- 2091 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
TIP’DA TEDAVİSİ HENÜZ BULUNAMAYAN HASTALIKLARA PARAPSİKOLOJİNİN SAĞLAYACAĞI FAYDALAR :
Günümüzde bilim adamlarının çalışmaları,tıp dünyasında yaşanan gelişmeler ve doktorların özverili gayretleri asla inkar edilemez.Teknolojinin de desteği ile gerçekten son derece başarılı işlere imza atılmakta ve her geçen gün bilim dünyasında insanlık adına harikalar yaratılmaktadır.Ancak bütün bu gelişmelere rağmen maalesef ortada çözümsüz duran bir çok hastalığın varlığı da su götürmez bir gerçektir.Örneğin bunlardan sadece bir kaçını ele alalım.ALS-MS-EPİLEPSİ ve ŞİZOFRENİ.Dünya genelinde ürkütücü boyutlarda olan ve maalesef ülkemizde de hasta yakınlarını saymazsak bir buçuk milyondan fazla insanın muzdarip olduğu bu hastalıklarda henüz istenilen başarı yakalanabilmiş değildir.Bu hastalar umutsuzca ayakta kalmaya çalışmakta ve bir an önce dertlerine çare bulunmasını beklemektedirler.Yakın bir gelecekte de bir umut ışığının görünmemesi bu insanları ve ailelerini perişan etmektedir.
Basit bir örnekle konuyu açıklamak gerekirse;Bu hastalıklarla savaşta,yine herkesin bildiği şekliyle savaşı örnek verebiliriz.Ülkeler savaş sırasında üstün gelebilmek için ellerindeki bütün enstrümanları kullanırlar.Uçaklar,helikopterler,gemiler,tank’lar,toplar,füzeler ve her çeşit bombaları kullanarak düşmanlarına galip gelmeye çalışırlar.Mantık bunu emreder.Olması gerekende zaten budur.Her çeşit harp sanatı, top yekûn seferberlik ve lojistik destek ile koordineli bir biçimde uygulanarak zafere ulaşılabilir.Bu temel gerçekten hareketle;hastalıklarla mücadelede de bütün enstrümanlar doğru şekilde kullanılırsa başarı kaçınılmazdır.Zira yüce Rabbimiz çaresiz dert vermemiştir.Tek bir pencereden bakarak çözülemeyen hastalıkların,başka bakış açılarına ihtiyaç duyduğu da ortadadır.Bizler büyük bir bütünün parçalarını oluşturmaktayız.Sadece 5 duyu organımız(Görme-işitme-tatma-koklama ve dokunma) ve 4 boyut perspektifinden (Uzunluk,genişlik,yükseklik ve zaman) bakarak evreni algılayabildiğimizi düşünmek en hafif tabirle kendimizi aldatmak demektir.Bir çok anlamsız ve önyargılı sebeplerden ötürü bir bilim dalı olarak kabul edilmeyen parapsikoloji’nin (psikolojinin ötesi-metafizik yani duyu organlarımızla göremediğimiz alem) dikkate alınması hayati önem arz etmektedir.Parapsikoloji, aslında evrende ihtiyaç duyduğumuz her şeyi bulmamızı sağlayacak bir alet çantası görevi görmektedir.Elbette evreni yoktan var eden yüce Allah’ın bize sunduğu nimetlerin idrakinde olup,inkâra sapmadan ilahi kaynaklardan faydalanabildiğimiz ölçü de,parapsikolojinin ve diğer bilimlerin başarı oranı artış gösterecektir.
ALS=Amiyotrofik Lateral Skleroz.Diğer adıyla motor nöron hastalığı:Motor nöronların dejenerasyonu ile kendini gösteren ve hızla ilerleyen ölümcül bir hastalıktır.Nöronların tahribi sonucunda özellikle solunum kaslarında ki tutulmalar ölüme sebebiyet vermektedir.Halk arasında kas erimesi olarak da bilinen hastalık çözüm beklemektedir.Ülkemizde 6.500 civarında ALS hastası olduğu tahmin edilmektedir.
MS=Multiple skleroz;Beyin ve omur iliğin(merkezi sinir sistemi) bir hastalığıdır.Merkezi sinir sistemi,sinirler boyunca vücuda elektriksel mesajlar gönderen bir telefon santraline benzer.Bu mesajlar bilinçli ve bilinçsiz tüm hareketlerimizi kontrol eder.Multipl skleroz mesajların düzgün iletilmesini engeller.Sağlıklı sinir liflerinin çoğu mesajların iletilmesini kolaylaştıran miyelin denilen yağlı bir madde ile çevrelenmiştir.MS’de miyelin parçalanır ve yerini sertleşmiş dokular alır.Buda mesajların geçişini saptırır ya da tümden bloke eder.Vücut fonksiyonları kontrol edilemez hale gelir.Genç erişkinler ve kadınlar öncelikli risk grubundadırlar(20-40 yaş).Türkiye de 30.000 civarında MS hastası bulunmakta.
EPİLEPSİ(SARA)= beyin içinde bulunan sinir hücrelerinin olağan dışı bir elektro-kimyasal boşalma yapması sonucu ortaya çıkan nörolojik bozukluk, hastalıktır. Beynin normalde çalışması ile ilgili elektriğin aşırı ve kontrolsüz yayılımı sonucu oluşur. Sıklıkla geçici bilinç kaybına neden olur.
