun!
YORUMLAR
çocuklarım ilköğretimde okurken okulda hizmetli vardı ama yeterli değildi sadece kaba temziliği yapıyordu. Sınıfların sıraların camların temizliği aksıyordu. Veliler toplantısında öğretmenizmiz durumu anlattı camların kapının sıraların en az ayda bi rkez temizlenmesi gerekiyor dedi. İsterseniz her ay sıraya koyar her ay iki veli gelir temizler yada her ay sıraya koyar iki veli parasını veir temizlikçi tutarız dedi. Bizlerde para verip temizlikçi tutmayı kabul ettik. Belki o okulda da böyle bir şey demişlerdir ama kabul edilmemiştir ama öğrencinin pencere pervazına çıkıpta cam silmesi yanlış canları tehlikeye giriyor
saygılar selamlar
Esma KAHRAMAN
bıraksınlar cam pis kalsın...
Sevgili Esma.
Bu yazıyı sayfanda okuyunca ister istemez eski günlere gittim. Zaman zaman yazılarımda bahsettiğim Kocaeli - Akmeşe Yatılı İlköğretim Bölge Okuluna....Bizim okulumuzun mevcudu öyle 1963 filan değildi. Hepi topu 200 ü yatılı, 200 ü yatısız toplam 400 öğrencimiz vardı ve ben o okulda idarecilik de yaptım bir dönem. Öğretmenlik ve idarecilik dışında aynı zamanda öğrenci velisiydim de. İki oğlum da o okulda öğrenciydi.
Okul soba ile ısıtılıyordu. Her sene 60 ton ağaç gelirdi okula. Okul bahçesine bir hızar konur ve 60 ton ağaç sobalık odun olarak kesilirdi. Bahçede odundan bir dağ oluşurdu. İyi de o odunları kim taşıyacak kömürlüklere...Devlet baba 6o ton odunun parasını veriyor. İhaleyle, pazarlıkla canın burnundan gele gele kabul ettirebiliyorsun o parayı odun tüccarına ve ancak odunu satın alabiliyorsun. Peki taşıması? İşte onun için para yok. Peki eleman var mı? Var...Biri ayağı topal, öteki akciğerleri haşat olmuş iki tane hasta hizmetli. Ne yapmak lazım peki? O odunlar çocukların oyun alanı olan bahçede öylece kalsın mı? Kalmasın tabii ki...İyi de taşıtmak için para da yok. Hımmm Alt tarafı 60 ton odun...Kaça taşınır ki ? Değil mi?..Hem öğrencilerden toplanan o kadar eğitime katkı payları var.Onlar nereye gidiyor? Değil mi efendim?
Eh o eğitime katkı paylarını da anlatalım: Büyük bir kısmı Bakanlığa gider, Bir bölümü İl Milli Eğitim Müdürlüğüne gider, devede kulak kısmı da okulunuza kalır. Onunla ne yaparsınız peki? Okulunuzun kırılan camları, bozulan sıhhi tesisatı, değiştirilmesi gereken sıra ve masaları, öğrenciler için kullanılacak kırtasiye malzemeleri, ( tebeşire varıncaya kadar), spor malzemeleri, bando, folklor ekibinin ihtiyaçları ,aklıma gelmeyen daha pek çok ihtiyaç için harcarsınız. Yani odun taşıtma diye bir kalem yok...Oraya aktaracağınız bir para da yok.
Tek çareniz kalmıştır: Aranızda para toplamak, ya da bu odunları öğrencilere taşıtmak. Mademki o odunlar bizlerin ısınması için yakılacaktır o halde taşıması da bize ait olmalıdır.
Başlarsınız öğrencilere taşıtmaya....İşte bu noktada itirazlar başlar: ''Biz çocuklarımızı okula hamallık yapsınlar diye mi gönderiyoruz? ''
Haklıdır veli...O çocuklar okula hamallık yapsınlar diye gönderilmemektedir. O bakımdan da veli , bir sandalyede oturup '' Oğlum Ahmet, Kızım Ayşe... haydi bakalım ne de çabuk yoruldunuz devam edin '' diyen bir öğretmen görürse kıyameti koparır...Ama topal bacağı ile ceketini bir ağaç dalına asmış olduğu halde öğrencileriyle birlikte odun taşıyan bir öğretmen görürse, o öğretmenin alnında biriken boncuk boncuk terleri görürüse hiç sesini çıkarmaz.
Aynı şekilde, topal bir idarecisinin ayağında çizmeler, elide hortum , öğrencileriyle birlikte okulu baştan aşağı yıkayıp tertemiz yaptığını görürüse yine ses çıkarmaz evlatlarının cam silmesine...
Vali İhsan Dede İlköğretim okulunda yapılan şeyin yanlış tarafı idarecilerin '' bizim bundan haberimiz yok '' demeleridir. Yoksa öğrenci - öğretmen, veli, hizmetli, ve sair herkes o okul için seferber olursa hiç kimse '' Bizim evlatlarımız temizlik işçisi mi diyemez...Derse de öğretmen sorar o zaman '' Ben temizlik işçisi miyim peki? '' diye...
Bir de tabii ki öğrencilerin hayati tehlike olacak iş ve eylemlerden uzak tutulması lazım. Yoksa biz de çok cam temizlettik öğrenciye ama hiç bir zaman pervazlarda cambazlık yaptırmadık onlara...İşin o kısmı bize ait oldu.
Uzun bir cevap oldu farkındayım ama bu konu tam benim konum maalesef. Üzerinde daha sayfalar dolusu yazmam mümkün
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları tarafından 4/17/2012 1:55:13 PM zamanında düzenlenmiştir.
Esma KAHRAMAN
misafir sanatçı ya kendileri... şarkısını söyleyip gidecek
...
bazı okullarda yaşanan dramı, öğretmenin-öğrencinin çilesini biliyorum elbet... :) seni de anlıyorum...
anlamadığım şey, dünyalı olmayan insanlar...
Hanımefendi okul mevcunu ( 1963 ) ortalama bir derslikteki öğenci sayınına bölersek ( mevzuat 20 kişi de ben 30 dan hesaplıyayım ) 60 derslikten fazla yapar. En az 60 öğretmen dershane için mevcut olması lazım.
Yöneticisiyle değişecek öğretmenleriyle, idari kadrodaki sekreter vs... o anda 100 ün üzerinde kadro personeli olması gerekir diye düşündüm... düşündüm ...düşümdüm...
... ve dedim ki, bu işi hep böyle yaptıklarından herkes olağan bir durum diye gördü geçti...
Adem oğlu iblis meselesi...Ayrıca yalan da eski icat herkes gibi onlar da kullanmışlar...Yersek...
Önemli bir konuydu duyarlılığınızı kutlar saygılar sunarım.
Esma KAHRAMAN
yok yaa... biz adam olmayız...
sevgiler sayın Yazarım.