- 1040 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Üzülmedim.
yalan yok üzülmedim gidişine.
hemde hiç...
sadece unkapanından geçerken köprü üzerinde denize olta sallayanları görünce aklıma geliyorsun, nedensiz sebepsiz gözlerim kısılıyor ellerimi ceplerime sokuyorum...
bir de bakışlarımı çeviriyorum yoldan yana, perşembe pazarında yürürken günlerden pazarsa eğer...
arap camiinin sokağı yakıyor canımı, dudağımda eski bir yara gibi kanıyor öpüşün...
yalan yok hiç üzülmedim; hemde hiç...
üzülmezdim de yolum şişhane yokuşuna düşmeseydi eğer. neden bu yokuşlar tek başına çıkılmaz ki...
domates fidelerinin o çıldırtan kokusu, adamı yoldan çıkaran o lanet çiçek pasajı, beyoğlu, o eski kitaplar, yıllar öncesinin hüzünlerini yüklenip bıçak gibi gözlerime sokan o siyah beyaz fotoğraflar, mevlevihanedeki susmuşlar bahçesi, galatasaray lisesinin yanındaki bu şehre inat büyüyen incir ağacı bu kahreden şehirde yaşamasam yolum düşmese bu cadde-i kebir’e,adımlarım düşmese adımlarının yanına bunu bilmesem düşünmesem eğer
yine de üzülürsem namerdim...
git...
ama şunu bil bu şerefsiz şehirde tek başına simit bile yenmiyor...
YORUMLAR
sevgili Tanımsız
zarif yorumunuz ve bir o kadar güzel şiiriniz için teşekkürler.
sevgili emre;
her şey bildiğiniz üzre..))
züğürt tesellisi bir bakıma değerli yorumun için teşekkürler.
kırmızı_siyah tarafından 1/27/2008 12:47:44 AM zamanında düzenlenmiştir.
o kadar içten yazılmış ki...bu sevda denilen olay insanı tüketiyor ne yazık ki...
o malum akşamdan
belliydi gideceğin
gülüşün buz gibiydi
dokunuşun zoraki
sokaklar benim artık
keyfim tek kişilik
kolesterolle tuzuma karışan yok
en azından şimdilik...
paylaşımınız için tskrlr...
TANIMSIZ tarafından 1/26/2008 11:49:34 PM zamanında düzenlenmiştir.