Epilepsi nöbetleri farklı şekillerde ortaya çıkar. Bazı nöbetlerden önce korku hissi gibi olağandışı algılamalar ortaya çıkarken, bazı nöbetlerde kişi yere düşebilir, bazen ağzı köpürebilir.İlaçlarla kısmen nöbetler önlenebilse de henüz tam anlamıyla tedavi edilemeyen türleri mevcuttur.Türkiye de 700.000 den fazla hasta var.
ŞİZOFRENİ=Şizofreni kişilik bölünmesi, zayıf kişilikli olma, zeka geriliği veya tembellik değildir. Önemli ruhsal hastalıklarından birisidir.
Hastalarda genelde gerçekle hayal dünyasını ayırt edememe, mantıksal düşünme yeteneği kaybı, normal duygusal tepkiler verememe ve toplumsal kurallara uyamama görülür.Aynı zamanda hatırlama ve normal konuşma yeteneği genelde kaybolur. Diğer bedensel ve ruhsal hastalıklarda olduğu gibi organik nedenleri vardır.Bu gün şizofreninin ortaya çıkışında rol oynayan dopamin ve serotonin sistemi gibi beyinde yer alan taşıyıcı (nörotransmitter) sistemlerin rol oynadığı araştırmalarla gösterilmektedir. Toplumda %1 oranında şizofreni görülmektedir. Sıklıkla 15-25 yaşları arasında ortaya çıkmaktadır. 12 yaşından önce ve 40 yaşından sonra görülmesi enderdir.
Günümüzde kullanılan ilaçlar belirtileri büyük oranda kontrol altına alabilmekte ancak bazı semptomlar çoğu hastada yaşam boyu sürmektedir. Bu hastalığı tümüyle atlatan hasta sayısı tüm hastaların ancak 1/5’idir. Bazı hastalar sadece bir defa atak geçirmekte, bazı hastalarda ara dönemleri normal olan ve tekrarlayan ataklar olmakta, bazı hastalarda ise belirtilerdeartma ve azalma ile giden ancak hiçbir zaman normale dönmeyen bir seyir görülebilmektedir.
İlaç kullanımı ile çoğu belirti kontrol altına alınabilmektedir, buna karşın bazı hastalar halen var olan ilaç tedavilerinden faydalanamamakta, ekonomik nedenlerle ilaçları temin edememekte veya ilaç yan etkileri nedeni ile tedaviye devam etmek istememektedir.Türkiye de 700-800.000 bin şizofreni hastası olduğu tahmin edilmektedir.
Herkesin kabul ettiği bir gerçek vardır ki o da şudur;hangi türde hastalık olursa olsun ister fiziki ister ruhsal yada her ikisi birden,hastanın moral seviyesi tedavi sürecinde çok etkili bir rol oynamaktadır.Hatta stres ,insanın bağışıklık sistemini önemli ölçüde hasara uğratarak beraberinde bir çok hastalığa davetiye çıkarmaktadır.Vücudundaki herhangi bir özründen,sakatlığından veya başka hastalığından üzüntü duyarak strese kapılıp ruhsal yönden de hasta olabilen insanın,ruhsal bir hastalığının fizik bedenini etkileyerek bağışıklık sistemini çökertmesi ve bir çok fiziksel rahatsızlıklara maruz kalması da gayet tabiidir.Tüm bu gerçekler ortada iken sadece kimyasal ilaçlarla tedavisi sağlanamayan hastaların,parapsikoloji kapsamında da değerlendirilmesinde büyük faydalar olacağı kanısındayım.
PARAPSİKOLOJİK AÇIDAN KULLANABİLECEĞİMİZ ENSTRÜMANLAR:
1-Hastalığın oluşmasına neden olan sebeplerin ortaya çıkarılması.Doğru teşhis yarı yarıya tedavi demektir.
2-Tedavide biyoenerji uygulanması.Kilitlenmiş çakraların tespit edilerek o bölge üzerine psi enerji yönlendirilmesi.
3-Element terapileri.Doğum tarihlerine göre eksik elementin belirlenmesi.Ruhun işleme stilleri.
4-Renk ve ses terapileri.
5-Hipnoz ,bilinç altı kodlamalar,telepatik uyarılmalar,imajizasyon ve düşünce gücü terapileri.
6- Akupunktur ve masaj terapileri.
7- Kozmik arınma ve piramit yataklar.
8-Taşlar ve madenlerin kozmik etkilerinden,manyetizmadan faydalanma.
9-Havas ilimleri çerçevesinde vefklerden,esmalardan ve duaların gücünden faydalanmak.(Elbette astrolojik hesaplar ile doğru zamanda doğru şeyleri uygulamak önemlidir.Günümüzde Astroloji hesaplarında 5 günlük bir sapma bulunmaktadır.Hadid ve Afel noktalarının ters yüz olmasını göz önüne alarak jeomanyetik sapmalar ve güneşin konumu doğru değerlendirilmelidir.Zira güneşin ekvator ve kutup bölgelerinde ki döngüler eşit değildir.Kuantum boyutta nötrinoların etkileri gözden uzak tutulmamalı.)
10-Sorun cinlerden kaynaklanıyorsa bertaraf edilmesi ve bazı özel durumlarda davetler ile cinlerin celbi’nin sağlanması.
Bizi kuşatan evrende her şey girift haldedir ve sebep sonuç ilişkileri penceresinden bakarken bütün olasılıkları değerlendirdiğimiz zaman çözümsüz hiçbir şey olmadığını daha rahat göreceğiz.Başarmak ancak ve ancak inanıp çalışmakla mümkün olabilir.
Ünsal Arslankaya.